- 494 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir Anlayışım
Şiir Anlayışım
Bimola dördüncü şiir kitabım. Şairin kendi şiirlerini değerlendirmesi zor zanaat. Serbest şiirlerimin yanında görsel şiir çalışmalarına da yer verdim. Okurlar ve eleştirmenler nezdinde, söyleyiş özelliği bakımından geleneksel şiire yaslandığım söylenmektedir. Bilonsa şiir kitabım hakkında “Şiirin ne olduğunu kavramış bir şairden eli yüzü düzgün bir çalışma” değerlendirmesi almıştım. Bu değerlendirme size bir fikir verir mi bilemem. Bir başka değerlendirme ise “Şiirde ilginç ve cüretli bir adım’” değerlendirmesi. Bunları sizlerle paylaşmamdaki gaye; benim neyi sunduğumdan ziyade, şiirlerimle buluşan okurların ne algıladığıdır. Eser sizden çıktıktan sonra artık okurundur. Her okur sizi kendi anlayışına göre farklı yerlerde konumlandırabilir. İşte bu düşünce yapısı benim şiir anlayışımı ortaya koyuyor.
Şiirlerimin amacı kesin sınırlar çizmek değildir. Aksine okuyucunun anlamlandırmasıyla şekil alan yapıda tutma gayesindeyim. Bir başka dikkat ettiğim nokta ise şiirlerimi inşa ederken sıradanlıktan kaçınmaya çalışıyorum. Şiirler arası geçişlerde farklılığı yakalayıp okuyucuyu sıkmamayı hedefliyorum. Yanlış anlaşıl-malara meydan vermemek adına, yazma aşamasında zaman zaman çekincelerim olmuyor değil. Ayrıca kenarda köşede kalmış kelimeleri kullanıp farklı imgelerle şiirlerimi renklendirmeyi hedefliyorum. Tüm bunları yaparken belli bir hedef kitlesi oluşturma çabası içerisinde hiç olmadım. Ben sadece geniş bir yelpazem olsun istiyorum. Şiirlerimde ayrıca matematiksel zekâyı da kullanmaya çalışıyorum.
Şiirde macera benim için uzak bir niteleme. Bir başkası bu nitelemeyle hareket edebilir. Bu da onun yazım tarzıdır. Bir şey diyemem. Benim için şiir, bir anlatımda dilin sanatsal, sezgisel, matematiksel, müziksel güzelliklerini kullanarak sunma faaliyetidir. Şiirde sezinleme öncelenmelidir. Umudu taşımalıdır. Zamana mürekkebini dökmelidir. Yüz yıl önce yazılmış şiirlerin, yüreğe dokunuşlarının kritiğini bu zamanda yapmak ayrı bir heyecan. Şiiri, zekâ ürünü görüyorum her zaman. Kıvrak zekâyla buluşturulmuş mısralar, okuru farklı düşüncelere sevk edebiliyorlarsa, okuyucuya -vay be- dedirtebiliyorsa işte bu bir farkındalıktır.
Şairin poetikası, zamanla ortaya koyduğu şiirleriyle ve okurlarıyla buluşturduğu eserleriyle şekillendirdiği bir olgu. Bunu gözetmeye çalışıyorum. Bir şairin toplu şiirlerini okurken bu durumu gözlemlemek daha kolay oluyor. Bazen bu toplu şiirleri okurken, şiirlerin tamamına yakını birbirine benzer geliyor. Şiirler belli bir düzeyde olsa da bir okur olarak beni sıkıyor. Ben toplu okumalarda şairin düşünce ve yazım gelişmişliğini görmek istiyorum. Sezai Karakoç’un Gün Doğmadan isimli toplu şiirlerini okurken çok net görmüştüm bu durumu. Allah ömür verir nasip olursa, bütün şiirlerim bir yaştan sonra bir araya getirilirse, şiirlerimdeki poetikayı, benim dışımda ki okurlarım da görecektir diye düşünüyorum. İşte benim şiir anlayışımda bu yönde. Bir okur olarak da beğenilerimi bu noktada önceleme ihtiyacı hissediyorum.
Değişik fikir yapılarına sahip dergilerde de şiir ve yazılarımın yer bulması farklı okur kitlelerine ulaşma imkânı sağlıyor. Şiir poetikası hesap kitapla oluşan, oluşturulan bir olgu değildir. Bir duygu birikimiyle şiir yazmaya otursanız da kafanızda tasarladığınız şiir hiç oluşmayabiliyor çoğu zaman.
Şiire kafa yorup şiir işçiliği yapan şairlerin, Allah vergisi yetenekleri çerçevesinde şiir tarzlarının şekillendiğini düşünüyorum. Kimisinde tek bir yönde şiir anlayışı vardır, kimisinde dağınıktır. Böyle farklılıklar olabiliyor ama her şairin mutlaka bir poetikası olmalıdır.
