- 2510 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ON BİRİNCİ BÖLÜM ÇİNGENE KIZININ HASO AŞKI
ON BİRİNCİ BÖLÜM ÇİNGENE KIZININ HASO AŞKI BAŞLIYOR
Kız onun farkında değildi ve iki cılız atı yönlendirmeye çalışıyordu. Bir bank arkasına yaklaştıklarında atları durdurarak, çevik bir zıplama ile yere atlamıştı arabadan. Arkalardan bir yaşlı kadın, Kız Muradiye ,o kadar çok aldırdın ki ; satamazsan akşam yemeğinde bu çiçekleri sana yedireceğim kız. Muradiye kadını dinlemiyordu bile. Elindeki çiçekleri güzelce açmaya, çekici demetler yaparak kovalara yerleştirmeye çalışıyordu. Musa onun önüne dikilince , kafasını kaldırarak ,Ta be oş gelmişsin be abey. Sevdine çiçek verim mi? Kız senin ismin, Muradiye mi? Arabadaki kadından duydum da. He abey, Muradiye derler bana. O karı da anam olur. Hadi ilk siftah benden olsun Muradiye. Musa yüklü bir parayı kızın önüne koyunca, kız da koca bir demeti ona uzatmıştı. Bu kadar çiçeği elimde götüremem Muradiye. Sen onların yarısını kendine bırak, diğer yarıyı da ikiye böl. Evde kıskanç bir anam var, öbür demeti de yaşlı nineme vereceğim. Musa evliliğinden bahsetmeden , çiçekleri annesi ile ninesine aldığını söyleyerek , durumu kurtarmıştı. Bak Muradiye ,şu ileride sarı bir tabela var ya , işte oraya boya ve dekorasyon dükkanı açacağım. Eğer istersen bir köşesine de, senin çiçeklerinden koyarak satıp gelirini artırabiliriz. Ne dersin? Çok iyi olur be abey. Bu işin kışı da var . İnan donarım bu meydanda. Allah sevdiğine bağışlasın be abey.
Musa, anasından aldığı para ile dükkanına boya malzemesi , merdiven, fırçalar, alçıpen gibi malzemeler doldurmuştu. Birkaç usta ile anlaşarak elektrikçi ve tesisatçı ünitelerini de tamamlamıştı. Asma kata , kendine özgü bir oda yapmış , masa ,televizyon ve çekyat koyarak hayalini tamamlamıştı. Çingene kızı kapının önüne koyduğu çiçeklerini daha kolay satıyor, daha çok kazanıyordu. Bu yeni düzenden herkes memnundu. Dükkanın tuvaleti asma katın içinde olduğundan, Muradiye mecburen Musa’nın yukarıdaki dinlenme odasının önünden geçerek kullanmak zorunda kalıyordu. Sabahları genç ve yapılı bir erkek, at arabası ile çiçekleri getirip Muradiye’ye teslim ederdi. Musa’ya selam bile vermez, hiç konuşmadan bırakıp döner giderdi. Kız Muradiye , ne iştir bu? Kimdir bu kapçuk ağızlı , selamsız sabahsız ayı? A be nişanlım olur be yau . Mahpustan yeni çıktı da işsizdir garibim. Eskiden hırhız dı . Tübe etmiştir mecburiyetten. Pulisle çok ırpalamışla , burnu kırıktır kızancığımın.
Evde Melike Hanımın baskısı bunaltıyordu , Nurcan’ı da, Musa’yı da. Bebek üç aylık olup, Nurcan’ın karnı azıcık şiştiğinde ilk yasak gelmişti. Karınla artık seks yapmayacaksın , onu zevke getirmeyeceksin. Hamile iken bu işi yapmak , doğacak çocuğa tecavüz gibi olur. Oysa kendisi hamileyken, Musa dokuz aylık oluncaya kadar hem eski muhtarla , hem de para veren birkaç adamla bu işi çok yapmıştı. Canın isterse genel eve gidersin. Artık Nurcan ile yalnız da kalamaz olmuşlardı. Musa salonda yatıyor, gece tuvalete bile kalksa Melike Hanım’ı karşısında görüyordu. Bu durumdan Nurcan da çok mutsuzdu. Ya Musa be, ablam diyor ki sekiz aylık olana kadar yavaşça yapmak mümkünmüş. Bana kitapta yazılanları bile okudu. Daha bebek üç buçuk aylık, sağlık ocağında ki ,doktor hanım bile yapabilirsiniz diyor. Bence annenin içinde gizli bir kıskançlık var. Kız haklı mıydı ne?
