- 2364 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞAİR BİR ŞİİRDİR
Şairin şiirinden bağımsız olması düşünülemez. Şair içimde yaşadığı toplumun gerçeklerine sırt çeviremez. toplumdan uzak ütopik duygu ve düşüncelerin esiri olduğunda toplumdan gereken değeri alamadığında kabahati toplumda değil kendinde aramalıdır.
Şair toplumun bir bireyi olduğuna göre toplumun etik, hukuki, inanç ve kültürel yapısına aykırı düşüncelerini kabul ettirmek yerine, topluma yapıcı, önerici ve ideal olanı şiir tekniğiyle üretme yönünü benimsemelidir.
“Üslubu beyan ayniyle insan” olduğuna göre şairin üslubundan zehir değil, bal akmalı, diken yerine güller sunmalı ki şairi toplum benimsesin, önemsesin. Geçmişte ve günümüzde toplumda yer edinmiş şairlerin yaşantısına baktığımızda; “Özü, sözü bir” insanlar oldukları görülecektir. Yaşamı çelişkili, yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmayan insanlardan iyi bir şair değil, iyi bir “laf ebesi veya kelime cambazı” olabilir, ama şair olamaz.
Şair yazdığı şiirinin izlerini yaşantısında yaşatır. Aynı zamanda gerçek şairin yaşantısı da şiir gibidir. O toplumun ideal olan prototipinin örneğidir. Duygu insanı olması hasebiyle “İnsan sevgisi” maksimum düzeydedir. Ana temlerinden olan insan onun için hizmet edilmesi gereken üstün varlıktır. İnsanın temel duygularını kendi yaşantısıyla şiir diline çeviren şair insanlığın duygu ve düşüncelerini yansıtmaktan haz duyar.
Yazdıklarıyla yaşantısı uyumlu olan şair şiir gibi ahenkli, muhtevalı, kurallı insandır. Bohem hayatı ondan uzak olup, o toplum adamıdır. Topluma bunalım edebiyatı yapmaz, melankolik duygu ve düşünceleri dahi bir ahenk ve kural içinde verir, çözüm önerilerini ya imgelerle ya da güzel ifade ve ibarelerle okuyucusuna yansıtır. O en olumsuz durumda bile umuda pencere açan insandır. Zira yazdıklarının temelinde insani değerler vardır. Okuyucusundan gelen, tenkit ve eleştirilere, kızmaz bilakis yapıcı ve önerici olanlarına kulak verip, kendisini geliştirmeye çabalar. Önemser ve dikkate alır, ama asla kişiliğini rencide edecek saldırılara izin vermez. ,onurundan ödün vermez.
O kelimelere aşkla hayat veren olup, yazdıklarında buram buram, yurt, aile, insan, inanç vs. sevgisi kokan insandır. Her ne kadar yazdıkları zaman zaman hayali olsa da mutlaka kelimelerinin ucu hayata basmak zorundadır. Bilindiği gibi yaradılış gayesi başıboş deli saçması gibi her şeyi saçmalamak değildir. Duygu ve düşünceyle saçmayı ayıran insandır. Toplumdan soyutlanmak idealist bir şaire göre değildir. O yaşadığı toplumun strüktürüne aykırı olamaz, aykırı olursa tutunamaz. Benimsenmez.
Şair şiir gibidir derken, Şunu açıklıkla vurgulamak isterim ki; şairde şiir gibi özgün olmalı, başkasının gölgesinde kalırsa, kuru taklitten öteye gidemez. Kısa sürede de kaybolur gider. Şair ucuz şöhret peşinde olmayıp, O kalıcı ve iz bırakan niteliklerin aşığıdır.
Kısaca dostlarım; Şairlik zor zanaattır, tıpkı şiir gibi, herkes yazmağa kalkar ama tutunanı az ve özdür. Tutunamayanlarının seleksiyona uğraması gayet normaldir. “Rabbim bizleri özü, sözü bir olan Hak ve halk şairlerinden eylesin”…
19.10.2008
Taha Tarık TORUN
ŞİİRLERLE SEYAHAT
"Maddi Ve Manevi Alemlere"
YORUMLAR
...
O kelimelere aşkla hayat veren olup, yazdıklarında buram buram, yurt, aile, insan, inanç vs. sevgisi kokan insandır. Her ne kadar yazdıkları zaman zaman hayali olsa da mutlaka kelimelerinin ucu hayata basmak zorundadır. Bilindiği gibi yaradılış gayesi başıboş deli saçması gibi her şeyi saçmalamak değildir. Duygu ve düşünceyle saçmayı ayıran insandır. Toplumdan soyutlanmak idealist bir şaire göre değildir. O yaşadığı toplumun strüktürüne aykırı olamaz, aykırı olursa tutunamaz. Benimsenmez.
...
Bu kadar latif sözlere ne diyelim. Dua ediyoruz efendim.
Okuyor, düşünüyor ve yüreğimize basıyoruz...
Selam, saygı ve sevgilerimle...