- 2447 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TARİKATLAR CEMAATLER BAHANESİYLE İSLAM DİNİNE SALDIRIYORLAR....
Cemaat Nedir?Cemaat insan topluluğu, bir fikir ve inanç etrafında toplanmış kimselere denir.
İslâm cemâati ,Musevi cemaati gibi..‘Cemaat’ kelimesinin aslı, toplamak, bir araya getirmek anlamındaki cem’ fiilidir.
‘Cemaat’ sözlükte, insan topluluğu, bir araya gelen insan grubu demektir. Geniş anlamıyla cemaat; bir fikir ve inanç etrafında bir araya toplanan insan topluluğuna verilen addır.
Bir fıkıh terimi olarak ‘cemaat’ ise; namazı bir imamla birlikte kılan mü’minler topluluğudur. En geniş anlamıyla ‘cemaat’; İslâm ümmeti topluluğunu ifade eden bir kavramdır.
Dünyadaki bütün müslümanlar bu anlamda bir bütün halinde ‘cemaat’tırlar. Bu cemaatin ana özelliği, aynı Din’e, yani Tevhid Dinine inanmaları, aynı kıbleye yönelmeleridir.
Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, bütün müslümanlar İslâm cemaatinin birer üyesidirler.
Cemaat; rastgele, tesadüfen veya şartların bir araya getirdiği insanlar değildir. Cemaatin üyeleri de yaptıklarını bilmeyen, hangi şartlar altında bir araya geldiğinden habersiz ve şuursuz kimseler değillerdir.
Cemaat, şuurlu bir birlikteliktir. Kuru kalabalık, yani kitle (cemadât) değildir. Kitle, şartların bir araya topladığı kalabalıktır. Yolu ve hedefi belli değildir. Asgari müşterekleri bile ortada yoktur.
Belki bir çıkarın, belki etkili bir rüzgârın, belki gözü açık bir propagandacının bir araya topladığı bir sürüdür. Sürüyü akıllı ve gözü açık çobanlar istediği gibi sürükleyip götürürler.
Bir topluluğun cemaat adını alabilmesi için, o topluluğun belli bir fikir etrafında, belli bir hedefe gitmek üzere bir araya gelmesi, belli ilkelere bağlı olması ve başlarında cemaat ile özdeşleşmiş, aynı amaca bağlı yetkin bir imamın (önderin) bulunması gerekir.’
Bu perspektiften baktığımızda Fetönün bütün müslümanları içine alan bir cemaat değil bir kuru kalabalık yani kitle olduğu kanısına varmak mümkündür.Fetö içerisindeki herkes aynı dava şuurunu taşımamakta herkese aynı sırlar verilmemekte herkes belli kendi çıkar ve menfaatleri için bu kitlenin içerisinde bulunmaktadırlar.
Fetö ve Adnan Oktar denilen bu kitleler ile diğer cemaatleri asla bir tutmayalım.Fetö ve Adnan Oktar baştan beri dış servisler tarafından kurulan beslenen büyütülen bir harekettir birilerinin dediği gibi Devlet içerisine sızmış habis bir ur=kitledir bu Fetö yapılanması.
Bu bakımdan diğer cemaatlerinde ilerde Devlete hainlik yapacakları sonucuna varmak pireye kızıp yorgan yakmaktır.Bu zamana kadar Fetullah Gülen grubu hariç hiç bir cemaatın hayırlı hizmetlerden başka kumpas şike şantaj kaset işlerine girdikleri asla vaki olmamıştır.
Cemaatlerin siyasi faaliyetleri seçimde bir gün oy kullanmaktan ibarettir.
Bunun dışında İslami cemaatler din Kuran hizmeti Kurban hizmeti talebe yetiştirme faaliyetleriyle meşgul olmaktadırlar.Bir çok cemaat lideri kanaat önderleri Devletin içine adam yetiştirmemişler,
Devletine milletine vatanına sahip çıkacak iki kanatlı hem dinini hem dünyasını geliştirmiş evlatlar yetiştirmişlerdir.
