- 1046 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Kınalı Hasan
Yozgat nere, Çanakkale nere.?. Kara Yakup’lar köyünden ince bıyıklı bir delikanlı Hasan..
O gün erden kalktı. Anacığı inekleri sağmış elinde süt kovası ahırdan çıkıyordu usulca..İhtiyar kadın başını kaldırdı.. Hasan bahçe duvarının kıyısına ilişmiş elleri yüzünde düşünüyordu. Onu böyle düşünceli hiç görmemişti.. ’’Ne olduki kuzum’’ dedi nedir kaygın.?. Delikanlı önüne bakarak mırıldandı...’’Savaşa gideceğim ana’’ Emine ananın ciğeri yandı..
Fakat ses etmedi gitme diyemedi..Hasan söylendi’’Halil emminin Ali’yle aşağı köyden dört delikanlı daha katılacak bize. Köylü kadın ferasetli olur. Anladıda anlamamazlığa vurdu bu gidişin dönüşü belkide hiç olmayacaktı..
Anadolu’da delikanlı kalmadı demişti muhtar Mustafa emmi cuma günü köy meydanında..Dalıp gittiği yerden oğlunun sesi kendine getirdi.’’Ana biliyonmu kaç gecedir uyku dünek yok bana’’ Emine kadın başını kaldırdı karşı dağların çorak tepelerinde hala kar vardı..İçini çekti ahhh Hasanım sen daha ufaksın diyecekti demedi.. Her evden bir seçilmiş gerekti dört yavrusunun içinde onunda gözdesi Hasan’ıydı..Ne zaman gideceksiniz kuzum dedi sadece..’’Yarın sabah destur ver bana gideyim ölürsem şehit kalırsam gazi olurum anam.
Bağrını açtı kuzusuna yanık kadın sarıldılar kokladı kuzusunu..
Hayret sanki doğduğu gün gibi süt kokuyordu Hasanı..Emine anayı bir durgunluk sarmıştı o gün.. Kızını akşam üstü köy bakkalına gönderdi.. ’’Git iki avuç kına koysun Hacıbekir keseye alda gel’’ diye.. Kızın elinde ortası delikli kuruş topladı şalvarını gitti bakkala..Akşam kardığı kınaya az şekerde kattı yavuz tutsun diye anası..Heybesini hazırlayan oğluna seslendi...Hasann kuzummm de gel hele...Delikanlı seğirtti toprak basık geniş salona..’’He anam de hele ne var.’’ Gözlerindeki yaşları içine akıttı oğlu görmesin diye...’’Kınalıyacağım seni kuzum’’...Delikanlı avucunu açtı gayriihtiyari..’’Yok’’ dedi ’’eyle değil kuzum, başına yakacağım kınayı’’.
’Niyeki ana’’? ’’Onuda bilme hele’’
Hasan sustu anası saçının önüne kına sürdü bağladı başını özenle.
.Ertesi gün helalleştiler Hasan sırtında heybesi bir kaç arkadaşıyla yayan yola çıktılar Yozgatın köyünden taaa Çanakkale’ye.. Arkasından su dökmedi anası kalırsa gazi ölürse şehit gönderdi vatana..
HASAN Arkadaşları ile Çanakkaleye ulaştığında 64 Piyade alayı 1.Tabur 2.Bölüğe intisap etmişler.. Onlarca tabur asker ve onlarca şehit destan yazarken vatanın bağrına hançer dayayan hain dış güçlere..İkinci bölüğün komutanı bazen Hasan ve arkadaşları ile konuşurdu.. Hasanın başındaki kınayı merak etti ’’oğlum nedir bu başındaki kına’’?dedi.Hasanın ak yüzü aydınlanır gülümser utanır..’’Bİlmemki komutanım anam yaktı başıma’.. ’’Merak ettim’’ der Yüzbaşı Sırrı Bey. Bir mektup yazda sorsana annene neden eline değilde başına kına sürmüş..?
Hasan önüne bakar ’’komutanım’’ der ’’ben okuma yazma bilmiyorum’’..Sırrı bey oradan bir askeri çağırır Hasan’ın ağzından mektup yazarlar anacığına..Aradan üç ay geçer kan gövdeyi kopartıyordur Çanakkalede olmaz denen oluyor Hak yardımı Peygamber duası destan yazıyordur Mehmetçikler..
Üç ay sonra mektup gelir anacığı oğluna cevap veriyordur mektupta.. ’’Hasanım kuzum sende benim İsmailimsin. Nasılki Hazreti İbrahim, oğlu İsmail’i Allah’a kurban etmeye karar verdi işte bende seni hemi Hakka hemide bu vatana kurban ettim oğul.. O yüzden başını kınaladım..
’’Hemen Hasanı bulun’’ der Yüzbaşı Sırrı bey.mektubu okur okumaz çokta duygulanır..Fakat gelen çavuş onun geçen hafta şehit olduğunu söyler..
Koskoca adam hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar kurbanın kabul oldu anacığım diye ..Size selam, size sevgi, sonsuz saygı yüreğimden.. Yukarıda öyküleştirmeye çalıştığım bu hikaye gerçektir..
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE BİR FATİHA İLE YAZIMI SONLANDIRIYORUM.. SAYGIYLA HEPSİNİN ELLERİNDEN BİR DEĞİL BİN KEZ ÖPERİM..