- 1403 Okunma
- 12 Yorum
- 4 Beğeni
YANILSAM DA...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kırpmak zorundayım hatta konfetilerle kutlamak ölümümü.
Öldürdüklerim sahip çıkmazken naaşıma benlik bir tasa ile naklediyorum duygu bağlamında hangi iklim ise peşi sıra gittiğim.
Hutbelerin fısıltısında çığlık benzeri sus payı söylemlerden arakladığım bir de günü irdelemek adına peşine düştüğüm son yirmi dört saat.
Değişen ne ki düşen takvim yaprağında kaybolan yetim serzenişlerim dışında belki de uğursuz baykuşa sitemler yağdırdığım ola ki düşeyim karanlık bir ormana artık nasıl tartaklanırsam.
İllet zaman.
Yalan söylem.
Yalancı zikri derviş geçinen içinde ukde kalmış aşkı ve rahmeti kimselerle paylaşmak istemeyen.
Kimlik derdimin canı cehenneme.
Aşkın da pabucu atılmışken dama.
Kala kala kuru başıma kaldım işte ha, bir de tozutmuş manifestomda yarım yamalak bir galibiyet ne de olsa görevlerimi tek tek ifa ediyorum üstelik yaranamadıklarıma karşı en ufak kızgınlık hatta kırgınlık dahi beslemezken ve besledikçe tabiat ananın rahmine düşen hangi börtü böcekse bir de yalpalayarak yürüyen nice terk edilmiş sokak hayvanı ve sokak çocuğu diye literatüre geçen nice sabi.
Ertelediklerim umurumda bile değil ve de siyaset ve de magazin ve de bol bol inkâr mekanizmasına sığınıp hala iki kelimeyi bir araya getiremeyen soytarı sokak gösterileri ve aklınıza daha ne gelirse.
Boyutsuz bir hazanda yaprak dökümü: dünkü anlık mutluluğumdan ise eser kalmadı.
Kancasına takılı olduğum o buzhanedeyim ve kesilmeyi talep ediyorum: boydan boya yarabilirsiniz içimi ve leşimi de hayvan barınaklarına sunabilirsiniz yeter ki yüreğimi benimle bıraksınlar ne de olsa Yaratıcıya söyleyip itiraf dilekçemde ne yazılı ise bizzat yüreğimin çeperinde saklı.
Beynimle hoş beş ettiğim günler dünde kaldı ve sararan diplomalarım ile odaya aksesuar yaptığım sarı benizli resimlerim.
İlginç bir tabir ne de olsa beyaz tenli bir insanın sarıya dönüşmesi akla zarar lakin akıl tahtamda en sevdiğimle içli dışlıydım bir zamanlar ve bilip bilmeden yediğim keratin içeren kilo kilo havuçla rengim sarıya dönmüştü ta ki ben havuç yemeye nokta koyana dek.
Sararan ne ise ama kararmayan.
Kararan ne ise ama karınca kararınca.
Söylem babında bir bir ithaf da ederim içimdeki mersiyeyi öncelikle geçmişime yüklenip… demeyi an itibari ile tensiye ediyorum zira geçmişimi da elden yitirdim bu anlamda hükümsüz kıldığım ve de kılındığım gerçeğin ta kendisidir.
Kayıt altına almak filan da istemiyorum ne geçenlere hürmeten ne de an’ımda konuşlu balyalarca ulvi hüzün rotamı kaybetmişken üstelik ansızın.
Görkemli bir enkaza dönüşmem de an meselesi yine de bozmadan istifimi yüklendikçe yükleniyorum hele ki kaybettiğim on küsur sene tüm sevdiklerimden ayrı geçirdiğim o uzun zaman dilimi en çok da kardeşimden ayrı kaldığım ve bırakın da sebepleri bana kalsın, demek bile ürkünç yoksa ne ayrı bir şehirdeydim ne de kanun dışı bir eylemde bulundum.
Yandıkça dünlere yama yaptığım şu boş ve sisli sayfalar.
Öykündüğüm sadece kendimim ama fi tarihinde umudunu ve sevgisini ve sevdiklerini saklı tutan o yeni yetme kız.
Zaman nelere gebe imiş denmesi sadece lafın peynir gemisi ile yürümediğine delalet bu bağlamda değil kurcalamak kurgulamıyorum bile geleceğimi zira benden gidenlere ek olarak gideceklerin de yolunu kesmek adına biteviye uğraşıp mücadele veriyorum.
Sözüm var.
Sözlerim var.
Yanıltmamak adına.
Yanılsam da.
Yankısı ulaşsa da Sağır Sultanın sarayına ve demli hüznümle kimi mutlu edebilirim ki?
Bacak kadar boyumla evin altına üstüne getiren ve şimdilerin yorgun tahayyülüne banmış yüreğini de çevresine bile tepkisiz kalma gibi bir illete düşmüş.
