- 1112 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
-GÖNLÜMÜZDE YANKILANAN ÇOCUK ÖLÜMLERİ-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Çocuklar, çocuklarımız, bizim yavrularımız!
Onlara kıyan vicdansızları Allah kahretsin dilerim.
Elbette hukuk, devlet düzleminde neler yapılacak boyutu da aklımızda, gönlümüzde, sohbetlerimizde.
Öncelikle yeni, yepyeni bir terör hareketi olabilir mi demekten de kendimi alamıyorum. Yurdun dört köşesinde bir yerden düğmeye basılmış gibi çocuk kaçırmalar dikkat çekmekte çünkü. Toplumu güvensizliğe, korkuya, giderek infiale sevk etmek değil midir terörün gayesi? İşleyen çarkların çarkına tükürmek misali değil midir hedefi terörün? Alın terinin düşmanı değil midir kahpe terör?
Diğer bir boyut yine herkes hukukçu, savcı, avukat, hâkim konumuna geçti bile. Herkes sosyal bilimci, ilahiyatçı pozisyonda. Küçümsemiyorum hiç şüphesiz. Sosyal psikoloji kanalize oluyor, ediliyor belki de.
Ne çare ki, iğrenç suçlara ceza biçerken ekseri tek boyutlu baktığımız kanaatindeyim. Suç/ceza diyalektiği öyle bir denklemdir; sosyoloji, psikoloji, psikiyatri, ekonomi, hukuk, inanç ve değerler, ahlak hep birden devreye girip irdelenmiyorsa ağız çalkalamanın, gargara yapmanın ötesine geçemeyiz vesselam.
Sapık kimdir, nasıl bir dünyası vardır sorusu bile elbette katledilen yavruların canının kıymeti ve toplumsal duyguların incinmesinin önüne geçmemekle, geçemeyecek olmakla beraber önem arz eder.
Cinsi sapıklıkları psikiyatrik, toplumsal, kültürel boyutlarda ele almak, değerlendirmek önem arz edecektir. Eğitim, aile değerleri kritik eşiktir. Her alanda eğitim temel belirleyicidir hiç kuşkusuz. Her şeyin başıdır açıkçası.
Birde bakıyoruz çocuk çağda evlilikler gündeme getiriliyor. Ergenlik çağı tartışmaları alıp yürüyor. Yok efendim sıcak memleketlerde şudur, bizde budur söylemleri. Örfün, törenin ağır bastığı hatta dininde önüne geçtiği sosyo kültürel yapılarda kız çocuklarının eğitim imkânı bulması, bulabilmesi başlıbaşına mesele. Bu tip yöresel ortamlarda okuyabilmek bazında kız çocuğu kardelen misalidir. Meşakkatlidir hani. Kız kısmının yaşı geçer dendimi biter, kapanır konu. Nuh der de peygamber demez bu tip kafa yapıları. Nato mermer nato kafa kesiliriz.
Düşünsenize çocuk denecek yaşta evlenmenin mümkünlüğü değer yargısıyla şartlanan insanoğlunun halini. Sapıkta bu kültürel kodların insanı değil mi bir bakıma? Biz diyoruz küçücük kız çocuğuna nasıl kıyarlar? O tip kafa arkaplanda hangi şuuraltına sahip. Gerçi bu anekdotu da mutlak değer almamalıyız. Sonuçta ergen çağdaki bir kızla evlenenle ona sokakta, inşaatta, bayırda kaçırıp tecavüz edip öldüren bir mi? Bu ikisi de rastgele birbirine karıştırılır oldu. Bilen bilmeyen konuşmuyor, işkembeden atıyor resmen.
Yine ceza boyutunda yapılan önerilere bakıyorum; bazıları sosyal psikolojiye şablon kesmekten öteye gitmez kanımca. Mesela dilim dilim doğramalı böylesini söylemi, ben kendimde muhtelif durumlarda söylediğim cinstendir. Ne ki bilirim ilmi, hukuki, gerçekçi değerinin olmadığını. Hay senin ilmine, hukukuna, gerçekçiliğine diyecek yurdum insanına selam ve sevgilerimle!