Cemaatten kastım, ülkemizde faaliyetini sürdüren Nakşi temelli Ehli Sünnet İslami Cemaatlerdir..Özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra olmak üzere Ehli Sünnet İslami Cemaatleri itibarsızlaştırmaya yönelik sürekli algı operasyonu yapılmaktadır.
Toplumun büyük çoğunluğu bu cemaatler hakkında sağlıklı bir bilgiye sahip olmadıklarından algı operasyonlarının etkisinde kalmaktadırlar.
***
Peygamber Efendimiz bir hadis-i Şeriflerinde:Ahir zamanda ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır.Birisi hariç bu fırkaların hepsi cehenneme girecektir.Sahabeler sordular:Ya Resulullah sav.bunlardan kurtulacak olanlar(fırka-i naciye) hangileridir?Benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir buyurdular.Tirmizi- Ebu Davud..
Bugün ortalıkta dini tahrip etmeye proğramlanmış kendisi çamura batmış kendisine tabii olanlarıda çamura batırdığının farkında bile olmayan yanlış proğramlanmış sözde İlahiyatçı prof.payeli zavallılar cirit atmaktadır.
Bunlar bazen kabir ziyaretlerinin yanlış olduğunu bazen tevessül yani Allahtan başkasından yardım istenmesini onu vesile yapmayı, bazen sadece Kuran ayetlerinde olana inanılacağını,hadislerin mevzuu,yani uydurulmuş olduklarını söyleyip dolaylı yoldan saf müslümanların imanlarını ve itikatlerini kökünden sarsacak çalışmalara vasıta olmaktadırlar.
Bunları bilinçli yapan dışardan güdümlü İlahiyatçıların olduğunu da unutmamak lazımdır.Ehl-i Sünnet alimlerinin İmam-ı Azamların İmam-ı Gazalilerin ve son devir Osmanlı ulemasının bunlara yazdığı reddiyelerle kütüphanelerimiz doludur.
Ancak özellikle son yıllarda televizyonlarla ve İlahiyat Fakülteleriyle bu itikadı bozuk hocalar futursuzca Ehl-i Sünnete saldırmaktadırlar.Fetullah Gülen hareketi bu bozuk fırkalardan sadece birisidir.Selefiler Şialar,Vehhabiler maalesef Türk insanına müslüman din kardeşlerimize zehri altın tepside sunmaktadırlar.
Din kardeşlerimizle cenazede düğünde bir araya geldiğimizde falanca hocayı dinledikleri çok güzel bilgiler verdiğini söyleyip onun takipçisi olduklarını söylediklerinde ne yapacağımı ne söyleyeceğimi inanın bilemiyorum.
Yaşar Nuri Hoca öldü gitti yeni Yaşar Nuri Hocalar türemiş çoktan..Bu insanların birçok mahzurlu konuşmaları olduğunun kaderi şefaati inkar ettiğinden hadislerin bir kısmını uydurma diyerek reddettiğinden nasıl habersiz olup da onu dinleyip söyledikleriyle amel edebiliyorlar.
Yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede İslam’ın öğretilmesi ve yaşatılması için çalışan İslami Cemaatlere kim, niye karşı olur?-Karşı olmanın haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Bir Müslümanın İslam’ın öğretilmesi ve yaşatılmasının karşısında olmasını bırakın düşünmesi bile çok ağır sonuçlara yol açar!
Buna rağmen kim bunlar? Bunlar: İslam’a uzak; İslam’ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşatılmasına karşı olanlar,İslam’a uzak değil; ancak, araştırmayan, incelemeyen birilerinin yanlış propagandalarının etkisinde kalanlar,
Tasavvufa, tarikata düşman; tasavvuf ve tarikat üzerinden ehli sünnet inancını bozmaya çalışanlar,Birinci gruptakilere diyecek fazla bir şeyim yok; bu grupların içinde en tehlikeli olanlar üçüncü grupta yer alanlardır.