Sözcükler kabartma tozu gibi aslında duygulara takılı her biri ve cümleler arzı endam ederken ben gerekçelerini dokuyorum saklı zamanın.
Sarıp sarmaladığım kadar sarmalında hidayetin ve aşka düşüp de her duamı sadece O’nun huzurunda sahiplenmek kadar O’nun da bana ve bize sahip çıktığına hem fikir zira öncesinde defalarca yaşadım ben bu tecrübeyi.
Gitmek üzere olanlar vardı.
Geldiler ve kollarını doladılar boynuma.
Gitmiş olanlar vardı ve haber salıp da martılar kanatlarında taşıdılar bana umudu.
Yol yakınken… iyi de nereye gidebilirim üstelik erken olduğunu bilip sadece zamanını bekliyorum yeter ki öncemde saklı olmasın daha nice acı.
İstifli zaman sarkacında gelip gidenlere kinaye yükleyen zaman bekçisi.
Yüreğin tarhında aşka dair tek kelimem de kalmadı zaten seve seve bıkmadım mı?
Seve seve zehir etmedim mi hayatı?
Hoyrat fıtratların sunumunda ihya edilen benliğim ve nefsimi öldürüp irademi son damlasına kadar kullandığım aslında yetmediğinin de farkında sınırlarını zorlayıp nerede ise inzivaya çekilip köşemden kuş bakışı yaptığım dünya ahalisi.
Kimsenin etlisinde sütlüsünde mademki gözüm olmadı ve olmayacak da…
Hatmettiğim bu sefayı zaten bana yüce Yaratan sunmadı mı?
İlahi Gücün şiar bildiği rahmetin en endamlısı gönül gözümde huzura durduğumu aslıma döndüğüm ve günahlarımı itiraf ettiğim ve af dilediğim.
Zemzem suyundan içmek gibi İlahi Aşkın fıtratında asla metazori olmayan cümlelerim ve Allah rızası için sevmeleri ihmal etmediğim lakin sesimde suretimde fink atan bir neşe de değil hani bilakis ruhumda çapraz örgülerden vardığım o İlahi atkı yine üşüdükçe sarındığım bazen solduğum ve yeşerdiğim.
Ölümden korkmak çok uhrevi bir farkındalık getirdi bana yıllar evvel ve korka korka gördüm ki korkunun ecele faydası yok şimdilerde sadece ölmekten haz ediyorum ve evet, rahatsızlık veren bir düşünce ama o uhrevi yürek ölçümü değil mi yine tüm maddiyattan ve dünya halinden kurtulup ebedi huzuru bulacağımız…
Gidip geliyorum.
Gelip de gidiyorlar bir daha gelmemek üzere.
Şahit tuttuklarım.
Şiar edindiğim ama bir o kadar söylemekten imtina edip sadece Allah ile paylaştığım…
Sevdiklerime mal ettiğim.
Zehir olan mutluluğun da güncesi.
Bir de bazıları demez mi: huzur için ilk önce samimi bir inancınız olmalı iyi de inanç değil mi hüzünle beslenen?
İnanç değil mi huzura nakşeden lakin sevdiklerimiz ile de imtihan edilirken mümkün mü huzura nail olmak?
Kaderciyiz.
Ne ise kaderin sunumu razıyız ama sevdiklerimizden ayrı düşme düşüncesi bile fitilliyor hüzün dağarcığımı ve ardı ardına infilak ediyor içimdeki o yetim şehirler ve içinde yaşayan nice insan gözümden sakındığım.
Şimdimin miadı doldu aslında benim mutluluk adına inancım soldu bu yüzden huzura endeksli bir deyiş arıyorum yeni baştan inşa edeceğim uhrevi duygularımla kimselere rezil kepaze olmadan yaşamak değil de sevdiklerimi yaşatmak ve aşkın tezahürü asla ve asla beşeri bir tat değil ya da beşeri bir aşk ve ulaşıp ulaşacağım kadar da değil hani ben acı çektikçe Allah ile aramdaki perdeyi yok sayan…
Duyduklarım da değil.
Ve de duyumsadıklarım.
Sadece Allah’ın bildikleri netice itibari ile her şeyi gören, bilen ve işiten…
Güzel Allah’ım çekme elini benden ve ondan.
Ona dair tüm dualarım.
Onunla ben bir bütünüm.
Onun mutluluğuna şahit olduğum her dakika cennette geçireceğim zaman kadar da değerli.
Acısını vermeden Rabbim ben acılarımla yetinir ve büyürüm de kendimce bir yandan küçülürüm de ne de olsa insan olarak tek bir zerreden başka neye tekabül ederim ki?
Ne bağnaz.
