- 557 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ZAMAN YOLCULUĞU
Yozlaştık, eskidik, bazı şeyler yok oldu, bazı şeyler de hiç yoktu zaten. Zaman yolculuğunda kimlik değiştirdik günden güne. Eskiden daha bir doğaldık, daha bir mutluyduk, duygularımızı çalamamışlardı elimizden. Üzülmemiz gerektiği zaman toplumca üzülüyorduk, ağlıyorduk. Sevineceğimiz zaman tüm ülke bayram ediyordu, gülüyordu bütün gözler. Değerlerimiz vardı, güvenilirlik daha fazlaydı. Başarısızlığa, erdem yoksunluğuna, hırsızlığın hiçbir türüne, utanmazlıklara, ayıp ve günahlara alışmamıştık daha. Sadeydik ve arınmıştık yabancı duygulardan.
Ne kayıplar yaşadık bu yolda, ne canlar gitti. Maden faciaları, yangınlar, depremler, darbe girişimleri, tren kazaları, kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri, hayvan cinayetleri, bitki cinayetleri(hani şu AVM yapımı için kesilen ağaçlar), hırsızlık, yolsuzluk, yalan, kara para aklama, tutulmayan sözler, kandırılan halk ve azalarak biten bir ülke. Evet, biz buyuz işte. İşin acı tarafı ne söyleyeyim mi? Bunların hiçbirine gereken tepkiyi gösteremedik çünkü hislerimizi de elimizden aldılar. Üzüldük, üç gün sonra unuttuk. Üzüldük, beş gün sonra unuttuk. Ateş hep düştüğü yeri yaktı. Sıra bize gelene kadar sustuk. Sıra bize geldiğinde de bizi dinleyen olmadı, olmayacaktı. Hep kendimizi en büyük sandık ama bizden biri yükselince de hemen aşağı çektik. Kıskançlaşmıştık, yozlaşmıştık kendimize. Şimdi hep bir kişi var fark ettiyseniz. Bir kişinin üzerine kurulu bir düzen... Bir kişi mutlu olsun, bir kişi var olsun diye ülke bitiyor ülke. Siz neredesiniz ey insanlar diyeceğim ama bazılarınız hiç duymayacak ki beni. Açlık, yoksulluk, acı, keder içinde çoğu ev, çoğu aile. Kiminin yok cebinde bozuk parası bile. Halk gülmüyor, halk üzgün, gören yok, duyan yok. Halkı zengin fakir, sağcı solcu, siyah beyaz diye ayırıyorlar. Sevilmiyoruz, saygı görmüyoruz. Saygı görmek için ikinci kişi olmamız bekleniyor. Hep bir taraflılık, hep bir ayrımcılık... Samimiyetsizlik diz boyu. Çıkarcılık mahvetmiş her yanımızı. Yani sandığınız kadar mutlu değiliz canım ülkem. Sandığınız kadar güçlü değiliz. İnsanımız eski halinden çok çok uzakta. Yolculuk ne zaman biter bilinmez ama vardığımız nokta, geldiğimiz nokta hiç de iç açıcı değil. Ben sizi çok tuttum, işiniz falan vardır şimdi. Hem bugün bayram(!), yaşayın sevincinizi.