- 538 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
-AURASIYLA HÂLE HÂLE KUŞATIR DÜNYAMIZI COSMOS-(1)
İnsanlığın ortak zevkleri arasına gireli kaç nesil geçmiş futbol ve dünya kupası olguları Amerika ve Amerikalıyı ne ara yoklar, dahası hangi evrede sarıp sarmalar?
Şöyle ki, futbol dünyanın önemli bir bölümünde modern zamanların sporu da; buna uzun zaman eyvallah etmeyen ender dünya köşeleri de bulunmaktadır. Başta Amerika’dan söz ettiğimi anlamış olmalısınız. Evet, Amerikalılar basketbol, beyzbol ve rugby gibi sporlara ziyadesiyle ilgi gösterirlerde futbol söz konusu oldu mu uzun seneler Nuh der Peygamber demezler.
Kim bilir, futbolun İngiliz icadı olmasıda psikolojik bir zıddiyet oluşturur belki de. Düşünsenize, İngiliz sömürgesi olmaya karşı direnmiş Amerikan İngilizleri İngiltere ile nasıl ayrışabilirdi? Kuşkusuz bu bir tepkisellik ise neticesi olumludur da. Sözgelimi, estetiği ile dünyanın her yerinde kitleleri peşinden sürükleyen bir başka spor dalı olarak basketbolün büyüsünü belirleyen nirengi noktası Amerikan Profesyonel ligi NBA değil midir? Gerçekten de, Amerika’da basketbol bir başka dünyadır. Hatta Amerikalıların basketbol müsabakalarına bir tiyatro eseri izlemeye gider anlayışta ilgi gösterdiklerinin vurgulanması acaba mübalağa mıdır?
Buna karşın zaman içerisinde Amerika’da da futbolun grafiğinin yükseldiği söylenebilir. Bu durumun gerçekleşmesinde iki Türk kardeşin kilit rolü bizler için ayrı bir ilgi noktası ve gurur payı olmalıdır. Kuşkusuz, Ertegün kardeşlerden söz ediyorum.
Bugün artık hayatta olmayan Ahmet ve Nasuhi Ertegün önceleri müzik alanında Atlantic Records plak şirketini kurarak önemli ticari başarılar gösterirler. Birlikte çalıştıkları ünlü müzik adamı Arif Mardin pek çok kez Grammy ödülü kazandığı gibi Amerika’nın ünlü müzisyenleriyle birlikte nice projeye imza atacaktır. Hintli müzisyen Ravi Shankar’ın kızı Norah Jones bunların en ünlüsüdür belki de. Babasıyla problemli ve hatta travmatik çizgide bir yaşam öyküsüne sahip olan ünlü caz piyanisti ve şarkıcı Jones’i keşfeden ve müzik dünyasına kazandıran isim olacaktır Arif Mardin. "Summertime" rüzgârları esecektir artık yerkürenin dört bir yanında.
Yanı sıra Ertegünler 1970’lerin başlarında ayrı bir sektöre de girmektedirler. New York Cosmos kanalıyla futbolu Amerika’da da yaygınlaştırma yönünde çaba gösterirler. Önceleri bu hedefi gerçekleştirmek oldukça zordur. Ne ki Pele, Beckenbauer, Carlos Alberto gibi bazı dünya yıldızlarının Cosmos’a kazandırılması tribün ilgisini pekiştirecektir. Dönem yıldızları arasında uzun yıllar Galatasaray ve Milli takımın file bekçisi olan Yasin Özdenak da bir başka ünlü olmaktadır.
Cosmos’un, Amerika’da futbolun gelişimine ve toplumsal bir ilgi odağı oluşturmasına sağladığı katkıyla birlikte bir kulübün adından ziyade bir misyonu tanımladığını söylemek hiçte abartılı olmayacaktır. Ve bu yönüyle 1994 Dünya kupasının Amerika Birleşik Devletleri tarafından organize edilmesinde ne kadar belirleyici olduğu hususu ilgi çekici bir soru olarak akıllara gelebilir de.
-DEVAM EDECEK-
L.T.
YORUMLAR
Hoşgörünüze sığınarak biraz uzun yazacağım.
Kim bilir, futbolun İngiliz icadı olmasıda psikolojik bir zıddiyet oluşturur belki de.
Amerikalıların futbola olan mesafesinin birden fazla nedeni var ama sanmıyorum ki İngiliz kökeni bunlardan biri olsun.
Amerikalıların dört ana takım sporu vardır: Beyzbol, Amerikan futbolu, buz hokeyi ve basketbol. Bunlardan Amerikalılara ait olan sadece basketboldur. Beyzbol doğrudan İngilizlerden alınır, Amerikan futbolu rugby'den devşirilir (Harvard Üniversitesinin lobisiyle oyunun adı rugby yerine futbol diye tescillenir) Buz hokeyi ise Hollanda'dan irlanda ve iskandinavya'ya uzanan bir coğrafyanın sporudur ama Atlantik ötesine taşıyan yine İngilizlerdir. Bu sporların yaygınlaşmaya başlladığı 19. yüzyılın ikincis yarısında ise İngiltere'yle Amerika arasında sözü edilebilecek bir gerilim yoktur. Aynı gün doğmuş olan rugby'i alırken futbolu istememeleri düşünülemez. Hatta bu tarihten önce (1863) kesin olmayan kurallarla oynanan futbol kayıtlara geçmiştir. İlk Amerika kupası 1885 te düzenlenir. İlk resmi futbol ligi 1921 de kurulur. Özetle Amerika'da futbolu tarihi oldukça eskidir.