O sabah Musa , aldığı dekorasyon işi için , sucu ve elektrikçi ile dükkanında buluşacaktı. Dükkanı açarken Muradiye’yi vitrinin önünde görmüştü. Kız ellerini ovuşturuyor, soğuyan havalardan , üşüdüğünden bahsediyordu. Çiçekler henüz gelmemişti. Bu saatte ne arıyorsun buralarda? Nişanlın nerelerde kaldı? Ah bilmez misin , mezat sabah erken olur be yau. Zabahınan erken giden, en iyi çiçekleri alın . Ama benim ayı, dün gece çiçek parasını kumarda ütülmüş. Bir de dayak yemiş üstüne. Mezat paramı geri verin diyen adamcıklara sövermiş. Yani sermayemiz yok artıkın. Gel kız üzülme . Haydi bir çay koy, elektrikli sobayı yak, tostunu kaşarlı mı yersin, sucuklu mu?
Biraz sonra dükkan ısınmış, , çaylar dökülürken mis gibi kokan çift kaşarlı tostlar da gelmişti. Anlat bakalım Muradiye, kim bu nişanlım dediğin ayı? Sermaye olmazsa nasıl döner bu çiçek işi? Nerede şimdi bu herif ? Uyuyor mu? Allah belasını versin. Neyse sen kendini uzak tut böylelerinden. Buradan ayrılma ,şimdi gelirler misafirler. Bir iş aldım, sana da sermaye vereceğim, tabi o ayıdan uzak duracaksan. Ta be bitti derim anlamazsın mı, iki gözüm aksın bitti. Görmezsin mi, gözümü , dudağımı patlatmıştır ayı? Şu boynum mosmor olmuştur da , saçlarımla kapatırım. Ana kız karnımız zor doyar zaten, çiçek işinden . Ben ne yapcam? Bir de astadır anacığım. Ağlama kız, her şeyin bir çaresi vardır. Şimdi topla şu sehpanın üzerini, çayı yeniden demle, kahve de isteye bilirler. Kahvaltı edip etmediklerini de sor. Şişman olan iş verendir. Ön ödemeyi yüksek tutabilirsem ,senin sermayeyi yerine koyarım, tamam mı? Muradiye mutluluktan uçuyordu. Ne iyi insanlar var diye düşünerek , tamam abey , Allah ne muradın varsa versin .
Önce elektrikçi gelmişti dükkana. Ardından sucu ve müteahhit girmişlerdi . Gelenler çingene kızının kendine has şivesiyle ikramlarda bulunarak , onlara servis yapmasından hoşnut kalmışlardı. Adam parayı ödeyip gittiğinde , Musa cebine indirdiği toplam parayı sehpanın üzerine çarptıktan sonra Muradiye’ye, birer çay daha içmek istediklerini söyleyerek onu mutfağa gönderip ; ikiniz de konuştuğumuz gibi paranızı aldınız. Atın bakalım Muradiye için gönlünüzden ne koparsa. Kızı çarpmışlar. Bundan sonra burada telefonlara bakacak. Verin ki sizi hep kollasın ,sevaptır. Konulan paranın iki katını da Musa ekleyince , Muradiye’nin eskisinden çok parası olmuştu. Kız Muradiye, bak abilerin ve ben sana güzel bir çıkma yaptık. Artık sen de yeni iş çıkar çıkmaz hemen onları arayacaksın. Al bu kartları hemen bulabileceğin bir yere koy . Muradiye şaşkındı. Çiçek işine devam edecek miydi , yoksa telefonlara mı bakacaktı? İki tane işin var be kızım . Hem ben yokken telefonlara bakarsın , hem de çiçeklerini satarsın. İçeride oturup üşümezsin de. Ama bak o ayı veya başkasını istemem . Sana çiçek getirecek yeni birini bul . Bir de çay may gibi şeyler ve dükkanın temizliği senden sorulur. Boyadan sonra dairelere temizliğe gidersen ,daha çok kazanırsın. Te be Musa abey Allah ne muradın varsa versin , seni sevdiklerine bayışlasın be yau. Ben böyle iyi bir insan görmedim. Her bi şeyi de nasıl düşünüvermiş. Ah böyleleri bize denk gelmez ki. Tipsiz bir adam ama kalbi temiz. Geçen gün tuvaletten çıkınca içeride uyurken fanila donla , ne güzel seyrettim ama onu. Herif zayıf ama torik neredeyse dışarı çıkacak gibiydi. Öf be ben de neden böyle muzırlıklar düşünürüm ki. Herifin dünya güzeli bir karısı var be yau
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.