- 1808 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
OLMUYOR OLMUYOR NE YAPSAM OLMUYOR. NE YAPSAM NE ETSEM YERİN DOLMUYOR.
25 Haziran Pazartesi gecesi saat:02.50 Beyaz saray (Washington)
Nefes nefese kalmış bir şekilde eşi Melania’nın hemen yanına sırt üstü uzanıp nevresimi üzerine çeken başkan Trump kendi kendine konuşmaya başladı
-Ulan ne oluyor bana yahu başkan olduğumdan beri kuşta tık bile yok. Bi’doktoramı gitsem ne yapsam?!
O anlarda sırt üstü yatan eşi Melania trump’da, ağzındaki sakızı şaklata şaklata çiğneyip küçük balonlar yaparak patlatıyordu. Bi’ara eşi Donalta dönerek –Şekerim uykum geldi ben uyuyacağım bir daha denemek ister misin? Diye sorunca başkan öfkelenmiş bir şekilde *Yok ulan yok, dön arkanı zıbar uyu zaten bir işe yaradığın yok. Ah ulan ah Yahu senatör arkadaşlar beni uyarmıştı seksi göründüğüne bakma yatakta bi moka yaramaz vaz geç bu kadından demişlerdi ama kafama mıçayım dinlemedim adamları.
Bu aşağılayıcı sözlerin üzerine Melania Trump ta açtı ağzını yumdu gözünü.
-Ulan âlemin manyağı,işe yaramaz olan sensin. Sen de iş yoksa ben ne yapayım. Sarayın bahçıvanı, aşçısı, uşağı, hepsi benden çok memnun akılları başlarından çıkıyor. Sen kendine bak!’’
Eşinin sarf ettiği hakaret içeren imalı sözlere cevap vermeyip sessiz kalan başkan Trump’ içinden kafasın daki soruların cevabını arıyordu....*Yahu benim karı kumral, bende de civciv sarısı saçlar var ama bizim oğlanın saçları aksine kömür gibi simsiyah. Bu işte bi’mok var ama hadi hayırlısı.
Başkan ve eşi arasında gerilimli anlar yaşanırken bir anda yatak odasının kapısı heyecanla çalındı. Kapıyı çalan başkanın baş danışmanı Hope Hicks idi.
*Kim ooo
-Benim başkanım danışmanınız Hope.
* Hoppala bu saatte neyi danışayım sana be kadın. Neyse dur bekle kapıyı açıyorum.
-Lütfen efendim çok acil!
Yataktan çıplak kalkan başkan aceleyle üzerine aldığı sabahlığının ön kuşağını bağlamayı unutarak hızla yatak odasının kapısın açtı. Elinde dosyalarıyla bekleyen danışmanı Hope gördüklerinin karşısında çığlık atarak dosyaları yere düşürdü. Hemen dizlerinin üzerine çöküp etrafa saçılan dosyaları toplamaya başladı. Yerdeki dosyaları toplarken başını öne eğiyor başkana bakmamaya çalışıyordu. O analarda başkan Trump’ta bir yandan sabahlığın kuşağını bağlıyor bir yandan da danışmanı bayan Hope den özür diliyordu.
*Çok pardon sizi korkuttuğum için özür dilerim.
Dizlerinin üzerinde olan Bayan Hope yüzündeki küçümser ifadeyle başkana bakarak- Ayol ne korkacakmışım korkacak ne var ki, deyince başkan Trump bozulduğunu belli etmeyip konuşmasına devam etti.
*Hayırdır gecenin bu saatinde ne oldu? Meksika sınırına ördüğümüz duvar mı yıkıldı.
Yere düşürdüğü dosyaları toplayan danışmanı ayağa kalkarak başkanın sorusuna cevap verdi….
-Başkanım daha kötü bir şey oldu.
*Çatlatma adamı da çabuk söyle yoksa kuzey Kore lideri bana küfür mü etti.
-Yok, efendim daha da kötü çok fena. Türkiye de seçimleri yine ak parti ve Erdoğan kazandı. Yani sizin anlayacağınız Erdoğan yine ülkenin başkanı.