Bunlar insanları İslam’la aldatarak faaliyetlerini sinsi ve sistematik şekilde yürütmekte olup ikinci gruptakileri de etkilemektedirler.Maalesef, Müslüman kardeşlerim bilgi eksikliğinden kaynaklı üçüncü gruptaki şer odaklarının akla uygun gibi görünen şeytani tuzaklarını görememektedirler.
Adamlar sınır tanımadan ve utanmadan iftira atmaktadırlar. Eğer, bilgi sahibi değilseniz mutlaka etkilenirsiniz. Birçoğunun adının önünde prof. da yazmaktadır. Onun için bilgi sahibi olunuz ve bunların iftiralarının tuzağına düşmeyiniz.
Ehli Sünnet İslami Cemaatleri Fetö ile ilişkilendirerek saldırdıkları yetmediği gibi Adnan Oktar ve cemaati ile de ilişkilendirerek cemaatleri operasyon sırasına koymanın propagandası içindeler.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu konuda çok büyük vebal altında olduklarını söylemeden geçemiyeceğim.Açıkca şu hocaların söyledikleri yanlıştır şu kitaplar piyasadan toplatılmalıdır diye kararlar alıp da müslümanların yanlışa düşmelerini neden önlemezler?
Yoksa Diyanetin başı dahil içi her yanı kokmuş da bizim mi haberimiz yok?İmam-Hatiplerin proğramları neden yeniden Ehl-i Sünnete göre düzenlenmez neden bozuk itikatli hocalar ayıklanmaz bu kurumdan?Fetöden daha tehlikeli değil midir bu şarlatanlar?
Fetö dünyalıkları topladı insanları kandırdı bunlar şeytanın askeri olmuş insanları cehenneme yuvarlıyorlar neden farkında değil İdarecilerimiz.Yoksa onlarda mı bu fitne ocağına ateş taşımaktadırlar?Yazıklar olsun öyle olanlara..
Bu toplumun bin yıllık sarsılmaz ruhunun yegâne kaynağı Ehl-i Sünnet akîdesidir. Ve bu Ehl-i Sünnet akîdesini diri, canlı kılan derûnî irfânî kodlarıdır.
Bir taraftan sarsılmaz Ehl-i Sünnet akîdesi, diğer taraftan da bu Ehl-i Sünnet akîdesinin hayat hâline getirilmesini mümkün kılan Kur’ân-i kerim ve Sünnet-i Seniyye ile yoğurulmuş, ete kemiğe büründürülmüş irfanî / tasavvufî tecrübedir.
Selçuklu’yu kuran, Kur’ân ve Sünnet’e dayanan işte bu tasavvufî ruhtur. Yine Selçuklu’nun mayasını kardığı bu diriltici atılımı Osmanlı’da ruha dönüştüren de bu tasavvufî ruhtur.
Eğer Kur’ân ve Sünnet’ten süt emen bu tasavvufî ruh olmasaydı, Selçuklu’yla başlayan Osmanlı’yla üç kıtaya ulaşan İslâm’ın bayrağı üç kıtada insanların gönüllerini fethedemez, dünyaya diriltici bir ruh üfleyemezdi!
Kur’ân-ı kerim ve Sünnet-i seniyyeden beslenen bu tasavvufî tecrübe, bizim yalnızca tarihi kuran bir aktör olmamızda değil aynı zamanda İslâm’a yapılan bütün bütün saldırıları püskürtmemizde de kilit rol oynamıştı.
Kafkasya direnişinden Afrika’nın içlerine kadar gerçekleştirilen bütün sömürgecilere karşı verilen destansı direnişlerde de bu tasavvufî ruh tarihî roller üstlendi.
Eğer biz yeniden toparlanacak ve tarihi yapacak bir rol oynayacaksak bunu ancak Ehl-i Sünnet Omurga’ya dayalı bu irfanî tecrübeyi yeniden hayata ve harekete geçirerek yapabiliriz.