Şiir olmasaydı sanatın belki başka alanlarına ilgi duyardım. Hiçbir zaman şiiri hayatımın tamamına yaymadım. Şiir hayatıma manevi zenginlik ve değer katıyor. Aylarca şiir yazmadığım olabiliyor ama şiirden hiçbir zaman kopmadım. İnsan yirmi dört saat şair olmak zorunda değil.
Yayınevlerinin şiir kitaplarını yayımlama sayılarına en önemlisi büyük kitapevlerinin edebiyat dergilerine ve şiir eserlerini içeren yapıtlara ayırdıkları raflara bakmak gerek. Tüm bunları şikâyet etmek için dile getirmek de istemiyorum ama bu kaderi değiştirmek de çok zor.
Bütün şiirleriyle beni etkisi altına alan bir şair yok aslında. Yazdığı şiirlerini beğeniyle okuduğum isimler var sadece. Belli isimleri öne çıkarmak bana doğru gelmiyor. Bu yüzden isim vermek istemiyorum. Dergilerde yazan genç şairleri ve şiirleriyle genç kalabilmiş birçok şair ağabeyimizin şiirlerini keyif alarak okuyorum. Kütüphanemde yüz şiir kitabı varsa yirmi otuz şiir kitabı ancak bana hitap ediyor. Belli bir kalitede gördüğüm ve farkına varılmasını istediğim şiirlerime kitaplarımda yer veriyorum. Farklı kesimlere de ulaşmak için edebiyat dergilerine de şiirlerimi gönderiyorum. Değer bulanlar zaten o dergilerden okuyucularla buluşuyor. Demlenmeye bıraktığım, yayınlamadığım şiirlerimde mevcut.
Okuma serüvenimde şiirlerini birçoğunu keyif alarak okuduğum ve devamlı takip etmek için abone olduğum edebiyat dergileri var. Bu yelpazede on-on beş dergiyi takip etmeye çalışıyorum. Bu noktada internetten faydalandığım da oluyor. Farklı şiir anlayışlarıyla bu piyasada yer almaya çalışan, daha fazla okura ulaşma çabasında olan dergilerin hepsi belli bir politika izliyor kendilerine göre ama her şeye rağmen belli kalitede ki edebiyat dergilerinin ortak dilleri var. Her türlü farklılıklarına rağmen dergilerin güzel birer okul olduğuna inanıyorum.
Şiir değil şairler ölür. Ardından yeni şairler doğar. Bu konuda hiç karamsar değilim. Her türün kendine göre bir alıcısı var. Bu da devam edecektir. Düşüşler çıkışlar zaman içerisinde olabilir tabii. Bir şiir kitabında belli kalitede üç beş tane güzel şiir oldu mu kitabın genelini sürüklüyor. Her eser okur nezdinde yerini alıyor.
Edebiyat ve şiir anlamında başucu kitabım yok. Ama Sezai Karakoç, Cemal Süreya gibi birçok şairimizin toplu şiirlerini öneririm şiir severlere. Kalemini çok güzel kullanan genç kuşak şairlerimiz de var. Tüm bunların yanında şiir yıllıklarını ve edebiyat dergilerini unutmamak gerek.
Son söz olarak, şair dostum Yusuf Bal’ın şiirlerim hakkında ki değerlendirme yazısına yer vermek istiyorum.
“İlkay Coşkun şiirlerinin klasikten daha modern tarza geçiş halinde olduğunu görebiliriz. Konu çeşitliliği, işleyiş, üslup açısından değerlendirdiğimizde 2008-2011 arasında yazdığı şiirlerde hareketlilik ve dinamizm olması, şairin şiirde sürekli arayışları olduğunu ele vermektedir ki arayış ve cesurca denemeler şiirleri daha ilgi çekici kılmaktadır. İlkay Coşkun şiirlerinin dikkatimi çeken bir diğer özelliği de, şiirleri okurken her an beklenmedik bir kelime ya da ifade karşınıza çıkabilir ve sizi şaşırtabilir olmasıdır. İlkay Coşkun kendi şiir tarzını ve şiir dilini oluşturmuş bir şair. Ayrıca şiir alanında sürekli arayış içersinde ve bu kimliğiyle yol almaya devam etmektedir. Kanımca iyi şair kendini tekrarlamayan, kendi şiirine sürekli yeni pencereler aralamaya çalışan şairdir. İlkay Coşkun şiire pencere aralamakla kalmamakta, kimi şiirlerinde duvarları yıkmaktadır. Hayatımızdan eksilenlerin yokluğu üzerine, şair duyarlılığı ile gönlümüze köprüler kuran Şair İlkay Coşkun şiirimizin geleceğinde de sözü edilecek şairlerden”
İlkay Coşkun
20.01.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.