Şu kadar ki, bu tip istemler tatbik edilmediği sürece dile getirilir de, tatbik edilirse yadırganır, bizzat olmalı diyen toplum bile hayret bi şey ya diyebilir, tekrarlandıkça ise ilk baştaki reddediş yerini kanıksamaya, kıyıcılığın toplumda meşruiyet kazanmasına da yol açabilir diye düşünüyorum. Takdir edersiniz ki, asıp kesmek istidadında bir duygusal yapımız vardır normalde de
Beri yandan şöyle bir bakıyorum da; ceza seçeneklerinden biri hadım etmek. Bence sanıldığı kadar işlevsel değil. Sapıklık beyinde başlar beyinde de biter açıkçası, cinsel organda değildir kaynağı hani. Hadım etmekle cinsel gücü elinden alınmak isteniyor kuşkusuz kişinin. Ne var ki, kuvvetle muhtemel cinsel gücü zaten yok. Sağlıklı olsa, cinsel gücü yerinde olsa ihtimal sapıkta olmaz o şahıs. Sağlıksızlığının, güçsüzlüğünün intikamını alıyor da olabilir Türkçesi. Eeee, hadım etsen ne hanım etsen ne öyleyse?
Diğer bir ceza tasavvuru kısas. Şüphesiz Allah’ın yasasına dayanarak. Kısasta hayat vardır söylemi ayet-i kerime kaynaklı islami bir değer olarakta karşımızdadır. Allah’ın kanununun işlevsel olmadığını, olmayacağını söylemem ne mümkün? Ne var ki, islam kanunlarının da uygulanma şartları yok mudur?
Bir kere kapitalist sistem içerisinde yaşamaktayız Demem o ki ekonomi, toplumsal kültürel siyasal yapılanma, hukuk, ahlaki değerler her şey seküler bir tasavvurun ürünü ve izdüşümünü taşımakta. Birey ve toplumun genetiği, kodu her öge kapitalist dünya nizamından beslenmekte açıktır ki.
Vaktiyle İsmet Özel’in bir yazısında yer verdiği dikkat çekici bir değerlendirme aklıma gelir hep. Bizdeki meşhur deyişle "şeriatın kestiği parmağın acımaması" için o parmağın evveliyatta da şeriata ait olması gerektiği üzerinde durmaktadır bir tarihte ünlü yazarımız.
Hani üstte arz ettiğim husus dairesinde; bedene göre elbise biçmek misali benliğine, kafa yapısına, an’anesine, annannesine kadar kapitalist yapılanmanın damgasını vurduğu bireylere şeriat cezası biçmek kaş yapayım derken göz çıkartmak misali adalet değil adaletsizlik getirecektir. Sistemsel kodların, şifrelerin, ayarların şeriat tarafından biçimlendirilmiyorsa canın sıkıldı kısas-a kısas olsun demek kof bir düşünüş olmanın ötesine geçmez, stres atmaya ancak yarar.
Boşu boşuna aileleri de yersiz beklentiye sevk etmeden modern toplumunda uygulanmasını çağdışı bulsa da hukuk felsefesi düzleminde tartışabildiği idam cezasına meyletmekte fayda görürüm şahsen.
Deniyor ki, idam ödüldür Kim demiş, efendim kim demiş ödüldür? Artık yaşamayacak olmak, bu dünyanın nimetlerine el veda demek kim diyor ödüldür diye.
Çok insanın eline bıçak verseler hadi kes deseler; bir bıçağa bir kurbana bakıp Allah’ından bul pezevenk emi der ve atarsın bıçağı elinden, öyleyse bırak dilim dilim doğramayı, lokma lokma kesmeyi de ölüm cezasını tartış anlayayım.
Nihayet yavrularımızı sen koru yüce rabbim!
L.T.
YORUMLAR
Sn.Taner. Öncelikle böyle önemli bir konuyu işlediğiniz teşekkür etmeden geçmek istemedim.
Ben yokken yazılmış ama yine de kısa da olsa naçizane bir yorum yapmak istiyorum.
Bu kaçıncı? Saymadım...
Bununla bitecek mi? Hiç sanmam.
Sapıkların neden çoğu akraba? İşte bu en acısı.
Çocukları kaçırılırken ana babalar uyku hapı mı alıyor? Uyanın artık millet çocuklarınız elden gidiyor.
levent taner
Şiirlerin, öykülerin tadı tuzu lezzeti
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum değerli hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
Günümüz koşulları sapıklığın bu kadar arttığı bir dönemde anne babalarada iş düşmüyor mu acaba... Düşünün ki evimizden çıkarken dönüp dönüp kontrol ediyoruz kilitledik mi diye evlatlar herşeyin üzerinde kıymetli hal böyleyken ortam bu kadar kötüyken ben aillelerinde ihmali olduğunu düşünüyorum. Bu işin bir boyutu...