Ehl-i Sünnet’i tartışmaya açan, sayısız sapkın türedi “mezhebin” türemesine yol açacak, peygamberî soluğu yok saymaya kalkışan ruhsuz, modernize, sekülerize, protestanize edilmiş sahte din anlayışlarıyla değil!
O yüzden cemaatlere ve tarikatlere yapılan saldırıya aslâ sessiz kalamayız. O zaman ne tutunacak dalımız kalır ne de ayağımızı sağlam basabileceğimiz yerimiz!
Fetö, Ehl-i Sünnet bir cemaat değil mi?Fetö’nün hattı harekâtını belirleyen ilke ve akîde, takiyye. Takiyye, Şiî akîdesidir. Fetö’nün kendisini Ehl-i Sünnet olarak sunması tam bir karartma operasyonudur!
İkincisi, Fetö, aslâ Müslüman bir cemaatte olmayacak aşağılık özelliklere sahip: Hiç bir Müslüman cemaat, hedefe varmak için her yol meşrûdur diyemez! Makyavelist bir mantık, bütün Müslümanların, müslüman cemaatlerin savaştığı iğrenç bir mantıktır.
Hiç bir Müslüman cemaat, gücü kutsamaz; zaferin peşinde koşturmaz; araçları amaçlarına yerine yerleştiremez!Müslümanlardan, bütün Müslüman cemaatlerden istenen şey, hakikate teslim olmak ve yola çıkmak (Mekke süreci), yolda olmak (Medine süreci) ve yol olmak’tır (Medeniyet süreci). Nedir bu? Sünnet-i Seniyye’dir.
Aslında bu tarikat ce cemaat düşmanları ortalığı bulandırmaya çalışıyorlar.-Kim, İslam düşmanı emperyalistlerin uşağıysa Allah(cc) belasını versin!Türkiye Cumhuriyeti kabile devleti mi; hangi cemaatin, hangi örgütün amacının ne olduğunu bilmiyor mu zannediyorsunuz?
Ne adına olursa olsun, neyi kullanırsa kullansın ülkesi ve milletine ihanet içinde olan her türlü yapıya karşı devletimiz gerekli önlemi almak zorundadır. Arkasında ABD, İsrail, İran, Suudi Arabistan ve başka ülkelerin güdümünde tüm yapılarla etkin bir şekilde mücadele edilmelidir.
Herkes şunu iyi bilsin! Ülkemizde faaliyetini sürdüren Nakşi Tarikat temelli Ehli Sünnet İslami Cemaatlerin arkasında hiçbir dış güç olmayıp bu cemaatlere mensup insanlardan ülkesine milletine ihanet olmaz!-Kim bu Ehli Sünnet Cemaatler?Bu cemaatleri isimlendirmek yerine son yüzyılımızda ülkemizde İslam’ın öğretilmesi ve yaşatılması için çalışan büyük zatların ismini zikredersem bunlar anlaşılacaktır.
Bu zatlar:Süleyman Hilmi Tunahan(ks), Muhammet Zait Kotku(ks), Mahmut Sami Ramazanoğlu(ks), Abdülhakim Avrasi(ks), Ali Haydar Efendi(ks), Muhammed Raşit Erol(ks) hazretleri gibi daha başka isimlerini sayamadıklarım.
İşte bu zatları takip eden insanlardan ülkesi ve insanına zarar gelmez. Bunların tamamı ehli sünnet akidesine sıkı sıkıya bağlıdır. Vatanını ve milletini “Vatan sevgisi imandandır” Hadis-i Şerifi düsturunca severler gerekirse canlarını verirler.
Adının önüne İslami isimleri koyan emperyalist güdümlü örgütlerin ülkemizde taban bulmasının önündeki en büyük engel, bu İslami Cemaatlerdir.Asla ve asla İslam’ın aksine bir tutum ve davranışlarda bulunamazlar; bulunan varsa bunların kesinlikle tasavvuf ve tarikatla alakası yok; bunlar, İslam düşmanı güçlerin kullandığı sapık, aşağılık yapılardır.
