25
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1172
Okunma
Günlerdir, aylardır ne yapsam ne yapsam arayışı içindeyim.Hemen herkesten diyebileceğim geniş bir kesimde aynı sızlantıyı görüyorum seziyorum.
Bu sızlantının ana kaynağı ; insanın duygu , düşünce ve emeğine saygı gösterilmeksizin onun hiçlenip dışlandığı kanaatini, günden güne içinde büyütmesine neden olan, bir anlamda kişilik zaafı dolarak da değerlendirilebilecek ’ yanlı seçim politikasıdır’.Bu seçim ebette milletvekili seçimi değil, sonuçta akçalı bir ödülü de yok bu seçimin. Ama ne var; yanlış seçim yapılması halinde özgüven duygusunun sarsılması var.Ama ne var;gerginlik yaratan bir iç huzursuzluğuna neden olan ruh halinin ortaya çıkmasına ve depressif biçimde seyrine yol açan, haksızlığa uğramış olma duygusunu körükleyen politikalar var.Ama ne var; ben ikinci sınıf insan mıyım sorusunun önünü açan aşağılama var.Ama ne var;bohem şiirler ödüllendirilirken ciddi içerikli, emekten yana , saygınlık kazandırılması gereken duygu ve düşüncelerin önünün tıkanıp, sanatsal anlamda bir dezenfermasyon ve dejenerasyon yaratma çabası var?Ama ne var; kendini tatmin etme duygusunu masturbasyona çeviren bir aldırmazlık ve sorumsuzluk var.Ama ne var sanatı kuşa çevirmek var,ahbap çavuş ilişkileri ile kendine prestij sağlama düşüncesinin önünü açma var, varoğlu var, var da var, var da var...
Eğer haksızlıklar bir yerde başlamış ve giderek de kronikleşen bir hal almışsa elbette bu etki -tepki prensibine göre giderek bir isyanı da körükleyecektir.O halde Sezar’ın hakkını her zaman Sezar’a vermenin gerçek temeli bir an önce atılmalıdır.Aksi halde bu küskünlüklerin artması, çekilip geri durmalara,dağılmalara,sitemlere ve giderek de yozlaşmaya doğru uzanan çıkmaz bir sokağa dalışın başlangıcı olacaktır.Ne yapmalı?
İŞTE ASIL MESELE; OLMAK YA DA OLMAMAK! ’( to be or not tobe ):Edebiyat Defteri Sitesi; kurucusunun yüreğine, bilincine ve emeğine sağlık, kısa diyebileceğimiz bir süreçte kendisine geniş bir taban yapmayı başarmış bir sitedir.
Böyle bir siteyi ayakta tutmak hiç de kolay bir iş değil elbet, devamlı gözünüzü açık tutacaksınız, kim ne yazdı , yasal yönden suç içeren bir sızma var mı,davranış bozuklukları sergileyen marazi tipler (başkasının şiirini çalan yayınlayan v.s.) kontrol altında tutulacak, ee peki bunları kim yapacak, sürekli gönüllüler mi bu işleri üslenir? Onların başka yere harcıyacak hiç mi zamanları olmayacak?
Değerli dostlar bu perspektifteki soruları daha uzatırsak, gerek site sahibi yöneticilerin gerekse bizlerin istek ve sorunları saymakla bitmez.
Temel hedef elbette bizim açımızdan, sanatın gelişimine katkıda bulunmak,kendi gelişimizi sağlamak,fakat site sahipleri için farklı hedeflerin de olabileceğini gözardı etmeksizin olaya ve değerlendirilmelere profesyonel gözlükten bakmak zorunluluğu vardır.
Bir Seyahat Acentası işletmecisi olarak kendi kurduğum bir firmada On sekiz yıl boyunca işimin işçiden çok işçisi oldum ; kimseye patronluk yapmadım , herkes ile, gerek rehber gerek şoför kadrom, gerekse büro elemanlarımla hep arkadaşça geçindim.Sonunda 1996 yılında Almanya’da işbirliği yaptığım firmanın yüz binlerle ifade edilen bir miktarda D.M .borcunu, o firmanın iflası sonucu tahsil edemediğiz için, büyük bir ekonomik sarsıntı geçirerek, her ne kadar savaşım vermişsem de, sahibi olduğum Turizm şirketini üç yıldır devretmiş bulunmaktayım.Bu nedenle iş yönetmenin, işçi çalıştırmanın zorluklarını benim kadar hepinizin bilme şansı yok.Yahudilerin bir sözü var;’ Bir kere iflas etmiş bir tüccar kötü bir tüccardır, iki kere iflas eden tüccar daha iyi bir tüccardır.’derler, ben bu sözü gezdirdiğim bir yahudi müşterimden duydum.Bu bağlamda sitemize ne türlü bir destek sağlayabileceğimiz konusunu bir önceki V.İ.P. (viaypi) başlıklı yazımda açıkladım:Dilerim bu yazım, onun önünü kesmez ve o sayfada yazdıklarıma da ayrıca bir göz atarsınız.
Şimdi sızlantıların önünü kesebilecek çare, derman arayışına girelim.Bence Özel Seçki Ödülleri iki kategoride verilmelidir.A) Serbest Şiir Dalında B) Hece Dalında
Bunu bu biçimde kategorize etmek, şiirler arasındaki kalitenin daha belirgin olarak ortaya çıkmasını ve algılanması sağlıyacaktır.Keza halk şiiri, hece dalında yazan arkadaşlarımızın sayısı hiç de az değil, serbest şiir yazanlar da az değil. Belki hemen akla gelen ilk soru; hece ile yazanları şair saymıyor musunuz? Asla öyle bir şey akla gelmesin, sonuçta her iki dalda da çok kaliteli şiirlerin varlığını edebiyatımız kanıtlamıştır, bu sadece tür olarak iki ayrı dalın meyvelerini aynı sepete koymamak anlamında değerlendirilmelidir.O zaman inanıyorum ki şikayetler daha asgariye inecek ve her şair arkadaşımız kendini daha objektif kriterlere bağlı olarak değerlendirebilecektir kanısındayım.Her iki dalı da seve seve okuyacağız.
Evet bu konuya ilişkin elbette herkesin içinde pek çok sorunu ya da açıklamak istediği görüşü var muhakkak.Ben bir açılış yapmış oluyorum böylelikle.Elbette sizlerin değerli yorumlarını almak ve bilmek işlerimizi daha da kolaylaştıracaktır.
Sayın seçici kurul üyelerini daha dikkatli, adil, tarafsız olmalarını istemek her şairimizin en doğal hakkıdır diye düşünüyorum.Bu konuda görüş ve önerilerinizi lütfen yazarak belirtiniz diyor ve önümüzdeki genel toplantımıza kadar da bir yol haritası çizebilmeye katkımız olmasını ve toplantının gerilimini erken bir patlamayla da olsa boşaltmak
istiyorum. Hepinize şiir dolu yolculuklar, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Bir önceki yazımı okumayan arkadaşlarımın önemle okumalarını dileyerek ,bir atasözümüz ile noktalıyorum;
BİR ELİN NESİ VAR; İKİ ELİN SESİ VAR!
LÜTFEN ES GEÇMEYELİM,
SES GEÇİRELİM.
EN DERİN SAYGILARIMLA.
Şaban AKTAŞ
20.10.2008