- 764 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VAR MISINIZ,VARIM DEMEYE!
NOT:Bu gün sizinle bu duygularımı paylaşmak istedim...
Kendi yağında kavrulan toplumlar için ülke imaratına yapılacak her yatırım için yapanları kutlarım...
Ancak siz size ait olmayan başkalarının mallarının daha iyi alıcısı olmak ve onun bana mal satması için cazip ortamlar oluşturmayı aklı selimle reddediyorum...
Bu gün ülkemiz tüm otomobil üretici firmalarının en iyi tüketicisi haline geldi,ondan sonra neden ülke insanı bu kadar şımardı ve bireyselleşti deme hakkımızın olmadığını düşünüyorum.
Ülkemiz insanına hizmet etmek için dört gidişli gelişli otobanlar yapmanız hizmet anlayışı ile baktığımızda yapılan faaliyetler çok iyi görülür,ancak kendisi üretimden yoksun bir ülke için bakıldığında bunun anlamı ülkenin sömürge pazarı haline geldiğini ortaya koyar.
Sömürge pazarı olmak için bize yapılan desteklerin tümü bizim yaşam standartlarımızı yükseltiyormuş gibi görülse de, aslında bu yatırım için gelenler kendi ahlaksız çıkarlarını daha fazla katlamak için ülkemize geldiler; biz ise bunu bir basamak daha nasıl atlayabiliriz ve kendi lehimize çeviririz diye baktık, ancak herkes kendi açısından baktığına göre burada yara alan biz olduk.
Nedenine gelince Yollar köprüler çok güzel, bunu yok saymak mümkün değil,ancak toplumsal değişim ve dönüşümün gerçekleştirilme yollarına baktığımızda,bir toplum bu değişimin yapısına uygun değilse, o toplumda bu hareketler daima ekonomik,sosyal ve siyasal sorunlar oluşturur.
Bizim, bu günkü geldiğimiz noktanın arkasındaki iç dinamikleri net olarak ortaya koymadığımız zaman ilerde bu sorunları bir daha yaşamayacağımızı kimse garanti edemez.Onun için Kendi üretim koşullarımızı kendimiz iyileştirinceye kadar başkalarının ürettiklerini tüketmek ve toplumun refah düzeyini yükseltmenin olumlu sonuçlar çıkarmayacağını anlamamız gerekiyor.
Köprüler yollar çok güzel, bu yolların boşta kalması bizim için çok kötü, içimiz eriyor,bu harika yollarda ancak harika araçlar almalıyız,dünyada en çok tüketilen ferrari, porse Lamburcini gibi lüks araçların tüketildiği yer Türkiye,Türkiye’de Gaziantep,bunları biz üretmedik,peki neden en çok kullanan ve satın alan konumundayız.Bunları sorgulamak gerekmez mi? Sonrasında ne oldu birinde var ben de neden yok diyen, isteklerinin freni patlamış bir toplum olduk.Ya sonrası para lazım para kimlerde bankalarda,onun da kolay yolu var.
Bu defa özelleştirme furyamız başladı.Neredeyse özel bankaların tamamı bize araçlarını satan ülkelerin ya da onların partnerleri tarafından alındı.Sınırsız kredi imkanı sağladılar ürettikleri araçlarını almamız için,bizler de aldık hava basarak hızda sınır tanımadık öyle bir hız yaptık ki,geldiğimiz noktada nereye ve hangi kayaya tosladığımızı hep birlikte gördük.
Bunları bu gün neden anlatma gereği duydum, doğru tespitler yapmadığımız zaman doğru sonuçlara gidemeyiz.Onun için Bizim zayıflamamıza neden olan ana değişkene ulaşmadığımız zaman, yan ve ara değişkenlerin asıl faktör olduğu üzerinde durarak hiçbir sorunu çözmüş olmayacağız.Bu konuda bir hatırlatma yaparak nokta koyacağım sabah sabah kafanızı karıştırmak istemiyorum.
Japonya’nın kalkınma hamlesi yaptığı dönemde saray yapılır ancak taşınma biraz uzun sürünce kral neden geciktiklerini sorar,kralım sadece pencerelerin camı kaldı,peki neden takmıyorsunuz deyince,biz üretmiyoruz onu batıdan almak zorundayız derler.Kralın cevabı çok manidardır.Biz cam üretinceye kadar pencerelere naylon çekeceksiniz der.Var mısınız böyle yaşamaya ve her kurumdaki milyon dolarlık makam araçlarını yarından itibaren satışa çıkarmaya...
Bir ülkede insanlar stresli ve gerilimli bir hayat yaşıyorsa orada itibardan söz edilemez bu konuda bizim devletimizin bir itibarı var diyecekler olacağını biliyorum.
Bizim itibarımız,bindiğimiz araçlar diktiğimiz binalar olmasın yeryüzüne ekeceğimiz insanlık adalet ve yeryüzünde sömürülen toplumları uyandırmak olsun;göreceksiniz bu itibarı kimse yok edemez.Gelin hep birlikte yeni bir itibar manifestosunu hayata geçirelim...VAR MISINIZ?
Erol Kekeç/
15.08.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.