- 411 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YUSUF DURSUNDAN BİR KESİT
YUSUF DURSUN’DAN BİR KESİT
Ahmet AYAZ
Gaziantep Ekspres Gazetesi 31 Temmuz 2018
………………………………………………..
Günümüzde Türk Şiirinin ustalarından olan Yusuf Dursun Hocamızdan söz etmek istiyorum. Bu ismi Türk Edebiyatı Dergisinden tanıyorum.
Rahmettli Ahmet Kabaklı zamanında Türk Edebiyatı Dergisinin kitap eleştirmeni idi. 1994 tarihinde, Türk Edebiyatı dergisinin bir sayısında adımdan söz ederken, “Ben Ahmet Ayaz’ın yerinde olsam, bütün şiirlerimi hece ölçülü yazarım “ demişti. Kitaplarımı okusa, acaba hakkımda şimdi ne der diye merak ediyorum. Şimdi usta şairin aşağıya öz geçmişini alıyorum.
Yusf Dursan Hocamız, 1949 Yozgat Musabeyli doğumlu olan şair, 1968’ de Yozgat Öğretmen Okulunu, 1971’ de Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, 1991’de Anadolu Üniversitesi Lisans Tamamlama Programını bitirdi.
1996’ da Elazığ Mehmet Akif Ersoy Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden emekli olan Yusuf Dursun, halen İstanbul Bahçelievler Özel İhlas Koleji’nde öğretmenlik yapmaktadır.
Şairin ilk şiirleri 1984 yılından itibaren Töre dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra Türk Edebiyatı, Türk Dili, Erciyes, Nilüfer, Birliğe Çağrı, Bizim Ece, Güneysu, Kırağı, Yesevi, Külliye, Çınar, Diyanet Çocuk, Türkiye Çocuk, Elma Şekeri, Yüzakı gibi dergilerle bazı güldestelerde çok sayıda şiiri yayımlanmıştır. Şairin ayrıca yayımlanmış hikâye ve masalları da bulunmaktadır.
Yusuf Dursun, şiir dalında:
1994 Altın Koza yarışmasında mansiyon,
1995 Fırat Üniversitesi yarışmasında üçüncülük,
1999 Orkun dergisi yarışmasında ikincilik,
2000 Eğitim Bilim dergisi yarışmasında jüri özel ödülü,
2001 İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yarışmasında birincilik,
2005 Ümraniye Belediyesi ve Antoloji. Com yarışmasında mansiyon ödüllerinin sahibidir.
Eserleri
Zaman Perdesinde Değirmen Taşı(Şiir, 1994) , Ninnilerde Büyümek(Şiir, 2000) , Gönülde Gül Telaşı(Şiir, 2004) , Bir Goncadır Peygamberim(Şiir, 2005) , Peygamber Çiçekleri (Şiir, 2005) Kuş Yuvası Yüreğim (Şiir, 2005) , En Gür Seda İstaklal Marşı (Hikâye, 2005)
Masal Okulu (Masal, 2007) Yarınlarla Gel (Şiir, 2007) Tatlı mı Tatlı Duam Kanatlı (Çocuklar için dua hikâyeleri, 2008) Masal Doktoru Sevgi Bahçesinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Suçlu Peşinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Mutluluk Ülkesinde (Masal, 2009) Yıldız Gözlü Melek Yüzlü Şiirler (Şiir, 2009) Gönül
Şimmdi aşağıya
İstannbulda bir Erguvan Akşamı adlı şiirini alıyorum.
(1)BÖLÜM
İstanbul’da bir erguvan akşamı,
Gurubun rengini çektim içime.
Boğaz’da suların “o gül endam”ı,
Çevirdi ruhumu bin bir biçime.
…
Kınalı’dan Heybeli’ye geçerken,
“Adalardan gelen yâr” i aradım.
Emirgân’ı yudum yudum içerken,
Çamlıca’nın saçlarını taradım.
…
Bülbülün yuvası, gülün kokusu…
Aşkın ateşinden izler taşıyan
Dua dua kabir, şifa şifa su…
Canlar tazelenir: İşte Âşiyan!
…
Âhû gözlü, servi boylu Üsküdar
“Kâtibimin setresi” ni arıyor.
Kanlıca Sırtı’ndan Moda’ya kadar,
İstanbul, gönlüme huzur veriyor.
…
Eminönü anaç, Beyoğlu cömert,
Sevenleri âbâd eder İstanbul.
Kadıköy yiğittir, Kasımpaşa mert;
Vefasızı bedbaht eder İstanbul.
…
Mahmutpaşa’dayım, kanım kaynıyor,
Mısır Çarşısı’nda duruluyorum.
Martılar, canımla oyun oynuyor,
Yetiş ey yüreğim, vuruluyorum!
…
Ufkumda Topkapı, muhteşem gurur;
Taşıyacak bizi dünden yarına.
Aşkın ve acının çığlığı vurur,
Sarayın esrarlı duvarlarına.
…
Bir yanda Avrupa, bir yanda Asya,
Ebemkuşağıdır Boğaz Köprüsü.
İşte gözbebeğim… İşte Avrasya…
Milletimin çağlar aşan türküsü.
(2) BÖÖLÜM
Sur dibinden hâlâ sesler geliyor,
Fatih, İstanbul’u yoklar gibidir.
Ulubatlı Hasan bayrak oluyor,
İstanbul, Fatih’i bekler gibidir.
…
Galip Dede can postuna kurulmuş,
Dilinde mısralar inciye döner.
Söz ateşi Beyatlı’ya verilmiş,
Şiir ikliminde daima yanar.
…
Eyüp Sultan ile koyun koyuna
Sultanü’ş şuarâ Necip yatıyor.
Haliç’te kayıklar dalmış oyuna
Balıklar kiminle güreş tutuyor?
…
Cumbalı bir evde taksim sesi var,
Tamburu bu akşam Cemil çalıyor.
Gazelle, şarkıyla geliyor bahar,
İstanbul, bu akşam Münir oluyor.
…
İstanbul’un süt kokulu Türkçesi,
Bir hanım/elinde çiçeğe döner.
Masalla canlanır bin bir gecesi,
İstanbul’da hayal, gerçeğe döner.
…
Sultan Ahmet Camii’nde müezzin,
Davûdî sesiyle ezan okuyor.
Yaradan aşkıyla cümle ins ü cin
Kanat kanat camilere akıyor.
…
Sülün minareler, hilâl kubbeler…
Rabb’im bu ne sabır, bu ne emektir?
Ceşme çeşme nakışlanmış tepeler,
İstanbul, biraz da Sinan demektir.
…
Nedim der ki: “İstanbul’un bir taşı
Acem ülkesinden üstündür elbet.”
Ben derim ki, kâinatın güneşi
İstanbul olacak ta ebed müddet.
(3) BÖLÜM
İstanbul’a bugün gönlümü verdim,
Yarın da ruhumu vermek isterim.
Ebedî vuslata ben onda erdim,
Uykuya koynunda girmek isterim.
Yusuf DURSUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.