- 688 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kiremitli Evler
Severim kiremitli evleri.Evi, sarıp kucaklayan bir çatısı vardır kiremitli evlerin.Sıcacık ,ev gibi evdirler.İlk okulda resim dersinde hep böyle kiremitli evler çizerdim.Mutlaka ortasından bir dere akar ve güneş gülümseyerek bakardı o sevimli evime.Şimdilerdeki kibrit kutusu görünümlü dikine uzayan ya da yatay yayılan çatısız,sevimsiz aynı model apartmanlara benzemez kiremitli evler. Bir kere bahçelidiler.Bahçelerinde çeşit çeşit,renk renk çiçekler bahçe duvarından kafasın uzatıp sokağı gözler.Mis gibi kokan yaseminler,hanımelleri kapısında selamlar sizi.Mahalle kültürü vardır o evlerin.Komşulukları da başka güzeldir. Böyle bir eve gözlerimi açıp,çocukluğum böyle bir evde geçti diye mi nedir? Nerede bir kiremit görsem o günlere giderim. elime alıp okşayasım gelir yerdeki kiremit parçalarını bile.ilkokula giderken daha okumayı yeni söktüğüm yıllarda.Okumanın hayal kapılarını sonuna kadar açtığı o yıllarda bir hikaye okumuştum.O hikayenin içine girip yaşadığımı hatırlıyorum.Hikayedeki kahraman bendim. Altın pencereli, çatısı kiremitli o hayal evi arayıp durmuştum çok uzun zaman. Bazen okuldan çıkarken,bazen kırlarda oynarken gözlerim evlerin pencerelerini tarardı.Altın pencereli evleri keşfetmek umuduyla.Aslında bilirdim o bir hikaye idi.Olsun,aramak güzeldi.Hikayenin kahramanı her gün uzaktan gördüğü o altın pencereli eve ulaşmak için ne çok çaba sarf etmişti.Nihayet uzun yollar aşıp,hayal evine ulaştığında altın pencereli evin aslında normal bir ev olduğunu görmüştü.. Sıradan bir evdi karşısındaki.Üstelik camları da toz içindeydi.Hayal kırıklığına uğramıştı. Öyle üzgün, hayal kırıklığı içinde dönerken güneş yön değiştirmiş ,onun altın pencereli evinin camlarına vuran güneş, şimdi karşı tepede kalan kendi evlerinin camlarını altın gibi parlatıyordu..Akşam güneşinin sarı,turuncu parlak ışıkları kendi evlerinin camlarını altın gibi parlatıp onu hayal bir eve dönüştürüyordu. Sevinçle tepeleri aşıp, altın pencereli evine ulaşmıştı. Bu hikaye bana başkasına özenirken aslında kendi evinde,kendinde nice güzellikler olduğunu keşfetmek için aramak,bakmak,görmek gerektiğini öğretmişti.Belki de bu hikaye nedeniyle evlerin çatısı olması gerekir diye düşünürüm hep.Çatısı olmayan evlerde hep birşeyler eksik ya da yarım kalmış gibi gelir bana.Zarafet ve incelik bu kiremitli evlerin her köşesinden gülümser yüzüme.El şeklindeki zarif bir kapı tokmağına uzanır elim.Bembeyaz, kolalı dantel perdelerin uçuştuğu yeşil tahta kapıda annemin hayali beliriverir gözümün önüne.Bu evler, el emeği,işlemeli zarif oymalı tahta kapılarıyla,yeşil kepenklerini,ya da ağır demir kepenklerini her sabah güneşe gülümseyerek açarlar.Hemen hepsiinin görmüş geçirmiş çok yaşamış insanlara özgü bir ağırbaşlılıkları vardır Bakımsızlığa terk edilip yıkılmaya yüz tutanlar bile yeni düzene bir başkaldırı gibi vakarla ayakta durmaya çalışırlar. Ailenin uzun geçmişini bilir o evler. Ruhu ve hafızası vardır onların. Beton evler,ne kadar görkemli,ne kadar güzel ve lüks olsalar da asla kırmızı kiremitli,tahta kapılı evlerimle boy ölçüşemezler benim gözümde.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.