- 820 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEN BARİ YAPMA!
Sen benim umudumsun,desteğim,dayanağım,gücümsün ve dahi kuvvetim; sen bari yapma!
Belki başkaları beni anlamaz, aynı dert içimizi yakmaz, belki de başkalarıyla gönül ayarlarımızın frekansları tutmaz.
Ama sen öyle değilsin ki bana. Seninle oturur ve dertleşir bir birimizi anlarız. Hendek harbi hayalinde Rasulullah (s.a.v) ile beraber açlığa tahammül için karnımıza taş bağlar derdimizin dünya olmadığını anlatırız. Eyüp (a.s.) ile beraber mağarada yaralarımıza sabreder hak yolunda her zora sabredilmesini öğrenmeye çalışırız. İbrahim (a.s.) gibi söz konusu Allah’a verilmiş söz ise en sevdiğimiz kıymetleri bile Allah yolunda kurban etmeye hazırlanırken İsmail (a.s.) gibi hakka hakikate boyun uzatır kurban oluruz. Sen böylesin benim için, yapma!
Bak ümmeti nasıl boğazlıyorlar, Filistinde ilk mabedim ,ilk kıblem hoyratça nasıl çiğneniyor. Ülkeme her yoldan ve türden her malzemeyle nasıl saldırıyorlar; yerine göre terör silahıyla , yerine göre ekonomik silahlarla. Ve hiç kesintiye uğramaya sosyal medya saldırılarıyla.. Televizyon izleme de seçici davransan dahi reklamlarda bile ürün reklamı adı altında inancımıza , geleneğimize saldırmıyorlar mı? Bu reklamlar rasgele hazırlanıyor mu zannediyorsun, reklamları hazırlayan kuruluşlara kim yön veriyor? Hiç birşey bilinçsiz değil. Yine tv programları güldür güldür şovlarla hep bel altı üslupla reklamından, dizisine, diziden eğlencesine kadar hep aile yapımıza, inanç değerlerimize saldırıyor,saldırıyor.. Hem öyle bir saldırıyor ki hiç birşey izlemeyen sadece haber izleyen birini bile hesap edip müstehcen haber ve görüntülerle saldırırken beraberinde psikoloji bozuk kişilerin işlediklerini normal bir insan yapmış gibi cinnet haberleriyle toplum psikolojisine dahi saldırıyorlar; işte bu yüzden sen bari yapma!
Diğer yandan modaya yön verenler neden hep edep ve namusa saldırırcasına modalar icat ederek sokaklara dökülen nesillerimizi inanç ve değerlerimizden durmadan uzaklaştırarak bizim çocuklarımızı bize yabancılaştırıyor? Hal bu iken sen bari yapma!
Dünyada mazlum kardeşlerin zalimlerin zulmünden nefes dahi alamayıp seni hasret ve dualarla beklerken ve senin onlara ulaşacak ülkenin hep hızı, kuvveti kesilmeye çalışılırken sen bari yapma!
Yine dünya coğrafyasında huzur arayan, İslamın huzur,barış ve kurtuluş mesajı ulaşmamış insanlar senden bu mesajı ulaştırmanı çorak toprağın susuzluktan kavrulup suyu beklediği gibi senin bu mesajını ulaştırmanı beklerken sen bari yapma!
Ekonomimize, ticaretimize kattıkları faiz zehriyle hem de Allah’ın ayetinde net bir şekilde "Allah’a ve Rasülü’ne harp ilan etmiş olusunuz" dediği faizle bizleri esir alırlarken bu faiz belasını hayatımızın sıradan normal bir işi gibi normalleştirmediler mi? Ev alırken, araba alırken, sıkıştığımızda borcumuzu öderken, düğünümüzü yaparken.. daha da sayayım mı? Hepimiz biliyoruz işte.
Ne yapalım başka yolumuz, çaremiz yok demenin de gereği yok. Neye çaresiziz, neden çaresiziz, yolları çareleri bulan biz miyiz, yoksa gücü ve kudreti elinde bulunduran Allah mı? Halbu ki kararlı bir şekilde Allah’a sığınıp hakkıyla tevekkül etsek; Peygamberimiz (s.a.v.) müjdelediği gibi Allah bizleri kuşlar gibi rızıklandırmaz mı? Bazı şeylere mecbur sanma kendini. Çocuğuna düğün yaparken günaha gire gire düğün yapmak zorunda değilsin. İşlerinde faizle iç içe de olmak zorunda değilsin. Kirada oturmak ya da arabasız olmak günah değil, ayıp değil. Çoğun olacağına azın olsun ama ardından önüne vebal gelmesin. Telaş da yapma! Şunu bil ki; hiç kimse Allah’ın kendine ayırdığı rızkı almadan bu dünyadan göçmez. Ve bu ayrılan miktar harama dalsan artmaz, helalde sabretsen azalmaz. Sebebine sarıl ve üstüne düşeni dosdoğruca yap.
