GÖLGESİNDE YAŞADIĞIMIZ BAYRAMLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Geçenlerde yaşlı amca ile tren garında yapılan söyleşiyi dinledim. Elleri kırış kırıştı. Farkında bile değildi kendisini ile yapılan söyleşinin bir tv.kanalında yayınlanacağından. İkide birde kendisine uzatılan mikrofonu itip duruyordu. Aslında o sadece dert anlatıyor, içini boşatıyor gibiydi öylesine.
-Ah be kızım. Dedi bir nefes çekip sanki içmediği sigarasından. Sonra havaya üfledi olmayan dumanını. Tırnaklarına baktım sigaradan sararmıştı, belliydi sigarayı yeni bıraktığı.
-Biliyor musun biz çocukluğumuzda sadece Bayramlarda zeytinleri ağzımıza atıp bütünüyle ısırıp yerdik. Yoksa nerede öyle zenginlik, diğer günler üçe, beşe bölerde öyle yerdik. Hep derdik bir Bayram gelse de zeytini bütün yesek. O zeytine çatalı şöyle bir batırıp ağzımıza atmak vardı ya, (eliyle tarif ediyor) sonra tek seferde çekirdeğini çıkartmak oh, ne keyiftİ. Çocukluk işte be kızım Dünya sanki bizim olurdu.
-Sende yani şu elindeki kara havucu burnuma sokmasan iyi edersin Allahıma. Dedi mikrofon için. Hala yapılan söyleşinin farkında değildi.
-Kısacası biz, hani şu çok sevdiğimiz zeytini iki yılda bir de olsa yiyebilmek için de olsa sever, beklerdik Bayramları. Şimdikilere bakıyorum; sofralarında yok yok. Mutluluk mu? O da pek yok.
-Geriye dön desem amcam hangisini istersin?
-Bir zeytini on defa ısırmaya razıyım be evlat.
Yeterki o mutlu Bayramlar geri gelsin.
Davi/2018/8/7
YORUMLAR
Buruk bir hüznün yanında,damağımda esrik bir tat alarak okudum hikayenizi. gösterişsiz, sade ama oldukça etkilyeici. Hikayenin verdiği mesaj konusunda ise biraz farklı düşünüyorum.Mutluluğun geçmişle yada yoksunlukla ilintili olduğunu düşünmüyorum.Mutluluk anı yaşamakla ilgili gibi geliyor bana.Kaleminize yüreğinize sağlık. İyi Bayramlar. :)
Yazıyı okuyunca gözlerim yaşardı.
Bir komşumuz vardı, adını şu an hatırlayamadığım.
Annem onlara uğramış bir sabah. Kahvaltı yapıyorlarmış.
Herkese tane hesabı üçer zeytin yiyormuş. Annem bunu üzülerek anlatmıştı.
Annemin çocukluğunda çay bir lüksmüş. Dayım
çay olsa sadece ekmekle içerim dermiş.
Yazıda yoksulluğa rağmen eski bayramlar tercih edilmiş.
Belki de çocukluktur geri dönülmek istenen.
ince bir yazı özü öyle tombulki kaldırmaya güç yetmez davi kalemi elinde tutar kalem sayfada raks aeder harikasın davi mutlu bayramların olsun saygılarımla
tacettin yıldırım tarafından 8/8/2018 10:08:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Tevveccühünüz Sn. Komutanım. Öylesine zeytin işte.
Sağ olun efendim.
Hani pop şarkıcısı İbo'nun bir şarkısı vardı:
Benim balonlarım vardı
Onları kimler aldı
Mutlu bayramlar vardı
Kimbilir nerde kaldı
Dostumdu benim balonlar
Çocuklar beni anlar
O çocuklar ve o balonlar
O çocuk yüzlü bayramlar şimdi nerdeler
Hani nerde o ışıklar çocuksu sevgiler
Gitti mi yoksa yine gelir mi o günler
Nerde kaldı masallar sevgiler günler
Söylenen bütün masallara inanırdık
Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık
Bayramları bekler bayramları yaşardık
Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık
Benim balonlarım vardı
Onları kimler aldı
Mutlu bayramlar vardı
Kimbilir nerde kaldı...
Nedense yazı bu şarkıyı çağrıştırdı bende. Kısa ama dokunaklı bir yazı okudum Tebrik ederim. Daim olsun...
Davidoff
Mutlu Bayramlar vardı
Kim bilir nerde kaldı
Aramakla bulunmaz. Kendimiz kaybediyoruz çoğu şeyi, sonra da yok oldu diyoruz.
Teşekkür ederim Zakir.
Saygıyla.
bayramlar değil de insanlar ve zamanlar değişiyor daha kötü oluyor sanırım ömrüm olursa umarım o kadar olmaz bi otuz yıl sonra ben de diyeceğim sanırım ah o eski bayramlar nerde diye:) biz bir nutella kavanozunu bitirmek için çocukken babamızın maaş günlerini beklerdik diyeceğiz her gün nutellaya ya da daha ileri bir teknoloji ve lezzetli çikolataya kaşık sallayan torunumuza:)
içliydi amcanın hali bizden biri:) selam
Davidoff
Bu da güzel bir düşünce. Kim bilir o zamana kadar neler neler çıkacak? Çocuklar yazık diyecek size onu mu yiyiyordunuz?
Zeytin de neymiş yani.
Neyse nasılsa yakında Mars'a gitmekten bahsediliyor. Orada sadece havuç yenicekmiş. Siz burada bol bol tüketin ondan kar kardır. Götürme şansınız hiç yok.
Davidoff
Okuduğum birkaç yorum gerçekten mükemmeldi. Sizin yorumunuzda öyle bir seçme şansı verilmiş. Eğer üç verilseydi biride bu yorum olacaktı. Okurken insanı geriye götüren, hatta yaşatan...
