- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV BÖLÜM-8
BÖLÜM-8
YEDİ YIL ÖNCE KIRŞEHİR-2
İki gün sonra Yıldırım telefonla aradı.
Yıldırım,
‘’ Hadi yavrum yanına birkaç parça gerekli eşyanı al. Yarın öğleden sonra, altı sıralarında Otogarda buluşalım.’’
Esma,
‘’ Hemen hazırlığa başlıyorum. Yanıma pek fazla bir şey almayacağım. Birkaç parça eşya kimliğim ve yüz elli lira para.’’
Yıldırım,
‘’ Yarın otogarın girişinde buluşuruz.’’
Esma,
‘’ Tamam canım.’’
Sevinçten ve heyecandan elim ayağım titriyordu. Nihayet kurduğum hayallere kavuşacaktım. Sanki bir şeyler olacakmış gibi annem yanımda bitti.
Zümrüt Hanım,
‘’ Hadi kız iyisin Haydar Efendiler yarın değil öbür gün seni istemeye geliyorlar. Hazırlıklara başlayalım.’’
Boynumu bükerek,
‘’ Anne daha çok erken değil mi? Bu duruma kendimi biraz olsun alıştırayım.’’
Zümrüt Hanım,
‘’ Yok öyle şey demir tavında dövülür. Daha sonra alışmak için çok zamanın olacak.’’
Annemden iyice soğumuştum. Bir anne kızına nasıl böyle bir şey yapabilir.’’ Ama Ayla alıma gelince yapar dedim. Benim annem gibi bir kadın olursa yapar.’’
Her şeyimi hazırladım. İş sadece ufak valizi evden çıkarmaya kaldı. İçimden Allah’ım bana yardım et. Kazasız belasız bu evden çıkıp gideyim. ‘’ Annem işi
olduğunu söyleyip evden çıkınca, derin bir oh çektim. Kardeşlerimle vedalaşıp evden ayrıldım. Doğduğum iyi ve kötü günler yaşadığım eve arkamı dönüp son bir defa daha baktım. Artık buraları bir daha göremeyeceğimin bilinci içinde azıcık içim acımıyor da değildi. Ama annem böyle istedi. Yolun karşısına geçip, beni otogara götürecek bir taksi beklemeye başladım. Otogarın girişinde Yıldırım beni bekliyordu. Otobüsün hareket etmesine on dakika kala yetişmiştim.
Yıldırım,
‘’ Nerede kaldın? Otobüs neredeyse hareket etmek üzere acele edelim.’’
Otobüse yolcular binmiş, geç kalan birkaç yolcuyu bekliyorlardı. Hemen binip yerimizi bulduktan sonra oturduk. Gözlerimden mutluluk akıyordu.
Birkaç dakika sonra perondan hareket ettik. İstanbul’a doğru yolculuğumuz başlamıştı.
Yolculuğumuz yaklaşık yedi saat sürdü. Bizi Yıldırım’ın askerlik arkadaşı Serhat karşıladı. Tanışma faslından sonra, gecenin kalan kısmını kız kardeşinin evinde geçirmek üzere yola çıktık. Gecenin ikisine doğru evden içeri girdik. Önce bizi kız kardeşi ile tanıştırdı. Adı Rezzan ismi gibi kendi de güler yüzlü, cana yakın biriydi. Çok samimi davrandı. Sanırım bir birimize kanımız ısındı.
Serhat,
‘’ Şimdi yorgun olduğunuz yüzünüzden belli. Bu gece hemen yatın. Yorgunluğunuzu üzerinizden atın. Yarın yapacak çok işimiz var. Kardeşim sen odalarını gösteriver.’’
Rezzan,
‘’ Hadi gelin bakalım yol yorgunları. Esma sen bu odada, Yıldırım ağabey sen de yanındaki odada kalacaksın. Yaramazlık yok anlaşıldı mı?’’
Rezzan odaları gösterdikten sonra ağabeyinin yanına geldi. ‘’ İkisini de sevdim ağabey. Çok büyük bir sevap işliyorsun. Allah sana böyle bir kız nasip etsin.’’
Serhat,
‘’ Böyle şeylerle ödenmez ama ben Yıldırım’a bir can borçluyum. Gerisini anla kardeşim. Eniştem bu hafta gececi değil mi? Ne güzel işte Esma sana arkadaş olur. Ben şimdi
Gidiyorum yarın sabah gelirim.
Rezzan,
‘’ Otur oturduğun yerde, sana şuracıkta bir yatak açarım yatar uyursun. Bak ne diyeceğim. Belki kız kardeşi vardır onu da sana yaparız. Tamam olur.’’
Serhat,
‘’ Sen sus bakayım boyundan büyük işlere karışma. Dediğin gibi olsun ben de burada yatarım.’’
Ertesi gün kahvaltıdan sonra, hep beraber yeni evimize gittik. Rezzanların bir arka sokağında. Hemen girişteki daireydi. Ev benim çok hoşuma gitti. Dayalı döşeli hiçbir eksiği yoktu. Çamaşır makinasından buzdolabına kadar. Üstelik dolabın içi tıka basa doluydu.
Serhat,
‘’ Evin bir senelik kirası peşin ödendi. Haberiniz olsun. Yarın akşam sizi annem ve babamla tanıştıracağım. Şimdi Esma sen Rezzan’la beraber geri döneceksin, ben Yıldırım’la beraber iş yerine geçeceğim. Ha unutmadan evin anahtarlarını al Hayırlı olsun kardeşim.
Gözlerim yaşardı gerçek kardeşlik bu olsa gerek. Biri beni çimdiklesin bu rüyadan uyanayım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.