- 441 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV Bölüm-5
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV Bölüm-5
Akşam yemeğinden sonra hepimiz televizyonun karşısına geçtik. Annemle babam dizi seyrederken bende kahveleri yaptım. Dizinin en heyecanlı yerinde babamın telefonu titreşime geçti. Kısa bir konuşma yaptıktan sonra babamın yüzü asılmıştı.
‘’ Bizim ahçıbaşının bir akrabası vefat etmiş bir hafta izin istedi, memleketine gidecekmiş. Yarın işler Suna ile sana kalıyor Esma.’’
Esma,
‘’ Sorun değil hallederiz baba. Üstesinden geliriz.’’
Halil Dayı,
‘’ Hadi bakalım o zaman televizyon seyretmeye devam’’
Annemle babam odalarına çekilirken bende üst kata çıktım. Eşyalarımı kontrol ettim. Eksik bir şey yoktu. Bin lirada ilaç gibi geldi bana. Ne tuhaf anne ve baba, tanımadığın insanlara böyle hitap etmek insana tuhaf gelmeliydi ama ben hiçbir rahatsızlık duymuyorum. Bavuldan yedi yaşlarındayken çekilmiş olan fotoğrafımı çıkardım. Zavallı kardeşim şimdi ne yapıyordu. Resmi halenin resminin altına astım. Ve kendime ne olursa olsun seni bulacağım diye söz verdim. Yatağıma girdiğimde oldukça mutluydum. Şimdi sıra Gülsarı’ya geldi. Sana öyle bir oyun oynayacağım ki kadınlığından utanıp hayatın boyunca beni unutamayacaksın.
Ertesi gün babam mekânda çalışanları bir araya toplayarak bir konuşma yaptı. Hatice Hanımın bir hafta izinli olduğunu söyledi. Suna’ya dönerek, ‘’ Esma ile sen yemeklerden sorumlusunuz. Sinoplu, sende diğer işlerden sorumlusun. Ercan, dışarıdan yapılacak alış verişler senin.
Esma,
‘’ Baba bir fikrim var.’’
Halil Dayı,
‘’ Anlat dinleyelim.’’
Esma,
‘’ Her gün bir yemeği günün menüsü yapalım ve ön plana çıkartalım.’’
Halil Dayı,
‘’ Sen ne diyorsun Suna?’’
Suna,
‘’ Bana uyar, denemeğe değer, yanına bir de tatlı ekleriz günün menüsü olur.’’
Halil Dayı,
‘’ O zaman iş başına göreyim sizi.’’
Esma,
‘’İşliğe geçelim’’
Suna,
‘’İşlik ne abla?’’
Esma,
‘’ Kızım, geçen gün bir gazetenin bulmacasında çıktı. Atölyeye işlik diyorlar. Buranın mutfağı da aşevinin işliğidir.
Suna,
‘’ Aman abla sende eski köye yeni adet getirme mutfak de gitsin.’’
Suna ile aşevinin işliğinde beraber çalışacaktık ama birbirimizin huyunu suyunu bilmiyorduk. Sükse restoranda uğradığım duruma düşmek istemiyordum. Birbirimize bakıştık. Önce Suna bastı kahkahayı, sonra ben. Bizim gürültümüze, Sinoplu uzaktan uzağa şaşkınlıkla bakıyordu.
Suna,
‘’ Abla sana bir şey söyleyeyim mi?’’
Esma,
‘’ Ne ablası kızım. Ben Esma’yım, hem sen kaç yaşındasın bakayım?’’
Suna,
‘’ Ben küçümen bir kız çocuğuyum, daha sadece yirmi sekiz yaşındayım.’’
Esma,
‘’ Ben senden tam beş yaş büyük ablayım.’’
Suna,
‘’ Günün menüsü dedin bugün ne yapmayı düşünüyorsun?’’
Esma,
‘’ Bu günün özel menüsü Tas Kebabı. Hadi başlayalım. Önce bir kapta margarini eritelim. Erittiğimiz margarine etleri ekleyip kızartalım. Kızaran etleri bir tabağa alıp, aynı yağda doğranmış soğanı ekleyip kavuralım. Domates veya salçayı, tuzu ve sıcak suyu etler yumuşayıncaya kadar pişirelim. Sonrada gelsin servisler. Tarif bitti şimdi sırada icraat davran suna.
Bu arada Sinop’luya bir işaret çaktım biraz sonra yanıma geldi. ‘’ Ne var Esma.’’
Esma,
‘’Senden bir hatta iki konuda yardımını istiyorum.’’
Sinoplu,
‘’ Tamam müsait olduğumuz bir anda konuşuruz.
Suna ile güzel bir ikili oluşturduk. Günün menüsü olarak isimlendirdiğimiz yemek bayağı tuttu. Öğleyin bir ara Sinoplu, işten çıktıktan sonra parkta buluşmamızı kulağıma fısıldadı. Bende okey vererek işimin başına döndüm. Zaman çok hızlı geçip gitti. Çıkacağımıza yakın babama biraz işim olduğunu söyleyerek izin istedim. Beş, altı dakika erken çıktım ve parka giderek Sinop’luyu beklemeye başladım. Sinop’luda fazla gecikmedi. Geldi yanıma oturdu.
Sinoplu,
‘’ Konuş seni dinliyorum.’’
Sinop’luya bütün hikâyeyi baştan sona anlattım.
Sinop’lu,
‘’ Benden ne yapmamı istiyorsun?’’
Esma,
‘’ Önce Gülsarı olayını halledelim. Sonra kardeşimi aramaya başlayacağım.’’
Sinoplu,
‘’ Bu işleri yapacak bir arkadaşım var. Gülsarı’yı takip ettirelim. Nerede oturuyor, iyice öğrensin ondan sonra bir plan yaparız.’’
Esma,
‘’ Önce ona dünyanın kaç bucak olduğunu öğreteyim sonra öbür işe bakarız.
Sinop’lu,
‘’Ya bu işi beraber yaparız, ya da doğru Halil Dayıya giderim. Seni o psikopat karıyla yalnız bırakmam.
Esma,
‘’ Peki kabul haberleşiriz. Ben kaçıyorum. Sende fazla oyalanma eve git.
Eve gitmeden yakın bir eczaneye uğrayıp bir çift lateks eldiven aldım. Ve yola koyuldum yemeğe yetişsem iyi olacak.
Babam beni bahçede karşıladı.
Halil Dayı,
‘’ Söyle bakalım ne işler çeviriyorsun?’’
Esma,
‘’Yok öyle bir şey baba.’’
Halil Dayı,
‘’ Sende Hale gibisin yapar eder sonra söylersin. Ama yakında kokusu çıkar. Hadi içeri geçelim.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.