- 612 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR Kİ?
Paylaşabildiğimiz kadar “bereketlidir”… Bize sınırsız bahşedilenlerden ikram etmeye devam edelim. Cimriliğin sonu yoktur… Bitecek,kalmayacak , tükenecek zannedip de, hayatı zehir etmeye ne gerek var ?
İçten sevebildiğimiz kadar “sıcaktır”… Gönlümüzden en saf haliyle gelen güzellikleri, karşımızdakine ulaştırmaya devam edelim. Karşılık bekleyip de; zindan hayatı yaşamaya ne gerek var ?
Gülümseyebildiğimiz kadar “sevimlidir”.. İçimizin güzelliklerini; yüzümüzde de göstermeye devam edelim. Somurtup da; gerginleşmeye ne gerek var ?
Selamlaşabildiğimiz kadar “muhabbetlidir”… Görmekten memnun olduğumuzu, söz ve hareketlerimizle de göstermeye devam edelim. Görmemek için; köşe bucak kaçmaya ne gerek var ?
Saygı gösterebildiğimiz kadar “engindir”… İlmine, yaşına ve doğruluğuna inandıklarımıza; aşağıdan bakmaya devam edelim. Beklenti içine girip de; yapmacık sözler söylemeye ne gerek var ?
Şefkat gösterebildiğimiz kadar “yücedir”… Küçüklere ve aşağıda olanlara el uzatmaya devam edelim. Böbürlenip de; elimizdekilerden de olmaya ne gerek var ?
Acıyabildiğimiz kadar “kazançlıdır”… Yaptıklarımız yetersiz kaldığında; “bu da geçer” diyerek teselli vermeye devam edelim. “Ah” alıp da acınacak hale gelmeye ne gerek var ?
Yardımlaşabildiğimiz kadar “ayakta olmaktır”… Veren elin alan elden üstün olduğunu asla aklımızdan çıkarmayalım. “Dünyalıkların geçici güzelliğinde” kaybolmaya ne gerek var ?
Adil olabildiğimiz kadar “dengelidir”… Sahip olduklarımızı dağıtmakta, ayrımcılık yapmayalım. Gün gelip hesap döndüğünde, aynısıyla karşılaşmaya ne gerek var ?
Güzel bakabildiğimiz kadar “hoştur”… İyi veya kötü, acı veya tatlı olsun; başımıza gelenlerin bir sebebi ve sahibi olduğunu düşünelim. Sürekli; “ Neden ben” deyip de, kahırlanmaya ne gerek var ?
Fedakar olabildiğimiz kadar “arkadaştır”… İhtiyaç duyulduğunda, bir dost eli arandığında; “rahatımızdan ödün vermeyi”göze alalım. Gün gelip de zor duruma düştüğümüzde, “elimizin havada kalmasına” ne gerek var ?
Yanabildiğimiz kadar “ferahtır”… Sevdiklerimiz uğruna kaybolmayı, erimeyi gözden uzak tutmayalım. Yaren’i kaybedip de arkasından acı çekmeye ne gerek var ?
Dinleyebildiğimiz kadar “nağmelidir”… Konuşulanları ve söylenenleri alıcı bir kulakla dinleyelim. Mahrum kalıp da; güzel sözler söyleyecek dostlar aramaya ne gerek var ?
Anlatabildiğim iz kadar “anlamlıdır”… Doğruyu, güzeli ve gerçek mutluluğa götürecek sözleri söylemekten kaçınmayalım. “Bildiklerimizin, bedenimizle toprağa karışmasına” ne gerek var ?
Öğretebildiğimiz kadar “bilgili olmaktır”… Karşılığını alıp almadığımızda bakmaksızın; ilim yolunda hizmet etmeye devam edelim. “Vaktim ve imkanım olsaydı” bahanelerine sığınmaya ne gerek var ?
Dikkat edebildiğimiz kadar “uyanık olmaktır”… Olup bitenlere seyirci kalmadan, hayata anlam katarak, şu kubbede hoş bir seda bırakmak olmalı niyetimiz. Sap ve saman gibi; boşlukta savrulmaya ne gerek var ?
Düşünebildiğimiz kadar “manalıdır”… Nereden gelip nereye gideceğimizi… Neyin niçin yaratıldığını… Akan zamanın ve bunca telaşenin içerisinde kaybolmadan farkına varalım.“Geri dönüşü olmayan” yola girip de; “heyhaaat” demeye ne gerek var ?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.