Ne yaygaracı.
Ne yalan.
Ne de ifrata kaçan.
Ömrüm onun olsun.
YORUMLAR
Çok değerli Gülüm Hanım;
Ne güzel ki bu sayfada sizi görmek. Sizi ve seçki kurulunu kutluyorum.
Yanılmadınız. Yüreğinizin güzelliği dualarınıza yaslanmış, kelimelerinizi süslemiş süslemiş, hüzün dolu cümleler aşkın ve sevginin gücü ile çağlayana dönüşmüş.
Her zamanki gibi içinizdeki aşk ve dua ile ayyuka çıkarken bir o kadar da mütevazi bir sesleniş. İşte siz busunuz Gülüm Hanım. Maddiyattan uzak maneviyat ile yoğrulmuş.
Kaleminiz ve yüreğiniz susmasın.
Kucak dolusu sevgiler....
Gülüm Çamlısoy
Varlığınız ne güzel, sevgili Fatma Hanım bu anlamda çok teşekkür ediyorum dost yüreğinize.
Manevi anlamda çok kazanım elde etmek mümkün hele ki yaşama coşkusu bazen sona erip hüzün doğuyorsa güneşe muhalif ve hüznüme vesile derken paylaşıp sizlerle dertleşmek yine edebiyatın muhteviyatına dostluğu ve sevgiyi kattığımız.
Benim için çok önemlisiniz ve her biriniz de bu anlamda coşkum da hüznüm de sizlerle anlam bulup geri dönümü de maneviyata ve huzura dönüşen.
Ve evet, iflah olmaz bir hayalperestim çocukluğumdan bu yana ve maddiyat ile fazla da işim olmadı bu güne kadar sanırım daha doğrusu yetinmeyi öğrendim ve duyguların yolculuğunda vazgeçilmezim yine yazma iken ve bu sayede çok güzel insanlarla kesişti yolum.
Rabbim bir kapıyı kapayıp diğerini açıyor ve asla yanıtsız bırakmıyor inanan kulunu üstelik her anlamda ve konu ne olursa olsun.
Sevmek ve sevmek ve yeniden...gerisi geliyor bir şekilde ve inandığımız kadar mutluluğa haiz olduğumuz.
Sonsuz sevgilerimle canım dostum: var olun siz.
Çok çok sağ olun.
Kelimelerin ardışık kavgası neticesinde cümle olmayı unutmuş dizinler arasında noktalama işaretlerinin bile unutulduğu nefes nefese duygu aktarımları beni ziyadesiyle yoruyor, yutuyor, tutuyor falan filan . Nefes alamadan yeniden nefesini tutmak gibi yazıyorsunuz. Ya da bu yazı öyleydi.
Burun bu dili sevmedi.
Gülüm Çamlısoy
Ya, soluksuz kalıyor insan ya da sık sık nefes alıp canhıraş yaşıyor ve yazıyor.
Çok da muhtemel, sayın Burun: hangimiz birbirimize benziyoruz hele ki her insan biricik ve özel iken zaten pek çok kavram iç içe geçiyor.
Bazen hızlı geçiyor zaman ve soluksuz yazıyor insan bazense çok durağan hayat ve zaman geçmek bilmiyor.
Bu anlamda insanın günü gününe uymuyor zaten bu değil mi; yazma aşkının yaşamanın kıvancıyla buluştuğu?
Nefes almadan yazmak çok mümkün bir de içine düştüğüm aşkı düşündüm mü...
Bir sonraki yazımda bu eleştirinizi elbette kale alacağım sonuç itibariyle bana ışık tutuyor her eleştiri ve yorumunuz yoksa hep aynı yerde takılı kalırdım.
İyi ki varsınız ve bir ayna oluyorsunuz bana bu bağlamda çok teşekkür ediyorum. Ki noktalama işaretlerini hep önem verdiğimi düşünmüşümdür demek ki daha dikkatli olmalıyım sonuç itibariyle görevimi en doğru şekilde ifa etmek zaten yazma ve yaşama aşkıma pelesenk ettiğim.
Yeni bir okuyucu kazandığım için çok mutluyum sayın Burun.
Saygım sonsuzdur efendim sonuçta yazmış olmak için yazmıyoruz hem bu, değil mi hayatın olumsuzlularını bertaraf ettiğimiz.
Yeniden teşekkür ediyorum.
Al "Gülüm", ver "Gülüm" demeye geldim...
Hayatta "gül" gibi değil midir?
Dikeninden korktuğumuzda, kokusun ve o eşsiz güzelleğinden mahrum kalacağımız...
Bırakın, bu aşkın çeyizi de gözyaşlarımız olsun...
Belki bir başka bir güzelliğe cansuyu olur...
