- 373 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Umduk Ve Bulduk
"Asla pes etme!" diye kalıplaşmış klişe bir cümle vardır.Aslında içine girince ne de çok şey anlatıyor.Toplumun tepkisi,kişinin psikolojik durumu,kendi iradesi dışında karşılaştığı zorluklar ,insanın başarısız olmasındaki en büyük etmenler ve pek çok şeye başlamadan son vermesine sebep olan durumlar...Etrafımızdaki insanların en fazla birkaç gün konuşup sonra unutacakları şeylerden,yine onların tepkilerinden çekindiğimiz için kaçınıyoruz veya başladığımız bir şeyde ilk denemede başarılı olacakmışız gibi düşünüyoruz. İnancımız her daim o yönde olmalı ama istenmeyen sonuçlar önümüzü sise boğmamalıdır.Hayat başarısızlıktan başarıya uzanan umut hikayeleriyle dolu. "Çok genç yaşta amansız bir hastalığa yakalandı.Vücut kaslarını kullanamaz hale geldi.Nefes almakta bile zorlandı.Ama tüm bunlar başarılı olmasını engellemedi."diye ifadelerle adını tarihe kazımış bir insandan bahsetmek istiyorum.Evet doğru tahmin ettiniz, yakın zamanda aramızdan ayrılan ama asla yaptıkları ve söyledikleri dillerden düşmeyecek olan ünlü fizikçi Stephen Hawking’den bahsediyorum. Bizim kendimize bahane olarak sunup adım atmaya korktuğumuz yolları koşarak geçmiş bu insanın en sevdiğim sözlerinden biri de şudur: "Bir kurbanın,eğer ki istiyorsa,kendi yaşamına son vermeye hakkı olmalıdır.Ancak bence bu büyük bir hatadır.Yaşam ne kadar kötü gözükürse gözüksün,her zaman yapabileceğiniz bir şeyler vardır.Mutlaka başarabileceğiniz bir şeyler vardır.Yaşamın olduğu yerde,umut da vardır."Diğer yandan babası maden işçisi olan ve küçükken sefil bir hayat yaşayan ama asla hayallerinin peşini bırakmayan, hepimizin de kendi adına kurduğu restoranlarından birine gitmek için can attığımız Nusret...Yurt dışına gidip kendine daha da çok şey katmak için cebindeki son kuruşu dahi hayallerine yatıran bir insan.Bir diğer yandan şu anda bir dünya markası olan Zara’nın kurucusu Ortega Gaona.Nusret gibi en başından beri emekleriyle buralara gelmiş bir insan.Son olarak "Harry Potter and The Philosopher’s Stone"u bilgisayar olmadığı için eliyle yazan ve gittiği yayınevlerinden hep red cevabı alan ama ama asla pes etmeyen ünlü yazar J.K.Rowling. Gittiği birçok yerden aldığı "red" cevabı, bir sonraki adımı atmasına asla engel olmayan isimlerden.Aslında bizlere ilham olması açısından sıralayacağım onlarca daha hikaye var.Bu örnekleri okuduktan sonra "Şansı yaver gitmiş,kader yüzüne gülmüş." diyenler vardır belki. Ama her başarının arkasında büyük emekler yatmaktadır. Başarı için insan kendi hayatından tavizler vermelidir.Sonunda kendinize ve yaptığınız işe baktığınızda yaptıklarınızın arkasında yatan şey sizin inançlarınız,emekleriniz olacaktır.Dün ne yaşamış olursak olalım önemli olan bizim dün yaşamış olduğumuz olayları o günde bırakıp bugün hedeflediğimiz yolda yeniden bir başlangıç yapabilmemizdir.Son olarak yazımı şu cümlelerle noktalıyorum."Her birimiz keşfedilmeye değer bir güzelliğiz.Önce biz kendimizi keşfedelim,tanıyalım ve sonra yapabileceğimizin en iyisini yapalım."Bize verilen ömrü sıradan bir insan olarak değil de anlamlı işler yaparak büyük insanlar olarak noktalamamız dileğiyle..
Beyza Nur AYAYDIN
YORUMLAR
Bu arada hoşgeldiniz. Yeni olduğunuzu yorum yazdıktan sonra fark ettim.
demirelim_46 tarafından 7/16/2018 7:11:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ne düşündüğümüzü doğumumuzla birlikte edinmeye başladığımız düşünce alışkanlıklarımız belirler. İlerleyen yaşlardaki düşünce yapımızı şekillendiren, özellikle 0-6 yaş arasında edindiğimiz bilgilerdir. Bu bilgilerin kaynağı ise büyük ölçüde anne babamız... Kişiliğimiz edindiğimiz bu bilgiler ile şekillenmeye başlar ve bu bilgiler ana iskeleti oluşturur. Düşünürken bu bilgiler çerçevesinde düşünür; bunlara göre duygulanır, bunlara göre davranırız.
Bir anlamda düşündüklerimiz kişiliğimizdir diyebiliriz. Düşünceler zamanla rutinleşir, içgüdüselleşir. Bir yandan duygularımızı şekillendirir, bir yandan davranışlarımızı... Sonra duygu ve davranışlar düşünceleri tahakküm altına alır ve yönetmeye başlar ve bu döngü bir ömür sürer gider.
Döngü eğer başarı, azim, aksiyon, mutluluk ve içsel huzur üzerine kurulmuşsa ne âlâ!
İnsan başarı, aksiyon, mutluluk ve içsel huzur azmini kendi içinde bulur ve hedeflerine ulaşmak adına, itici bir kuvvet olarak kullanır. Başkalarının desteğine ihtiyaç duymaksızın...
Peki bu döngü kaygı, korku ve pişmanlık üzerine kurulmuşsa... O vakit insanı çetin bir imtihan bekliyor demektir. Anne babasının ve özellikle yakın çevresinin yıllara yayılan hatalarını, tek başına, direnerek ve onlara rağmen değiştirmek zorundadır. Ve bu süreçte en büyük mücadeleyi kendine karşı verecektir.
Toplumsal yapımızın, istisnalar kaideyi bozmasa gerek, en büyük eksilerinden biri göbek bağını kesememiş, bağımlı, kendi ayakları üzerinde duramayan, hata yapmaktan korkan, desteğe muhtaç bireyler yetiştiriliyor olmasıdır bence. Karar verme ve eyleme geçme kuvvetini kendisinde bulamayacak kadar aciz bireyler... Sanırım biz bilinçsizce çocuk bırakılmış insanlarız.
Ben başarının anahtarını karar verme sürecinde zaman kaybetmeyip eyleme geçmek olarak görüyorum. Başarının bizzat kendisi ise istemek, gayret etmek ve hata yapmaktan korkmamak...
Güzel yazı idi. Saygılarımla.