O zaman bu ilgisizlik nedendir? Maddeler halinde gidelim:
1) Öncelikle ilgisizlik yoktur. Futbol Amerika'da gayet yaygındır. Amerika'da 24.4 milyon kişi futbol oynar. 4.2 milyon lisanlı oyuncu vardır ki, bunun %40 ı bayan oyuncudur. Bayanlarda Dünyanın bir numarasıdır. Okullarda son derece yaygındır.
2) Sezon yokluğu. Kişiye Nasıl yani? dedirten bir durumdur. Dünya'nın geri kalanını çok iyi bilmediğimden bunun Amerika'ya özgü bir durum olduğunu düşünüyorum.
Amerika'daki dört yaygın takım sporu (Beyzbol, Amerikan futbolu, basketbol ve hokey) yıl içinde aynı zamanda oynanmazlar. Birinin sezonu devam ederkenö diğerininki başlar. Örneğin beyzbol sezonu Nisan'da açılış yaparken, Amerikan futbolu Eylül'ün ilk günlerinde, basketbol Ekim sonunda başlar. Böylece yıl boyu mutlaka bir sporun sezonu olur. Bu dörtlü paylaşımda diğer sporların zamanlamasını değiştirmeden futbola yer açmak kolay değildir. Şu andaki sezon Mart'tan Ekim'e kadardır ve neredeyse birebir beyzbol ile örtüşmektedir (Bu da seyirci kadar reklam gelirleri kaybı demektir)
3) Takımın aidiyetinin olmayışı. Diğer sporlarda olduğu gibi futbol takımları da Amerika'da birer şirkettir. Ticari kuruluşlar gibi alınıp satılabilinirler (Buraya kadar pek bir sorun yok) ve bir şehirden alınıp diğerine götürebilir, bu arada da ismi değiştirebilirler (Fenerbahçe'nin Malatya'ya götürülüp Kayısı Gücü olması gibi) Bu da dünyanın geri kalanındaki gibi kuşaktan kuşağa aktarılan bir taraftar ve izleyici kitlesinin oluşmasını engeller. İnsanların spor karşılaşmalarını bir sahne gösterisi izlemeye gelir gibi gelmelerinin ardında da yatan nedenler biri de budur.
4) Seyredilenin kalitesi. Bu bölüm Türk futbol seyircisine biraz züppece gelebilir. Ortalama bir Amerikalı biliyordur ki ne seyrederse seyretsin, o sporun en kalitelisini seyrediyordur. Basketbol, beyzbol, buz hokeyi ya da Amerikan futbolu: Dünyanın parasını verip de gidip gördüğü maçlar dünyadaki örneklerinin en iyileridir. Ama futbolda ne yazık ki durum böyle değildir. Bir araştırmaya göre Amerikan Ligi (MFS) UEFA ligleri arasında 18 ile 28 sıra arasında bir yerde olurdu. Dünyanın en iyi basketbolunu ya da Amerikan futbolunu seyretmek mümkünken iyi olasılıkla Avrupa'da 18. sıradaki bir ligi kim seyretmek ister ki? Bu sene Knicks'in ortalama sezon bileti 123, Lakes'ınki 100 doalrdır. NBA finallerinin ilk maçının ucuz bileti ise 460 dolardan başlıyordu. Bu paraları 18. sıradaki İsrail, 19 daki Kıbrıs ya da 28 deki Kazakistan ligi için verir misiniz? Amerikalılar vermiyorlar.
5) Medyanın yanlı tutumu. Sahalara seyirci çekmekte zorlanan futbol ekranda da destek bulmak konuusnda zorlanıyor. Bunun en temeli sporun yapısıından ileri geliyor: Futbol maçı reklamlar için durmuyor (Halbuki Amerikalıların diğer tüm sporları bunu yapıyor) Böyle olunca da güzel reklam gelirleri yaratılamıyor, ana medya ilgisizleşiyor, lig maçları ESPN'in İspanyolca kanalına sıkışıyor. Bu noktada da futbola altyapı değil ama gösteriş yatırımı yapılamıyor.
6) Bir son madde de şöyle eklenebilir: Katar ve Çin liglerindeki hendilap Amerikan ligi için de geçerli. Buraya gelmesi söz konusu olan bir Avrupalı futbolcu dünya gündeminden uzak kalıyor. En temelde Avrupa kupalarına katılamıyor. Bu da kaliteli genç oyuncular için işin olmazsa olmazı. Emekliliğe yaklaşanlar ise daha çok paraların ödendiği Çin ya da Katar'ı tercih ediyorlar.
Çok uzattım ama konu açılınca dayanamadım. Dediğiniz de haklısınız. Amerika'da futbolun tarihi eski olsa da Cosmos Amerika'da da bir lig olduğunu dünyaya hatırlatan ilk kulüp. Yazınızı takip etmeye devam edeceğim. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 7/3/2018 6:51:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
levent taner
Sistemsel ögeler etrafında detay zenginliği farkı fark ettiriyor hemen
Ben biraz daha deneme türünün sınırları içerisinde tasavvura meylettim
Yoksa elbette farklı unsurlar etrafında sistem teşkil eder, edebilir de
Yalnız hocam affınızı istirham ederek; futbolun Amerika'da Cosmos ile başladığını söylemek istemiyorum, söylemiyorum da
Sizinde arz ettiğiniz üzere ilgili yoğunluğu diğer bazı branşlara dönük
Bunun dışında futbolun özgül bir tarihinin olmaması değil kastettiğim
Bu arada her zaman yazabilirsiniz hocam, ne demek
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...