Hani ne der Mevla/na'm:
"Güzeli sevmek gerek, sevmeyi öğrenmek için her şeyi güzel görmek gerek"
Can-ı gönülden tebrikler güne düşen güzelliğe...
Nicelerine inşaAllah. ..
Gülüm Çamlısoy
Er ya da geç ulaşıyor insan güzelliklere:
İyi düşün iyi olsun.
Niyetini bozmadan ve tüm masumiyetinle yaşa ki sahip olduğun o tek zerre sayesinde sonsuzluğa müdahil ol.
Önem arz eden; eksik parçaları bulup bütünü tamamlamak ve bu zor olsa da mümkün.
Her şey göründüğünden çok farklı yeter ki; özümüz sözümüz bir olsun bu hengamede çünkü her birimiz biricik ve özeliz.
Sevgilerimle Gül Hanım.
Çok teşekkür ediyorum.
İnşallah zira bu çok ulvi bir duygu ve yazarak çok şeye ve çok duyguya vakıf olduğum.
Gülüm Çamlısoy
Tüm yüreğimle teşekkür ediyorum.
Sizler çok özel ve değerlisiniz benim için.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla kıymetli hocam.
Eksik olmayın.
Vazgeçmek çok çok olası ve bir anda her şeye nokta koymak... İşte böyle bir an'dı dünde kalan ve bu gün de devam etmesine mutlak gözle baktığım ama İlahi Gücün mucizevi sunumu ile bir rüyam daha gerçek oldu bu anlamda çok mutluyum yine bana kattığınız güzellik ve değerlerin haddi hesabı yok iken.
Çok çok teşekkür ediyorum değerli Seçki Kuruluna ve tüm sevgili Edebiyat Defteri aileme ve tüm dostlarıma.
Varlığınızı hiç bir şeye değişmem: iyi ki sizleri tanımışım.
Tüm güzellikler sizlerle olsun İnşallah.
Yaşamak ve mutlu olmak adına, hala sebepler bulmam yine evrenin bir sunumu, umuda ve yarınlara ve elbette sevgiye dair.
Yürek dolusu sevgi ve sonsuz saygı, selamlarımla...
İyi ki iyi ki varsınız.
Hakkınızı asla ödeyemem.
Hüzün insana yakışıyor..
Bir o kadar yüreğinizden damlayanlar ile paylaşımınıza da çok yakışmış.
Tebrik ederim Gülüm Hanım..
Saygı ve selamlarımla...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ediyorum yüreğinize.
Sevgiler, selamlar...
Hüzünlü kalpler güzeldir sevgili Gülüm. Güne gelen yazını kutlarım. Sen insanları sevmekten vazgeçme ki zaten istesen de olmaz bu. İçinde var çünkü ve bu güzel bir özellik. Pek çok şey sevgisizlikten olmuyor mu zaten ?
Başarılarının devamını dilerim.
Sevgilerimle
Gülüm Çamlısoy
Sevmek ve daha da ve...derken mucizevi bir duygu hasıl olan: o da umudun ve karşılık gören sevginin izdüşümü.
Çok çok teşekkür ediyorum sevgili arkadaşım.
Tüm güzellikler seninle olsun.
Sevgilerimle.
Gülüm Çamlısoy
sonsuz selamlarımla.
hayat bir yolculuk hali...
İster "yolcu", ister hancı...
Menzil aynı!
Yüce Yaradan, sevdikleri ile yola düşen ve ayırmadan ulaşanlardan etsin, inşallah...
Tebrikler Gülüm Hanım..
Gülüm Çamlısoy
Sağ olun çok sağ olun.
Yola devam Allah'ın izniyle.
Selam ve saygılarımla kıymetli hocam.
Son yirmidört saat ve biz bize ,ölümle fısıldıyorsak bize en yakın duyguyu ,o yüce yolculuğa ağlamak ağlamak .
Sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Hüzünlü kalbin tek tanığı ve ilk misafiri iken yüce Yaratan hatta en seveni dert değil göz yaşı ki mutluluğa ve huzura giden yolda sağanak misali duygu ve kelime karışımı o bitimsiz yazma aşkı da nüksediyorsa.
Deyişler belki de derviş misali zikrimize ve fikrimize sahip çıkıp biteviye O'nu andığımız...
Hakkıyla yaşamak önem arz eden ve insanın kendi olması kimseye benzeme telaşı olmadan yaşaması.
Hüzün dahi güzel hele ki inanca ivme kazandıran bu ritmi yürek yürek yaşıyorsak.
Sevgimle.
kimseleri sevdikleriyle imtihan etmesin mevlam
acınıza derman ve sabır versin hafifletsin
amin dileklerimle kutlarım Gülüm hanm
Gülüm Çamlısoy
Yanılsamak.
Sevgi belki de en abartısı duyguların ve en kutsalı.
Çok teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla.