- 685 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NİYE...
İsmail (a.s) peygamber; teslimiyette tereddüt etmediğinde… Babasının işini kolaylaştırdığında… Sadakatin doruğa çıktığını görmemiş miydik?
Öyleyse;
Verdiğimiz sözleri unutmak ve tutmamak da niye?
Hacer annemiz çölde yalnız kaldığında… Yavrusu için köşe bucak su aradığında… Anne şefkatinin neler yaptırabileceğini anlamamış mıydık?
Öyleyse;
Evlatlar arasında ayırım yapmak… Bazen öz evlada bile mesafeli davranmak da niye ?
Hz Ebubekir(r.a): “Senin inandığın Muhammed, kendisine vahiy geldiğini söylüyor.” Denildiğinde: “O ne söylüyorsa doğrudur.” Deyip, tereddütsüz iman ettiğinde…Doğruluğun ve sadakatin karşılıksız kalmayacağını anlamamış mıydık?
Öyleyse;
İşimize gelenlerin, işimizi görecek kadarına sarılmak da niye?
Hz Ömer(r.a); bir hışım ve öfkeyle inananların üzerine giderken… Duyduğu ayetlerin; “gönül bahçesini yeşertmesiyle…” Hak ile batılı ayırt ettiğinde… “Kulak vermeden doğruların anlaşılamayacağını” fark etmemiş miydik?
Öyleyse;
Hak’tan yüz çevirmek… Davetlere kulak tıkamak…. Anlamamakta ısrar etmek de niye?
Hz Osman(r.a); sahip olduğu yüksek ahlakla… Dünyalık her şeyini “hak dava uğruna” harcayıp… Hak etmediği şekilde ve beklemediği kişilerce şehit edildiğinde… Nifak tohumlarının atıldığını fark etmemiş miydik?
Öyleyse;
Tek doğru yol olan İslamiyet’in; “ orasından burasından çekmek… İşimize geldiği gibi yorumlar yapmak” da niye?
Hz Ali; inanan ilk çocuk olup, ömrünün tamamını… İlim , hikmet ve cesaretini sevgili Resul’ünün… Kitabımız ve Dinimiz uğrunda feda ettiğinde… Kurduğu aile bağıyla da; Ehl-i beyt kapısını araladığında… Fedakarlığın zirvesini görmemiş miydik?
Öyleyse;
İnsanlara; soy ve asaletine bakarak kıymet vermek de niye?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.