Binbir çeşit insan var etrafta. Binbir çehre, binbir hikâye, dünyanın binbir hâli toplanmış evrende. Kimi duygularını kaybetmiş yaşaya yaşaya, köreltmiş içini. Kimseyle paylaşmak istemiyor derdini, kendisiyle bile. Hesaplaşmalarından hep zararlı çıkmış, zamanında çok konuşmuş fayda etmemiş, kimselere derdini anlatamamış. Geliyor oturuyor yanıma, susuyoruz beraber. Bir süre sonra sessizliği ben bozuyorum:

- Hayırdır evlât, kim üzüyor seni böyle?

- Kim üzmüyor ki amca? Dert derya deniz olmuş, içinde yüzüyorum. Düşenin dostu olmuyor. Sevenlerim bir bir terk ediyorlar beni. İhanet edenler çekip gidiyor umursamadan beni. Ben mi? Ben mi kaldı artık amca? Kimin umrunda? Ben içime atmaya alışmışım, patlayacağım bir gün belki ama olsun be amca.

- O gemiler bir daha gelmeyecek be oğlum, sen kendi geminin kaptanı ol, hayat budur, budur insanca yaşamak.

- Deneyeceğim. Onu da deneyeceğim be amca. Bir o kaldı zaten denemediğim. Kimse bana bir adım yaklaşmıyor ben onlara koşarken. Aslında ben ölüme koşuyorum be amca. Herkes gibi.

- Ha şunu bileydin oğlum, herkes ölecek bir gün. Düşünme sen fâni dünyayı. Binbir hâli var. Düşünme.

Kimisi var ki hayata dört elle sarılmak istiyor, istiyor istemesine de hep tokat yemiş. Hep denemiş, hep yenilmiş. Her seferinde daha iyi yenilmiş. Oğulları terk edip gitmiş, eşi zaten yıllardır kayıp. İşi yok, gücü yok. Pes etmiyor ama dayanacak dermanı da bulamıyor kendisinde.

- Nereye kadar gidecek böyle bilmiyorum. Neden medet umsam hayallerim yıkılıyor. Şaştım kaldım.

- Hayat bu; inişli çıkışlı, engebeli yokuşlu, ters düz. Sen canını sıkma. Düzelir her şey.

Belki de dünya hallerine çok takıyorlar kafayı. Halledemeyince dağılıyorlar. Sanki öbür dünya yokmuş gibi. Bitmiyor dertleri, bitmez tabi. Derdi Dünya olanın dünya kadar derdi olur. Çok takılıp kalmamak lazım böyle şeylere. Baktığım her yerde mayın tarlası, koltuk kavgası, taş taş üstünde kalmamış, anlamsız ve gereksiz bir savaş... Anlayamıyorum insanları, bitip tükenecek şeyler için niyedir bu telaş? Günün birinde aynı toprağa karışacak, dibi boylayacak kuru ile yaş. Öldürüyor ruhları, zamanı, dimağları taşa atılan her taş. Yüzyıllar geçmiş, geçmiş geçmişte kalmış, savaşlar geçmiş, tükenenler ve geri gelmeyenler boyuna. Takılmayın bunlara. Hepsi dünya hâli, hepsi.