Öyle bir an
Tam da kitabın ’kaç çeşit intihar vardır? ’’ bölümüne gelmişken banyodan gelen , çamaşır makinasının bittiğini haber veren alarmı duymak ...
Evden çıkmaya hazırlanırken unutulan güneş gözlüğü için , annenden alışkanlık ,üç kere kilitlediğin kapıyı kendine söylene söylene geri açtığın ve çıkaramadığın ayakkabının topuklarına basa basa vestiyere uzandığın an göz göze geldiğin bir hatırlatıcı objeye kitlendiğin o an...
Çalışma masana iliştirdiğin ,başını her kaldırdığında sana bakan ,gülümseyen bir yüz ...
Usul usul çalan müziği unutmuşken tam , nakaratını söylerken yakalamak kendini ...
İşte tam ağlayacağım hava ,ortam hazır derken , sana göre gereksiz dünyalık işlerden birini yapman gerektiğini hatırlayıp ,yerinden fırlaman ...
Depresif değil ,melankoliğim diye kendini avuturken ,zorunlu katıldığın doğum günleri ,düğünlerde dışını makyajla ,içini kandırmaca gülümseme ile boyadığın o an ...
Ahhh bir ağlasan ,ahh bir ağlasam...
Sana ve kendime binlerce ’’o an ’’ sayabilirim...
YORUMLAR
Kün /Ay
Jean Paul Sartre abimiz Bulantı adlı kitabında dediği gibi, insan gündelik yaşantının kısır döngüsü içersindeyse, Kafka'nın Dava isimli romanında bahsettiği tutukluluk halini yaşıyor demektir.
Güzel bir yazıydı. Saygılar.
Kün /Ay
teşekkür ederim yorumunuz için. Saygılar .