Oysa Türkiye’de 15 Temmuz’dan bu yana tehlikeli bir algı operasyonu yapılıyor: Bütün darbelerin arkasındaki yegâne güç olan laiklik kutsanıyor; fosilleşmiş, darbe zihniyetli generaller, laikler aklanıyor; bütün cemaatler hedef tahtasına yatırılıyor ve “Cemaatler, dolayısıyla Müslümanlar, devlet yönetmesin” deniyor!
Türkiye’nin başına gelebilecek en büyük felâket budur: Fetö,Adnan Oktar terör örgütü asla bir cemaat değildir. Postmodern, seküler, pagan bir oyuncaktır, piyondur; kitleleri ayartan, hipnotize eden, hedefe varmak için bütün gayr-ı meşrû yolları meşrû gören sapkın seküler bir harekettir.
Ehli Sünnet Cemaatler, belli dönemlerde kendilerine karşı yapılan baskı ve yıldırmalar karşısında dahi devletine hep saygıyla bakmışlar; kırılmalarına rağmen, kırıcı hal ve hareket içinde olmamışlar, dualarında; “devletin daim olmasına” her zaman yer vermişlerdir.
Ülkemizde faaliyetini sürdüren Ehli Sünnet akidesine bağlı İslami Cemaatler, ülkemiz geleceğinin sigortalarıdır.Bundan kaynaklı ülkemiz üzerinde hesabı olan tüm düşmanların hedefinde Ehli Sünneti bozma planları var. Bunlar tasavvuf ve tarikatları kötü göstermeye çalışırlar.
Ehli Sünnet inancın ülkemizde hayat bulmasında Ehli Sünnet Cemaatlerin çok büyük bir rolü vardır. Bu rolden kaynaklı asılsız mesnetsiz ve aşağılık iftiralara tabi tutulmaktadırlar.
Tasavvuf ehli insanlara “Şeyhlerini peygamberden önde tutarlar; şeyhine dokununca cennete gireceklerini söylerler; şeyhlerini aracı olarak kullanarak şirke girerler…” diyerek, en aşağılık şekilde iftira ederler.-Bunların tamamı külliyen yalan ve iftiradır!
Gayeleri Allah’ın dinini insanlara öğretme ve yaşatma olan tarikatlar; İslam’ın aksi bir tutum ve davranışlarda bulunabilir mi?
Ülkemiz insanı bazı olumsuz algılardan kurtulup bu cemaatleri tanımaya çalışmalı ve inanıyorum ki tanıdıkça bakış açıları olumlu yönde değişecektir.
Benim tavsiyem; kendiniz ve çocuklarınızın ehli sünnet bir cemaatle bağ kurmasını sağlayınız.
Bu durum önemli olmanın çok ötesinde zarurettir.Ehli Sünnet Cemaatlerin içinde olamıyorsanız bile karşı olmayınız.
Ehli Sünnet İslami Cemaatlere karşı kim düşmanlık ederse olumsuz söz ve davranış içerisinde olursa Yüce Rabb’im misliyle cezasını verir; bundan kimsenin şüphesi olmasın..!
’Tarikatler kapatılsın diyenlere iki çift sözüm olacak:Kapatılmasını istediğin tarîkatlerin ne olduğunu biliyor musun ?
Daha tarîkatin, cemaatin ne olduğunu bile bilmiyorsun.
’Sende mi tarîkatçisin yoksa..? ’’ diyorsun ya hani...Evet...ben de tarîkatçiyim...Ama sen beni tanımadan yargılıyorsun.
Gördüğün üç beş çapulcuyla karıştırıyorsun beni.
Benim nüfus kütüğüm Londra’da ya da Tahran’da değil kardeşim.Ben [bütün bölgeleri,renkleri ve dilleri ile..] has ANADOLU çocuğuyum.Onun bunun çocuklarıyla karıştırma beni...
Ben Mekke’de Ebu Kühafe’nin oğlu Ebubekir’im...Horasan’dan bakarsan Selman-ı Farisî...
Orta Asya bozkırlarında Ahmet Yesevîyim...Buhâradan açarsan pencereni Şâhı Nakşîbendî...
