- 1157 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Bütün Bir Çaresizliğin Rujunu Değdirmeye Geldim Ömrüne
Yüreğinin en kuytu köşesinde sakladığın bebe masumiyetinde ki dokunulmamışlıklara dört yapraklı yonca renginde, çocuk dilinde, içtenlikli bir merhaba diyorum…
Henüz büyümemiş düşlerin lodosunda kalmış, rafa kaldırılmış o gizemli tarih. Yaşamın dağdağasında duyumsadığımız melodilerin, solmuş renklerin ve gökkuşağı olmayan yağmurlara tutkuluyduk, acemi berberlere teslim edilen saçlarımız, sokağa salınan çocukluğumuzla hiçbir sıcaklığın piçi olamadık farkında mısın?
Kara gözlerimizin ışığı olmadı, harçlığımızda olmadı ve ceplerimize doldurulan üzümle tane tane ağladık hep. Ellerimiz portakal koktu, topa değdiremedik papuçlarımızı çabuk eskimesin diye. Bizi, büyürken korkuttu kurşun kalemlerimiz küçüldükçe, o nedenle sert geçen kışlar çatlatmadı dudaklarımızı.
Siyah beyaz bir meraktan, renkli bir fahişeliğe geçerken hayat, kimse bize hayatımızın saatini sormadı, zaten biz de o saati hiçbir zaman kurmamıştık sevgili; çünkü seninle ne zaman karşılacağımızı bilmiyordum. Bildiğim en güzel şiiri, ıslıkla çaldığım şarkıları bunun için biriktirdim.
Aşk-ı tahttan başka, hiçbir şehir bizim başkentimiz olmadı. İyi de çoğunlukla aşkta bizi anlamadı
Biz ne yaptık? Gizli gizli sigaraya başladık,şarap içtik, duygulandık, sustuk,konuştuk,sadece ağlamadik. Taşıdığımız hayatın ağırlığı değildi,birikmiş gözyaşlarımızın ağırlığı olduğunu anladığımızda, anladık ki ağlamaya da geç kaldık.
Kayboluşlarımız fena oldu ama niye ise kimse farketmedi. Yırtık bir pantolonun zit renkli yaması olmadığımızı o zaman anladım,bizi kimse bulmadı bir de iyi mi? Çünkü biz sessizliklerden adı konulmamış bir fotoromen yaratmıştık.
Gece oldu şehirde. Anlamsız suratların üzerimize düştüğü serseri saatler zamanı şimdi. Kendimize geldigimiz bu ritüelde, içtikçe ayılıyoruz. Dilimizde kekremsi küfürler, içimizde kopmaya hazır bir fırtına. Sen saklısın orada; ben,baharın hazzında. Bir rüya değil bu, saran, sarmayalan, sarsan bir gerçek.
Gece oldu şehirde. Naylon sevgiler,acı,aşk,isyan. Suda sadakat,toprakta lilith,havada aşk kokusu... Üç cemrede "elhamdülillah". diyelim....
Ya çölüm ol su ver bana
Ya su ol, çöle sal aşkına.
Bir dikenin acıtan bilgeliği ile,kelebek ömrünün gizi,onulmaz sızı,bütün bir çaresizliğin rujunu değdirmeye geldim ömrüne... Çünkü hayat güzeldir...
YORUMLAR
Bir süredir sayfanızdayım önce bu yazınızı okudum sonra diğer yazılarınızdan bir kaç tanesini.
Sonra da bir kaç şiirinizi. .
İfade gücü çok iyi bir kalemsiniz, yazılarınız ve şiirleriniz çok şey anlatıyor insana.
Babanıza yazdığınız yazı da etkiledi beni çok.
Umarım hep yazmaya devam edersiniz, kaleminizle tanışmak güzeldi.
Sevgiler