*Nee?? O may gart.Bu nasıl olur?!’’ Ulan fetöyü vermedik pkk ye iki bin tır dolusu silah gönderdik. Ülke içindeki işbirlikçilerimizle ekonomik kıriz çıkartmaya çalışıp doları anasının nikâhına çıkardık. Her türlü poravakasyonu yaptık. Daha ne yapalım ….na koyayım….
Başkan Trump konuşmasına küfürle devam edince yatakta yatan eşi Melania da ah ahh nerede diye sesli tepki veridi, başkan trump’ta içinden ya sabır çekerek eşinin laf sokmasını duymazlıktan gelip oda kapısında bekleyen danışmanıyla konuşmaya devam etti
.
*Peki, ana muhalefet partisinin projeleri de mi tutmadı?
-Ne projesi başkanım?
*Ne demek ne projesi? Yapacakları yatırım projelerinden bahsetmediler mi?
-Yok efendim nerdee bir tek proje bile sunmadıkları gibi aksine yapılanları yıkıp, yapılacak olanları da engelleyeceklerini vaat edip inşa sürecinde olanları da durduracaklarını söylediler.
*Nasıl yani! Manyak mı lan bunlar. Yahu biz keriz miydik Amerikan halkına bir yığın vaatte bulunduk. Amerika’nın ve Amerikalıların çıkarlarını koruyacağız diye millete söz verdik. Yav dünyanın neresinde görülmüş yakacağım, yıkacağım diyerek seçmenden oy istendiği, yav şu Türkiye deki ana muhalefet partisi bir türlü altmışlı yıllardan günümüze gelemedi. Adamlar o yıllara takıldı kaldılar, hayret bi’şey ya! Yok yok bunlardan bir cacık olmaz.
-Cacık mı? Cacık da nedir başkanım
.
*Boş ver şimdi cacığı da sen acilen CIA başkanını oval ofisime gönder.
-Emreder siniz başkanım.
Başkan Donald Trump danışmanına talimat verdikten sonra giyinmek için yeniden odadan içeri girdi. O esnada eşi de yataktan ona seslendi -Şekerim bi’duş alsaydın cenabet gezmen doğru değil.
*Ulan bi’ halt mı ettikte duş alalım.
Başkan üzerini değiştirdikten sonra oval ofiste kendisini bekleyen cıa başkanının yanına gitti.
-Başkanım beni emretmişsiniz sizi bekliyordum.
*Yahu olan bitenden haberin var mı?
-Ne oldu ki?
* Ananın damı oldu daha ne olacak. Ulan Türkiye deki seçimleri yine Tayyip Erdoğan Kazanmış haberin yok mu?
-Haaa şu mesele haberim olmaz mı sayın başkanım tatlım kıymatlım.
*Bırak ulan laubaliliği, niye engel olmadınız iktidar olmalarına sen onu söyle?
-Başkanım adamlar seçmeni ikna etmeyi iyi biliyorlar ama yinede size güzel bir haberim var.
*Neymiş o güzel haber?
-Hdp barajı aştı.
*Hdp barajı aştı mı? Nasıl oldu bu?
-Ana muhalefet’in sayesinde.
*Nasıl yani?
- Daha doğrusu ana muhalefetin İçlerindeki işbirlikçilerimizin aracılığıyla seçmene talimat verip her aileden bir kişinin hdp ye oy vermelerini sağladık. Yani sizin anlayacağını hdp nin yapamadığını chp ye yaptırdık.
* Ne diyorsun yani hdp terörle arasına mesafe koymadan yine meclise girebildi mi? harika bir haber bu aferin lan kerata desene geleceğin ana muhalefet partisi şimdiden belli oldu.
-Evet efendim aynen dediğiniz gibi gelecekte işimiz çok kolay olacak.
*Tamam, o zaman kırmızı hattan bana acilen İsrail başbakanını bağlayın.
-Emredersiniz efendim.
25 Haziran pazartesi sabahı saat: 04.12 İsrail (tel aviv) Başbakan Binyamin Netanyahu’çalışma ofisi.
Başbakanın kırmızı hattan görüştüğü telefonu çalar ve telefonu açan Netanyahu konuşmaya başlar.
-Alo buyurun ben Binyamin Netanyahu
*Ben de Hz Musa. Ulan sana kutsal kitapta öldürmeyeceksin diye emretmedik mi? Yahu niye masum bebekleri savunmasız insanları öldürüyorsun. Şerefsiz yoksa sen bizi takmıyor musun lan.