Hindistan topraklarında İmam-ı Rabbanîyim...Konya’da Mevlâna, Ankara’da Hacı Bayram Velîyim.
Göynük’te Molla Akşemseddin,İstanbul’da Ebu Eyyüb el- Ensarîyim.
Gönül gözünle bakarsan...İsmail Hakkı Bursevî,İbrahim Hakkı Erzurûmîyim.
Erzincan’da Terzi Baba benim adım.Kastamonu’da Şeyh Şâbân Velîyim. Bazen Yunus diye çağırırlar beni,bazen Hacı Bektaş-ı Velîyim.
Kars kalesinde nöbette Ebul Hasan Harkânî...Sana 600 yıllık devletin müjdecisi Şeyh Edebâlîyim.
Diyarbekir’de Sarı Saltuk desen tanırlar beni. Gaziantep’te Ukkâşeyim...Hakkari’de Seyyit Taha,...Hatay’da Habîbi Neccar’ım...
Bitliste Gavsı Hizaniyim.Urfa’da Hayat bin Kays olarak tanırlar beni...Siirt’te İsmail Fakîrullah,
Sivas’ta Şemseddin sivasi ve Abdulvahab Gaziyim...Dikkatli {imanlı,akıllı,vicdanlı..} bakarsan...
SİLİSTRELİ SÜLEYMAN HİLMİ’’YİM, Ahıskalı Ali Haydar Efendiyim.Zeyrek tekkesinde Mehmet Zahid Kotku,
Erenköy’de Mahmud Sami Efendi, Menzil diyarında Seyyid Muhammed Raşid Efendiyim.
Yolda garip garip yürürken Hacı Veyiszâdeİsmailağa camisinin mihrabında Mahmud Efendiyim...
Ben Anadoluyu nakış nakış örüp sana yurt yapanım.Ben bu toprakların kendisiyim...
Alıntı.
Tasavvuf yolu tarikatlerden geçer.Şeriat tarikat mağridet sonu Hakikattır demişler.Günümüz medyasında hergün gösterilen sapkın tarikatlerle Fetö ile gerçek Hak yoluna götüren tarikat=Allaha cc. giden yolları ne olur bir tutmayalım.
Rabbimizden kendisine giden doğru yola bizi iletmesi için dua edelim.Zaman ahir zaman da olsa kıyamet kopuncaya kadar gerçek Hak yolu,Peygamber yolu,Silsileyi Aliye yolu mutlaka yeryüzünde olacaktır bunu bilelim.
Rabbimizin verdiği akıl nimetiyle gözümüzü basar ve basiretimizi dört açarak Mevlaya giden yolları bulmaya çalışalım.
Rabbim bulanlardan ve bulduğu hak yolda daim olanlardan eylesin tüm kardeşlerimizi..Son nefes dahil.Şeytan aleyhillanenin iğvasına kanmadan imanı kamil ile çene kapamayı nasip eylesin cümle kardeşlerimize.
Amin ve selamün alel mürselin.Vel hamdü lillahi Rabbil alemiyn.
25.07.2018//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Sayın OSMANOĞLU
yazınızı dikkatle okudum.Konuyu dağıtmadan, maksadınızı çok güzel bir şekilde izah etmişsiniz.
Yazdıklarınıza aynen imzamı atacağımı da belirtmek isterim.
Bilmeden yargılayanların okumasına,bilerek yargılayanların ibret almasına ihtiyaç var.
Yazmaya devam ediniz.
Kutluyorum.Teşekkür ediyorum.
Filiz Şahin.
ama siz çamurunuzu sıçratmadan yorum yazamıyor musunuz?
ayıp ya koca adam olmuşsunuz ama hala çamurda ısrar ediyorsunuz ayıp,
ne yargısı var yorumumda yazık ya vallahi yazık
MÜSLÜMANIN ALACAĞI İBRET KUR'AN-I KERİMDEDİR.
yalan mı yanlış mı
seni daha önce uyardım özür diledin.