Diğer boyutuna gelince ülkemiz farklı koşullarda olsa güle oynaya idam gelsin derdim ancak bu koşullarda bende karşıyım idama. Hadım da çözüm değil bence. En güzeli atacaksın bu sapıkları namus cinayeti işleyenlerin koğuşuna onlar işini görürler devletin bunlara yedireceği her lokma haram niye besleyelim. Zaten idam getirelim mi sözü de siyasetin oyunu isteselerde getiremezler bunu kendileri de biliyorlar.
Sözün özü toplumun her kesimine iş düşüyor. gerek ailelere gerek konu komşuya gerekse devlet babaya. Allah geleceğimizi sapıklardan korusun dileğiyle. Kaleminize sağlık.
levent taner
Kıymetli yorumunuz üzerinde hassasiyetle durmalı
Saygı ve selamlarımla hanımefendi...
levent taner
Saygı ve selamlarımla hocam...
levent taner
Toplumsal, politik konularda her zaman bizlere, şahsen bana önderlik edebilecek değerli kalem erbabına şükranlarımı sunuyorum
Saygı ve selamlarımla hocam...
Naçizane yazımı günün yazısı olarak değerlendiren kıymetli "Edebiyat Kurulu" başkan ve üyelerine şükranlarımı sunarken; gerek sayfama ziyarette bulunmak nezaketi gösteren gerekse güzide beğeni ve yorumlarıyla sayfamı taçlandıran değerli hocalarımı da saygıyla selamlıyorum
Çalışmalarınızda başarılar dilerim...
o çocuk ölümleri hepimizi yaktı ama devletin ağır cezalar uygulaması gerekir.em ağır da idamdır caydırıcı olur
sapıklık arttıkca çoğaldı olaylar.
levent taner
Şiirin ışıldayan yüzü, pırıltılı kalemi
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
Bu memlekette idam cezası varken sapıklar değil,
siyasi muhalifler idam edildi.
Niyet yine aynı.
levent taner
Latife yapıyorum tabi, yanlış anlamayın lütfen
Bu kimseye olmadığı kadar da size yakışır açıkçası
Böyle pırıltılı, ışıltılı, cıvıltılı bir hanımefendi her şeye kendi rengini verir
Renk atar derhal en dominant renkler
Siyasi idamlara temelden karşıyım kuşkusuz
Ancak idam cezası belirlenirken konu sınırlandırması yapılmaz mı acaba?
Terör ve tecavüz kapsamında idamlara olumsuz bakmıyorum açıkçası
Tabi terörist derken dağdaki terörist ve onlara yataklık edenler diyeceğim ama bilirim zor bir mesele olduğunu
Anayasal olarak kabul gören bir siyasi partiye ve mensuplarına doğru genişletilmesi uygun olmaz kanımca
Gelecek nesillere ağıtlar, türküler, kör kütük yandaşlıklar bırakır
Ama APO olabilir bakın
O bile yüce bir varlığa dönüşür bazı muhitlerde ama yapılacak bir şey yok
Gerçi benimkide sofistike bir yaklaşım
Terör dendi mi kişi üzerinden nokta atışı mı olur Allah'ımı seversem!
Aslında kalıcı çözüm belli
Eğitim, sanayileşmenin her bölgede etkin kılınması, güçlü ekonomi
Bataklığı kurutmak asıl olan sinek avlamak değil yoksa
Nihayet katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
Dilek USTA
aynı geminin yolcularıyız.Batarsak birlikte, kurtulursak yine birlikte kurtuluruz değil mi ama.
Şunu sormak istiyorum size dostane. Bu ülkede ki hukuk sitemine güveniyor musunuz..?
Bu ülkede bir çok yargısız infazlar oldu, yaşı büyütülerek idam edilen bıyığı terlememiş gençlerimiz asıldı...
Adil ve gerçek adalete sonsuz saygım var lakin bu pirinç çok su kaldırır...
Düşünce suçu diye bir kavram var hala bu ülke. Düşünmeyelim mi, özgürce beklentilerimizi dile getirmeyelim mi..
