- 1406 Okunma
- 10 Yorum
- 3 Beğeni
MÜZEYYEN HANIMIN KEDİSİ HASAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evet dedi Müzeyyen Hanım, incecikten bir ses geliyordu, acı ve çaresizlik içeren yardım sesleri, yardım miyavlamalarıydı. Yavru bir kedinin sesiydi. Sabah gün ışıkları doğana kadar ikizlerin doğumunda doktoruna yardım etmiş, yorgun ve bitkin bir şekilde yatağını hayal ederken nereden de gelmişti bu çaresizlik sesi. Yağmurlu ve serince bir havada bu biçareyi de sokakta bırakamazdı. Sağına soluna bakarak sesin geldiği tarafı bulmaya çalıştı. En sonunda mahalle manavının kapı önündeki kasaların arasında çaresiz mini, mini henüz gözleri yeni açılmış sarı bir sarman kediyi buldu. Zavallıcık hem ıslanmış hem de üşümüştü. Elindeki çantayı kolunda sağlamlaştırarak kediyi kucağına aldı. Ve evine götürdü.
Kedi hem acıkmış, hem de üşümüştü. Ebe-hemşire olmanın verdiği alışkanlıkla hızlıca kediyi temizledi. Kuruladı. Sonra da karnını doyurup uykuya bıraktı. Müzeyyen Hanım bu kedinin bir sahibinin olmasını umuyordu. Mahalle sakinlerine sordu soruşturdu. Yazık ki yavru kedinin ne annesinden haber, ne de sahibi olduğuna dair bir bilgi alamadı. Kedi Müzeyyen Hanım’ın evini yuva, Müzeyyen Hanım da kediyi ailenin bir ferdi olarak bildi, bu şekilde yaşamaya başladılar.
Aradan bir süre sonra yavru kedi büyümüş serpilmiş yakışıklı bir erkek sarman kedi olmuştu.
Bir gün Müzeyyen Hanım’ın çok sevdiği bir arkadaşı Melek yatılı olarak ziyaretine gelmek ister. Müzeyyen Hanım da arkadaşını evine kabul eder, ancak aynı akşam bir doğum olduğuna dair Müzeyyen Hanıma acil haber gelir, yerine de bakacak bir başka ebe-hemşire bulunamaz, Müzeyyen Hanım arkadaşını evde bırakıp doğuma gitmek zorunda kalır ve giderken kedisine;
“Melek sana emanet” der.
Müzeyyen hanımın arkadaşı Melek Hanım evde sarman kedi ile akşamı geçirip yatarlar iken bir süre sonra kapı çalınır. Sokak kapısının önünde sürü halinde kediler insanların anlayacağı dilde “Hasan, Hasan” diye seslenmektedirler. Evin Sarman kedisi gider kapıyı açar, kapının önü renk, renk irili, ufaklı, çeşitli cinslerde kedilerle dolmuştur
“Efendim” der. Sarman Kedi. Diğer kediler;
“Hasan peri kızının düğünü var. Hepimiz oraya davetliyiz sen de gel” derler. Bu arada Müzeyyen hanımın arkadaşı Melek korkudan tir, tir titreyerek uyuyor numarası yapar, yorganın aralığından konuşmaları izlemeye devam eder. Sarman kedi.
“Hayır gelemem evde misafirimiz var, Müzeyyen ablam onu bana emanet etti” der. Tüm kediler bir ağızdan onu da getir onu da getir diye bağırırlar. Ve sarman kediyi ikna ederler. Tüm kediler birleşerek Müzeyyen Hanım’ın Arkadaşını yatağı ile birlikte yüklenirler, uzakça Işıklar içinde süslenmiş bir yere giderler, Melek Hanımı yüksekçe bir ağacın tepesine yerleştirerek kendileri de aşağıda sabaha kadar eğlenirler. Bu arada Melek Hanım olanları hayretle yukarıdan izlemektedir.
Sabaha karşı eğlence bittikten sonra da Melek Hanım’ın da yatağı ile birlikte alıp dönerler iken Melek hanım kaldığı ağacın dallarından birisini gizlice koparır ve yorganın altına saklar.
Sabah Müzeyyen Hanım doğumu yaptırmış, olanlardan habersiz evine dönmüştür. Arkadaşı Melek olanları anlatır fakat Müzeyyen Hanım’a çok da inandırıcı gelmez.
“Rüya görmüşsün” der.
Bir zaman sonra Müzeyyen Hanımın Sarman kedisi yaşlanır, hastalanır ve bir gün evi terk eder. Ne kadar arasa da bulamaz kedisini üzgün olan Müzeyyen Hanım. Bir müddet sonra; bir gün kapısı çalınır. Kapının önünde kediler ve bir sandık vardır. Kediler der ki;
“Müzeyyen Abla Hasan vefat etti. Bu sandığı da size getirmemizi vasiyet etti.”dedikten sonra giderler.
Müzeyyen hanım sandığı açtığında bir sürü değerli taş, değerli altın, gümüş, takı ve eşyaları görür. Sarman Kedisi sahibi tarafından öldüğünün görülmesini istememiş, vefa borcunu da bu şekilde ödemiştir. Müzeyyen Hanım Arkadaşı Melek Hanıma inanmamış olduğuna üzülür.