Hem şunuda deme sakın! Zamaneymiş, el alem ne dermiş deme. Sen dünyada ya da ahirette zora düşersen seni ne zaman kurtarır ne de el alem. Hepimiz Allah’a dönüp yaptıklarımızdan O’na hesap vereceğiz. O halde el alem ne der değil Allah ne der ona bak sen.
İşte bunları bilen biri olarak sen bari yapma!
Yoksa sen; müslüman yaptığı işi herkesten güzel yapmalı, en iyi imkanlara sahip olmalı derken bunları Allah rızası için dünyalığın ve dünyanın esiri olmadan yapması gerekirken tersini mi yaptın? Yunus Emre’nin ifadesindeki "Derdi dünya olanın dünyalar kadar derdi olur." sözüne mi örnek oldun? Yapma, etme! Tamam bir mümin olarak çalışkan olmalıyız, bilimde teknolojide herkesi geçmeliyiz, ulaştığımız güç ve kuvvet karşısında zalimlerin dizlerinin bağı çözülmeli ve bunları yapmanın her türlü meşru yolunu kullanmalıyız, bu olması gereken normal olandır. Ama bunları yaparken yolu izi kaybedersek, hırsla ne olursa olsun kazanmaya kilitlenirsek işte o zaman kazansakta kaybettik. Bütün bu işleri bir merkebe benzetirsek; gideceğimiz ahiret mekanına bizi salimen ulaştırması için bu merkebe ihtiyacımız var ve sırtına binerek yolculuk yapmalıyız, merkebi sırtımıza alarak yolculuk yapılmaz. Dünyayı kendimize dert edinmek merkebi sırta almaktır. Yapma!
Aslında sen bunları biliyorsun. Seninle oturup bu dertlere beraber hüzünlenmedik mi, düşmanlarımıza öfkelenip dişlerimizi ve yumruklarımızı sıkmadık mı? Ne oldu da sert rüzgarlarda dimdik duran sen şimdi hafif üflemelerde sallanıyorsun, yapma! Şunu bil ve aklından çıkarma ki; iman imkan demektir, hangi konuda olursa olsun çaresiz ve yalnız değilsin. Üstüne düşeni yap, gerisini gücü ve kudretinde sınır olmayan Allah’a bırak, dertlenme. Hem bizim derdimiz dünya olmasın, yoksa dünyalar kadar derdimiz oluverir Allah korusun. Ayrıca hasır üstünde yatmaktan mübarek yüzüne hasırın izleri çıkan, açlıktan karnına iki taş bağlayan Peygamberimiz (s.a.v.)’in derdi neydi? "Konforlu bir evimiz ne zaman olacak" diye, ya da "elde yok avuçta yok bizim sonumuz ne olacak, çocuk çoluk ne yapacak" diye hiç kederlendi mi? Ya O Taif’te taşlandığında, zulme uğradığında bile ne dedi: "Ya Rabbi, eğer Sen razı isen ben bu yaşadıklarıma hiç aldırmam" dedi, çünkü O’nun derdi dünya değil, Allah’ın rızasıydı.
Tamam bizler hasırda yatmayalım, helal dairesinde olan konforlu ev arabaya da karşı olmayalım, olursa da nimeti için Allah’a şükredip O’nun rızasını kazanmaya çalışalım ama derdimiz bunlara sahip olmak olmasın. İşte o zaman yanlışlar başlıyor, haramlar kursağa iniyor ve haram bedel ödetiyor.işte bu yüzden doğru olanı yap , yanlışı yapma.
Beni sen anlarsın, anlamalısın. Başta dedim ya sen benim gücümsün, desteğimsin diye. Hakikaten öyle. Sen benim korkularıma karşı yüreğimsin, ülkeme ve ümmete her yoldan saldıran şer güçlere karşı arkamı yasladığım dağ gibisin. Her türlü oyunları bozup parçalayacak irademsin. Mazlumlara karşı ve huzuru arayan tüm insanlık için sen beklenensin, sen umutsun. İşte bu yüzden her işini Allah’a göre yap kuvvet bul, arka bul. Seni bozmaya, ifsat etmeye çalışanlara fırsat verip bozulma! Sen bozulursan aile bozulur, aile bozulursa toplum bozulur. Seni bozmak için her türlü yolla üstüne geliyorlar, müsade etme!
Tuzaklara, heveslere ve mecburiyetlere karşı kendini ve neslini korumak zorundasın. Ufak bir taviz dahi verme!
Kendini basite alma, sen anadolu, sen ümmetsin.
Dedim ya beni sen anlarsın diye, anlamamazlık etme ne olur. Ufak ufak göçme, iri ol diri ol!
Zamanenin oyuncağı ve hederi olma, kıymeti ol. Yanlışlarından dön, kendine, özüne, inancına gel!
Sen olmazsan ben yalnızım, yapma, sen bari yapma!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.