Yoksa ki bu saatten sonra idam gelmiş ,gelmemiş çok umrumda değil. Bu ülkede ahlak eğitimi kesinlikle şart.İNSAN olabilmenin ilk şartının ahlaklı olmaktan geçtiğini tüm insanlara bir şekilde öğretilmeli.Sizin beni anladığınızı umuyor, çok teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için. Günü hak eden objektif bir yazı ..
levent taner
Parantezi açık bırakmak kapıyı, pencereyi açık bırakmaya da benzemez
Özgürlük kavramının iktidar değil muhalefet kavramıyla daha ziyade bağdaştığı, barışık olduğunu düşünüyorum bilakis
Kuşkusuz bilinçli ve yapıcı muhalefet olarak da algılarım
İlk yorumunuzu bir latifeyle karşılamaktı amacım
Yoksa ne haddime kendim iktidar yanlısı olup sizi yoklamak, yoklamaya kalkmak
Bu anlamda Sürç-ü lisan ettiysem affola
Hukuk devleti olmak yolunda çok yol almamız gerektiği düşüncesindeyim
Darbe ve ihtilal dönemleri de sınıfta kalır, daha önceki iktidar evreleri de, ve maalesef son yıllarda da bir erozyona uğruyoruz kanımca
Gerek Ergenekon evresi (öyle ya, FETÖ dediğimize göre) gerekse bugün problemler var kanaatimce
Demokrasi, laiklik, hukuk devleti hepsi ama hepsi birbirine bağlı
Yine düşünceme göre iki konu temel belirleyici
Atatürk ve kadın konularında değer yargıları adeta demokrasi, laiklik ve hukuk devleti nosyonuyla losyonu arasında bir tercih noktası
Nihayet hanımefendi
Katılım ve katkınız her dem değerli
Saygılarımla...
Sami Hocamızın değerli yazısına yaptığım naçizane yorumun biraz daha geliştirilmiş ve az daha dizayn görmüş hâli
Hayırlı cumalar dilerim
Saygı ve selamlarımla güzide kalem erbabı...
Filiz Şahin.
Madem nimet neden habire imtihan ha bire bedel ödeme var? Bu nasıl nimet ki "dünya sizi aldatmasın gene bana döndürüleceksiniz" diyor yaratan. Taylan koç bir yorum yazmış Alıntı ancak haklı bir tesbiti var yorumun
toplum mühendisliğinin çizdiği plan minvalinde bir şeyler oldu oluyor
önce hayvanlar sonra çocuklar şimdi hayvan çocuk ve şiddwtin en ağır halleriyle toplum bir yola sokuluyor ya da başka bir şey yapıyorlar ama bu perden rastgele açılmadı. İdam cezası varken kaç tecavüzcü idam edilmiş ülkemizde baktınız mı ben merak ettim?
sağlıkla kalın
levent taner
Nimeti nerede kullanıyorum ben?
Sapık için kullandım
İdamla bu dünyaya veda edecek olması
İkincisi nimet geniş bir kavram
Yemek yemek, su içmek, nefes almak, aile sevgisi duymak, gezmek tozmak, güzel doğal köşeler görmek, arkadaşlıklar, dostluklar hepsi nimet değil mi?
Elbette geçici, bir göz açıp kapama süresi, ama yaşarken nimet
Kaldı ki, sapık idam edildiğinde Allah'a mı kavuşuyor ya da hakka mı yürüyor ki bu dünyayı nimet saymıyor olsun
Bu arada Taylan Beyin paylaşımını okudum
Mantığı yok değil
Ama korkutulmaya, umutsuzluğa düşmeye inanmıyorum ben
Ha bu demek değil ki risk yok
Uyanık, bilinçli olmalı ama korku psikolojisi terste tepebilmekte bizim milletimizde
Bizim toplum ne kadar kaygı telkin edilse hükûmete daha çok bağlanmakta kanımca
Nihayet usta bir şair olduğunuz kadar, bir şahin kadar yırtıcı kişiliğiniz var sizin, dominant bir karaktersiniz de
Yorumlarda ki dürüst şahsiyetinizi fark etmediğimi sanmayın
Sanki fark etmem neye lazımsa
Nihayet sürç-ü lisan ettiysem affola
Görüşleriniz değerli benim için
Siz gibi kıymetli bir hanımefendinin sayfamı ziyaretiyse onurdur benim için
Cumanız mübarek olsun
Saygı ve selamlarımla...
Filiz Şahin.
iltifatlarınıza teşekkür ederim.Saygı sunarım Esen kalın