- 939 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ONUNCU BÖLÜM ÇİNGENE KIZININ AŞKI
ONUNCU BÖLÜM Çingene Kızının Aşkı
Çocuk haberi, Melike Hanımı da çok mutlu etmişti. İçeri geçip ,derme çatma masaya oturdular. Çaylarını yudumlarken, Nurcan’ın çok mutlu halleri, Melike’nin gözlerinden kaçmıyordu. Kız, ben senin babanın kemiğine tüküreyim . Köyden gelirken evimi sattım. Biraz param var. Bakın ne diyorum . Yanınızda sığıntı gibi olmak istemem. Musa’ya küçük bir dükkan açsak. Bankada harcayıp , çek kesebileceği, sermaye yapabileceği biraz para da kalsa. Evin eşyalarını döşeyelim, biraz güzel şeyler olsun hayatımızda. Çocuğa bir oda takım falan alsak ne dersiniz? Musa anasını, bu güne kadar hiç yapmadığı kadar öpüp kokladı. Canım anacığım , o piçler beni hem dövüp , hem de paramın tamamını çalmasalardı , bu dediklerini ben yapacaktım. Sana kazanınca tekrar geri öderim , seni evsiz barksız bırakmam anam. İyi de oğlum , bu kızın anası, babası yok mudur ki , ben geldiğimden beri uğramazlar bu eve? İnsan bir hoş geldiniz der yahu.. Bu kadar da görgüsüzlüğe aklım ermedi doğrusu. Yarından tezi yok, iyi bir yerde güzel bir dükkan bulalım, yanına da bir elektrikçi ile tesisatçı aldın mıydı ,işte sana dekorasyon dükkanı. Şu lanet otu da azaltın be oğlum . Kızı da alıştırmışsın , benden gizli gizli çektiğini biliyorum. Bak yavrunuz olacak , onu düşünmeniz gerekir.
Ertesi sabah ilk iş olarak mobilyacıları dolaşıp güzel bir misafir odası takımı ve çocuk için yatak ,dolap gibi eşyalar almışlardı. Perdeler de epey para tutmuştu ama almak zorundaydılar. Yepyeni mobilyaya eski püskü perdeler yakışmayacaktı. Evin çehresi epey değişmişti. Kızım, bu güzel haberleri annenlerle paylaştın mı? Evet anneciğim . Onların da haberleri var. Haberleri varsa, insan bu kadar uzak durur mu? Hem gelsinler de bir tanışsak . Araya çocuk girince küslük olmaz hiç.
Kız tarafının haftalar önce ortaya atılan yalan hamilelikten haberleri vardı zaten. Melike Hanım , kızlarını bu kadar ihmal etmelerine akıl erdirememekte haklıydı sanki. Nurcan hamile olduğunu daha önce ailesine söylemişti. Yine de ablasına telefon açıp, Nasılsın abla ,uğramaz oldunuz bana. Yoksa kaynanam geldi diye mi ? Kızım ,seni gelip resmen istemediler babamdan. O kadının önce bu isteme işini halletmesi gerekmez miydi? Yahu benim mutluluğumu bozmak için ne gerekiyorsa yapıyorsunuz be. Unuttun mu Musa gelip istediğinde , babam silahıyla kovalamıştı. Bir de utanmadan, esnafa dövdürdü adamı. Zaten annesini getirmeye gittiğinde, bir de soyup parasını almışlar, hem de acayip dövmüşler garibimi. Hala her tarafı yara bere içinde. Bunlar Anadolu insanı , alınıyorlar böyle şeylerden.
Birkaç gün sonra anne ve abla ellerinde bir bavul dolusu bebek eşyasıyla gelmişlerdi. Evin yeni mobilyalı halini görünce epey etkilenmiş oldukları Nurcan’a sarılarak göz yaşı dökmelerinden belliydi. Bozuk ağızlı Melike Hanım, ne kadar hanım hanımcık giyinmiş ve ne kadar bir hanımefendi gibi konuşuyordu öyle. Sanki Nurcan’ a o sert tavırları gösteren kendisi değilmiş gibi , kızın annesi olmuşçasına davranıyordu.
Musa Edirne’nin büyük meydanın da sabahtan beri çiçekçi çingene kızını arıyor ama göremiyordu. Aklına çiçek satan başka birine sormak gelmişti. Peki, ismini bile bilmediği kızı nasıl soracaktı? Saatine baktı , öğlen olmak üzereydi. Kiralamayı düşündüğü dükkan geçti aklından. Asma katı olan büyükçe bir dükkandı . Kendisine bir oda yapmayı hayal ediyordu. Öğrenciler gürültülü şakalarla geçiyorlardı önünden, cıvıl cıvıl kahkahalarla. Ne güzel kızları var bu Edirne’nin, sarı yumurtalar ,civcivler. Dükkana doğru yürüdü , şöyle dışarıdan bir göz atacak, caddenin işlekliği hakkında yorum yapacaktı. Ama o da ne? Emlakçı yanında iki kişiyle birlikte dükkanın içinde konuşuyor, eliyle asma katı gösteriyordu. Birden tepesi atıverdi. Emlakçıyı oracıkta döve bilirdi. İçeri daldığında , diğer iki adam da emlakçı kadar şaşkın ve korkulu gözlerle baktılar Musa’ya. B u dükkanı ben tutacağım diye konuşmuştum seninle. Ne demek oluyor şimdi bu? Beyefendi , siz bana bir kaparo bırakmadınız. Bir pey olmadığı için portföy açıktır. Bu baylar da, burayı kiralamaya biraz önce karar verdiler. Ne demek açıktır, bilmem ne? Ben burayı seninle dün konuştum ve tutacağımı söyledim. Al kaparosunu da getirdim yanımda. Çağır mal sahibini kontratını hemen yapalım. Beyefendi, biz sizden önce tuttuk demiştik .ığı meydana gelmişti. Dükkanı kaçırmadığı için çok mutluydu. Kız ve diğer çiçekçiler meydanda yolardı. Ama böyle emrivakiler bize göre değil. Hayırlı olsun.
O gün çarşıda bir ciğer tava yiyerek ,çingene kızının çalıştığı meydana yavaş adımlarla gelmişti. Kız ve diğer çiçekçiler meydanda yolardı. Acaba belediye bu meydan için bir yasak falan mı getirmişti ? Çaresizce yürüyerek evin yoluna yönelmişti ki, kızı bir yaylı arabanın üzerinde , birkaç çingenenin arasında görerek durdu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.