Melek Hanım tarafından kedilerin eğlencesine şahit olduğu gece getirilen dal uzmanlar tarafından incelendiğinde bulundukları bölgede böyle bir ağacın yetişmeyeceğine karar verilmiştir.
26.08.2018
Masalımsı bu öykü yazımı güne taşıyan çok Değerli seçki kuruluna Teşekkürler ediyorum.
Saygılarımla.
27.08.2018
YORUMLAR
Fatma Oral adı öncelikle güvenilir tevazu sahibi kompleksiz zarif iyi niyetli ve özlemini duyduğum çok değerli bir insan portresidir benim için.
Kaleme aldığınız konu ise kendi hayatımın çok üstünde müthiş değerli ve önemli bir Alemdir benim için.
Keşke Dünya yalnızca Onlara ait olabilseydi..
Yüreğinizden güzellikler hiç eksilmesin dilerim.
Sonsuz sevgilerimle.
Fatma Oral
Önce yorumunuzu zamanında görüp cevaplandıramadığım için çok üzüldüğümü söylemeden geçemeyeceğim.
Şahsım adına yapmış olduğunuz güzel değerlendirmeleriniz ve yorumlarınız sizin güzel gören gözlerinizin eseridir. Çok teşekkür ederim. Size katılıyorum. dünya sadece onların olmalı idi.
Sevgilerimi sunuyorum.
Çok ilginç çok sürükleyici kısaca yerini hak eden masalımsı bir öykü.
Tüm içtenliğimle kutluyorum sevgili dostumu.
Nicelerine sevgili Fatma Hanımcım.
Sevgiler, selamlar.
Fatma Oral
Sevgilerimle.
Fatma Oral
Teşekkür ederim yorumunuz için.
Sevgilerimle.
Kucağımda kedim, bi yandan onun boynunun altını okşadım yazınızı okurken. Keyiflenince çıkardıkları mırıltı sesi var ya o sesle eşlik etti bana. Onlar öyle üstün yaratılmışlar ki, inanın evdeki varlıkları bir çok mucizeye sebebiyet veriyor. Çok seviyorum, çok seviyoruz hepimiz.Onun da bizi seviyor olması evet sandık sandık mücevherden daha kıymetli.
Çok güzel ve ilginç bir öykü ve verdiği mesaj gerçekten çok anlamlı.
Tebrikler Fatma Hanım, sevgi ve selamlar.
Fatma Oral
Sevgilerimle
Dün gece ilgiyle okumuştum yazınızı. Bu tür anlatımları seviyorum. Yani finalini merak ve heyecanla beklediğim yazıları. Güne seçilmiş olmasına ayrıca mutlu oldum. Nicelerine inşallah.
Tebrik ederim.
Sevgilerimle
Fatma Oral
Sevgilerimle.
ilginç bir masaldı ilham verebilir çoklarına. Başarınızı kutlarım sevgilerle.
Fatma Oral
Sevgilerimle
Ben de Fıstık'ımı çok yağmurlu ve fırtınalı bir akşamda erkek kedilerin elinden zor almıştım... O kadar küçüktü ki ayaklarının üzerinde duramıyordu. Şırıngayla beslemiştim onu, büyür de salarım diye düşünmüştüm... Olmadı, bırakamadım...
Anlatım bu benzerlikten dolayı çok ilgimi çekti... Sonrası farklı gelişti...
Masalımsı bir anlatımdı, ama sizin başka bir mesaj vermek istediğinizi düşünüyorum... Onu da merak ettim açıkçası...
İlginç bir öyküydü, kutlarım Fatma Hanım... Sevgilerimle...
Fatma Oral
Bizim bu canlardan aldığımız hiç bir şey ile ölçülmez. Onların da bize ne kadar değer verdiğini, masalımsı bir öykü ile göstermek istedim. Ne yazık ki bu canların canını hiçe sayıyoruź. Sevimli iken bakıp, sonra sokağa bırakıyoruz. Hayvanlara bakanların aldığı haz ve mutluluk sandıklar dolusu mücevher gibidir.
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
Serap IRKÖRÜCÜ
Ama Fıstık'ımı alıncaya kadar kedi deneyimim olmadı... kadir gecesi bulmuşrum onu kan revan içinde... Kıyamadım... 8.5 yıl bizim kızımız oldu. Her türlü operasyonlar, veteriner konrtolları düzenli olarak yapıldı. Bir gece ansızın gitti... Dönmedi...
O nedele yazınızdaki benzerlikler beni çok etkiledi. Şu anda Kınalı'm var yanımda... Masum mu masum!... dışardan duyduğum her miyavlama sanki bana sesleniyor gibi geliyor, kıyamıyorum...
Aaaa!.. Bu konuda yazacak ne kadar çok şey var!... :)))
Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğimle... Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ
Daha nicelerine...
Sevgilerimle...
Kedi dendi mi akan sular durur benim için..
Ne harika bir anlatım ve vefa borcu bir öyküydü..
Kutlarım arkadaşım..
Sevgilerimle
Fatma Oral
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle
Fatma Oral
Bir varmış bir yokmuş.
Bu arada ne kadar güzellik yakalayabilirsek balık misali.
Sevgilerimle.