Çok teşekkür ederim.
Lütfen seçtiğim yorumu okuyun olur mu.
Saygıyla.
lemide
Sevgili yazarım mutluluğu nedir ki?
Her insanın ihtiyacına ve beklentisine göre değişeceğini düşünüyorum. Eskiden bir şeyi elde etmek için çok uzun süre beklenirdi. karşılığında da bi o kadar hazzı uzun sürerdi. Düşünün ki çıplak ayakla gezen birisine bir ayakkabı alsanız mı daha mutlu olur yoksa evde çeşit çeşit varken sırf marka olsun diye alınan ayakkabı mı daha uzun süre haz verir. Zamanımızda her şeyi çabuk elde edip çabuk tüketiyoruz. Tıpkı bir akarsuyun altında gibiyiz. Peki ya o akarsu kesilirse; çok değil 2 saat elektriğinizin olmadığı, ya da internetinizin. Çamaşır Makinanızın bozulduğunu ve o anki mutsuzluğumuzu bir düşünün. Eğer mutluluğu ihtiyaçlar belirliyorsa zor elde edilen daha mutlu eder, ihtiyacı olmayana tepesinden de yağdırsan farkında bile olmaz.
Saygılarımla.
Davidoff
Aynen Sn. Yazarım. Düşüncelerinizde çok haklısınız.
Çok güzel ve değerli bir yorumdu. Teşekkür ederim efendim.
Saygılarımla.
Bir toplumda fertler geçmişi özlüyorsa, 'geliştiği söylenen' kriterlerde bir sorun var demektir...
Bu röpörtajdaki 'zeytin ve bayram' sadece mutluluğun simgesi bence...Özlenen onlar değil, onlarla yaşanan ortamlar, duygular, huzur...
Bugün maddi sorunu olamayan insanlar bile geçmişe özlem duyuyorsa insan ilişkilerimiz ve toplumsal değerlerimiz tekrar tekrar gözden geçirilmeli...
İnsanının mutlu olmadığı toplum da bununla eşdeğer durumda olacaktır...ki öyleyiz... Herkes mutsuz, herkes gergin, herkes savunma içgüdüsüyle saldırıda!...
Toplumca 'bayram' tadında mutlu günlere erişmemiz dileğimle 'Günün Yazısı'nı kutlarım...
Saygılarımla...
Davidoff
Fikre öyle güzel tercüman olmuşsunuz ki; diyecek söz kalmadı.
Teşekkür ederim.
Saygıyla.
Serap IRKÖRÜCÜ
Tekrar kutlarım yazı başarınızı...
Saygılarımla...
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket değerli kalem
Ah çocuklar ve bayramlar, ne kadar güzel bir dünya kurarlar bize
Hele birde 23 Nisan gibi çocukla bayram birleşirse tadından yenmez olur
Şüphesiz her bayramında ayrı bir hususiyeti vardır
Günün yazısını ve yazarını içten kutlarım efendim
Saygı ve selamlarımla...
Davidoff
Yorgunluktan bitap olup, güneşin altında sıranın ne zaman bize geleceğini beklediğimiz, arkadaşımızın ateş topu olmuş suyunu bes altı kişi paylaştığımız halde hiçte dudaklarımızda uçuk deden o meretin çıkmadığı, başımıza taktığımız gazeteden kayık şeklindeki şapkaların olduğu günleri sordunuz sanırım galiba.
Şiir okuma sıram geldi.
Cevabı sonra versem olur mu?
Sevgilerimle.
Davidoff
Sevgiyle Gülüm.
Sevgili Davidoff zor kazanılan her şey çok kıymetlidir ve kaybetmemek için savaş verilendir.Bize de bayramdan bayrama giysi alınır,sabaha kadar uyuyamazdık.Şimdi her şeye o kadar çabuk ulaşılıyor ki;Değerler sevgide,saygıda,yaşamda,yazdıklarımızda,kullanılanlarda...vs her şeyde kayboldu neredeyse.
Tebrik ediyorum kaleminizi değer bulsun okuyan yüreklerde.
Sevgilerimle...
Davidoff
Hani dantel yastık üzerine konulan pırıl pırıl parıldayan kırmızı ayakkabılar...!
Onlara ne oldu?
Şimdi alma gücünün içinde mutlu mu çocuklar?
Kim suçlu, zaman denilen raylar içinde Bayramları onlara unutturanlarda mı, yoksa kırmızı papuçlarda mı?
Sevgiyle.
Davidoff
Hani derler ya, "Güleriz Ağlanacak Halimize." Onun bir başka versiyonu bu yazım. Biz daha çok zeytinler beğenmeyiz Sevgili Güldeste Yazarım.
Vay benim Davidoff kardeşim vayy...
Her zaman kısa yazarsın.
Ama uzun uzun da düşürdürürsün.
Oku bu yazıyı; bir kara zeytinden gör Dünyayı.
Selam, saygı ve Sevgiyle...
Davidoff
Valla benden tiyatro yazarı hiç olmaz desenize. Sanatçılar sahneye çıkar, ışıklar yanar, hoopp selam oyun bitti.
Saygıyla Efendim.
Davidoff
Şimdi gelelim mutluluk mutsuzluğa. Günümüzde kaç çocuğun marka takıntısı yok? Kaçının çantasına uyduruk bir sandviç yapıp kandırabilirsiniz? Hangisinin anne, babasından daha üstün model telefonu yok? Fakat yine de daha iyi beklenti içinde değiller mi? Şimdi bu soruyu bana soracağınıza onlara sorsanıza.
Den(iz)
Yeniden sevgiler...