- 508 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIRLANGIÇ KUŞU
Kırlangıç kuşu, hayal dünyasının peşinden koşan talihsizin biri. Talihsizdi zira hayatında öyle anları yaşıyordu ki gücünün hiç bitmeyeceğini düşünüyordu. Adeta rüzgarla yarışıyordu. Hatta rüzgarın hızı yetmezdi onun hayal dünyasındaki hızı yenmeye. Enerji patlaması yaşıyordu küçücük bedeninde. Onun hayal dünyasında, yaşama hevesinde olumsuzluğa yer olmazdı. Kaderinde kasvetli bir yaşamın olmayacağına inanırdı. Hayatında şiddet, gözyaşı , kan olmazdı. Her ne olursa olsun sıyrılmasını bilirdi dertten tasadan . Adı üzerinde o bir kırlangıç kuşuydu. Hayaller onunla dilden dile gönülden gönül’ yayılırdı. Hayatın hikmeti onun kanatlarında ayrı bir yer bulurdu.
Lakin ; Kırlangıç Kuşunun kanadını kırdılar. Kırlangıç kuşu vurgunu hiç beklemediği yerden, sırtını dayadığı dünyadan yedi . Ağ örtüler onun üzerine . Pranga taktılar onun ayağına; üzerine de bir kafes yerleştirdiler. Oysa kırlangıç kuşu varlığını özgürlüğüne borçluydu.
Mevsimlik hayatlarmış onun yaşadığı farkında değilmiş. Mevsimlik hayatlar bitince Kırlangıç Kuşu için av mevsimini başlattılar. Avlandı . Sessizlik ve yalnızlık esir aldı onu. Şimdi onun yaşadıklarına " Ölüm Sessizliği " deniliyor.
Kırlangıç kuşu aslında hayattan istediği çılgınlık ötesi hayat değildi. Kırlangıç kuşunun herkesten istediği tamamen makul, yaşanabilir bir hayattı. Herkesin herkesi sevdiği, herkesin herkese saygı duyduğu bir hayali istiyordu hayattan. Bir adım herkes olduğu yerden bir adım atarsa gerilim bitecekti . Oysa öyle mi oldu. Kırlangıç kuşunun kanadını da kırdı gerilim.
Kimse Kırlangıç kuşuna kavuşanların sevdası tamamlanmamıştır demesin. Kırlangıç kuşunun sevdası da olmamış yazık ki.
Kırlangıç kuşu mahşer yeri kalabalıklar arasında yapa yalnız kaldı. Yüzlerce hatta binlerce dostu varken elleri havada kaldı. Kırlangıç kuşunun hayatında sessizlik her şey oldu. Heyhatlarla geçen bir ömür geçti ömründen. Derin pişmanlıklar her gece uykularını bölüyor. Nefesini kesen bedbahlara çok öfkeli. Her şeyini alan karanlık masumiyetini de yok etti .
Elbet bir buse de Kırlangıç Kuşu da kondururdu dostunun yanağına . O da bilmiyormuş dostunun olmadığını .Mahsur kaldı , kuşatıldı gecenin bağrında.
Gecenin derinliklerinden her gece gelen korku dolu sesler kırlangıç kuşunun rüyalarını kabusa çeviriyor. Bir oldu bittiye gelmekten çok korkuyor. Ölümsüzlüğü hayal ederken her yanını esir alan karabasanlar yaşamsal fonksiyonlarını bir bir ölüme mahkum ediyor. Kanatlarını çırptıkça boşlukta zemine çakıldı. Sessiz çığlıklar yükseliyordu şimdi ondan arşı alaya. Dua dua yalvarıyor gecenin bitmesi için. Zira kaybolmuştu gecenin karanlığında yalnızken. Dalmak istiyor uçsuz bucaksız dehlizlere. Sorunları kendine kendine fısıldamaktan yoruldu. Yanan gönlünü serinletecek limana varmak istiyor.
Şimdi kimse hatırlamıyor Kırlangıç Kuşunu . Senin gibi onun gibi . Herkes işini bitirdi , herkes alacağını aldı ondan. Mahşeri kalabalıklar bir bir gitti. Şimdi yalnızlık hikayesini yazıyor Kırlangıç Kuşu .Kırlangıç Kuşunun dilinde bir nakarat tekrar edip duruyor.
" Tutunamadım .
Yaktılar her şeyimi.
Yaralandı düşlerim ,
Yaktı yangın gönlümü.
Yad eller göründü bana.
Saklayamıyorum yükümü.
Çığlık çığlık yükseliyorum arşı alaya. "
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.