KADIN - ERKEK

• 2 Ağustos 2018 Perşembe 13:24:43

KADIN - ERKEK
Ülkemizde ve de dünyada kadınlar erkeklerle eşit sosyal haklara sahip olmak için mücadele etmekteler. Kadın Erkek eşitliği çeşitli platformlarda tartışıla gelmekte uzun yıllardır ve daha da devam edecek gibi görünmekte. Kadınlar kas gücü gerektiren alanlar dışında erkeklerin yaptığı iş alanında yer almaktalar artık.
Kadın ve Erkek’in dünyaya gelişinde fiziksel olarak pek fark olmadığı hepimizin malumudur. Ancak gelişme aşamasından sonra ailede, okulda, toplumsal alanda giderek erkek ile kadın arasında farklılık artarak ortaya çıkmaktadır. Oysa dünyaya geliş aşaması öncesi ve sonrasında da görünürde olan eşitlik söz konusu olmamakta doğa bazı ayrıcalıkları kadınlara bahşetmiş görünmektedir. Bu konuda bir psikiyatri profesörü olan Louann BRIZENDINE Kadın beyni ve erkek beyni üzerine yapmış olduğu çalışmalar sonrası ülkemiz diline de çevrilmiş bulunan “ Kadın Beyni” isimli kitabından bazı alıntıları aşağıda sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
- Erkek ve Kadın genetik kodlarının %99’dan fazlası aynıdır. İnsan genomundaki otuz bin genin %1’inden daha azı cinsiyetler arasında değişiklik göstermektedir.
- Bütün türlerin erkekleri dişileri etkilemek üzere şekillenmiştir.
- Kadın ve Erkek beyinleri aynı değildir. Erkek beyni kadına oranla %9 daha büyüktür. Lakin bu durumun zihin kapasitesiyle ilgisi bulunmamaktadır.
- Beynin yer aldığı alan farkına karşılık kadın ve erkek beynindeki hücre sayısı eşit miktardadır. Bu duruma göre kadın beyni daha yoğun paketlenmiş nispeten daha küçük bir kafatasına sığdırılmış bulunmaktadır.
- Kız çocuklarının beyinleri testosteron akımına uğramamış, duygu ve iletişim merkezleri bozulmamış halde kaldığından yüz ifadelerini okumakta ve sesleri yorumlamakta erkek çocuklara göre daha gelişmiş olarak dünyaya gelmektedirler.
- Bir kız çocuk karşısındaki kişinin yüz ifadesinden kendisini dinleyip dinlemediğini anlama yeteneğine sahiptir.
- Kız çocukları yüksek miktarda östrojene maruz kalmaları sonucunda beyinleri daha hızlı gelişme göstermektedir.
- Gözlemleme ve duygusal ipuçlarını yakalama yeteneği sayesinde kız çocuğu aslında annesinin sinir sitemini kendisine kopyalamaktadır. Erkek çocuklar ise bu denli iletişime girmezler.
- Testosteron tarafından şekillendirilen erkek beyni kadın beyniyle benzer biçimde sosyal bağlar kurma anlayışına girmez.
- Hangi standartlar göz önünde bulundurulursa bulundurulsun erkekler kadınlara kıyasla yirmi kat daha saldırgan görünmektedirler.
- Kadın beyninin birçok kısmı öğrenme ve hafıza merkezi, organ kontrol merkezi, duygu merkezi östrojen ve progesteron akımından etkilenmesi sonucunda eleştirel düşüncesi keskinleşmekte ve duygusal tepkileri güçlenmektedir.
- Kızlar genelde hızlı konuşmakta ve dakikada 250 kelime kullanmalarına karşın erkekler bu sürede 125 kelime sarf etmektedirler.
- Kadın beyninde saldırganlık devresi duygusal ve sözel işlevlere bağlıdır. Erkeklerde ise fiziksel hareketi kontrol eden bölgelere bağlıdır.
- Kadın beyni yüksek programlı bir duygu makinesidir. An be an takip etmeye başkalarının duygularındaki farklılıkları gösteren ayrıntıları yakalamaya programlıdır.
- Duygusal deneyimler söz konusu olduğunda erkekler beyinlerinin tek bir tarafını kullanırken kadınlar beyinlerinin iki tarafını kullanmaktadırlar.
- Endişe kadınlarda erkeklere oranla dört kat daha yaygındır.
- Kadınların koku alması erkeklere oranla çok daha yüksek düzeydedir.
İşte böyle tespitleri var bu bilim insanının Kadın ve Erkekler hakkında. Erkeğin kaba kas gücü kadının beyinsel gelişmişliği yanında yaya kalmaya mahkum görünmektedir. Kadın Erkek tartışmalarında erkek başa çıkmakta zorlandığı noktada tek alternatifi olan kaba gücünü bu nedenlerden dolayı devreye sokmak zorunda kalmaktadır kanımca. Yukarıdaki tespitleri dikkate aldığımızda eşitlik istemek belki erkeğe daha gerekli olmalıdır. Fakat ne yazık ki kadınların naturasından gelen bu yetenekler erkek için sonradan kazanabilecek gibi görünmemektedir. Erkeğin değişmesini sağlayacak bir mekanizma henüz geliştirilememiştir. Bu nedenle kısaca diyelim ki eşitlik görece kadından yana ağırlığını hissettirmektedir, kadın erkek eşit olsa bile kadınlar daha eşit olacak gibi görünmektedir.