-Aman efendim çok özür dilerim ne olur beni affedin.
*Şaka lan şaka korkma ben başkan Danold Trump’
-Aman başkanim kuzim aklimi aldin ödüm mokuma karişti.
*Ulan şerefsiz hem korkağın önde gidenisiniz hem de her türlü ibneliği yapmadan da duramıyorsunuz.
-Aman efendim rica ederim siz bizden daha şerefsizsiniz.
*Neyse asıl konuya dönelim. Türkiye deki seçim sonuçlarından haberin var değil mi?
-Vardir tabi haberimiz olmaz mi hiç, ne yalan söyleyeyim sonuçlara çok şaşiriyorim kuzim. Her türli entirikayı çeviriyoruz ama muvaffak olamiyoriz başkanim.
*Oluruz oluruz sen takma kafana, en kısa zaman da Türkiye de bir darbe planlamasını yapın.
-Darbe mi?!" Sayin başkanim o eskidendi. Şimdi Türkiye de darbe yapmak affedersiniz ama möt ister.
*Yapma ya o kadar zor diyorsun yani.
-Ekmek Tevrat çarpsin çok zor. Artık Türk milleti gözini açti. Geçmişte hukuku ihlal eden darbecilerin sokaktaki tanklarini alkışlayan ve sivil siyasete adaletsizce müdahale edenlere sesini çıkarmayanlarin şimdi kalkıp ileri demokrasi, hak, hukuk, adalet, sözlerini kimse takmor. Yani İmkansiz desem tam yeridir be başkanim kuzim olsa dükkan senin.
*Bak! Binyamin,bizim için imkansız diye bir şey yoktur. Zor olan hemen olur. İmkansız biraz zaman alır. Biz hainlikte pes etmeyelim. İçlerine sızmış ajanlarımız sayesinde istediğimizi mutlaka elde ederiz, yeter ki Türkiye’nin güçlenmesine engel olalım. Okey.
Serhat BİNGÖL 26.06.2018
YORUMLAR
Serhat hocam; Trumpla, binyamin; Onlar bizim gözle görülen düşmanımız ve biz gözümüzün gördüğü hiç bir şeyden korkmayız evelallah...Onlardan bir cacık olmazda... Ben Melania’nın durumuna üzüldüm ya... Yazık kadına:))
Serhat BİNGÖL
İş seyahatim ve yoğun koşuşturmalarım nedeniyle yakalaya bildiğim her zaman aralığını fırsata çevirip sayfaya girerek değerli dostların yazılarına cepten cevap yazmaya çalışıyorum düzeltme şansım da olmadığı için hem klavye hataları hem de cevabımın gecikmesi nedeniyle hoş görünüze sığınıyorum.
Dostum, dediğiniz gibi elbet te görünen düşmanların üstesinden geliriz buna hiç şüphe yok. Ancak bu milleti birbirine düşürmeye çalışan gizli düşmanlara karşı da rehavete kapılmamak gerekir. Çünkü bu kesimler düşman oldukları belli olan yapılardan çok daha tehlikeliler, emin ol, eğer rehavete kapı kırsal emperyalist ve siyonist güçler her imkanı kullanarak devreye girer ve o zamanda bu milletin hali bahçıvanın, aşçının, uşağın memnuniyetine ve suistimali ne uğrayan haline üzüldüğümüz Melania'nın durumundan daha da kötü bir durum olur...:)))
Saygı ve sevgilerimle.
Hocam,
ben sahsen secim surecinden o kadar rahatsizim ki; basta siyasiler ve kraldan daha kralcilarin tavirlari artik cekilmiyor.
Bagiran, cagiran, soven, sayan, karalayan, iftira atan, hor hakir goren, vesaire vesaire .... Secime mi gidiyoruz, savasa mi gidiyoruz belli degil.... Bu secimde hic bir siyasinin konusmasina kulak vermedim, hic bir propagandayla ilgilenmedim...
Secimler boyle devam ederse, ileride oy kullanmayi dusun-muyorum...
su saatten sonra zaten secim bitmis, secilen secilmis... daha fazla tartismanin faydali olmaktan ote zararli olacagini dusunuyorum....
selamlar,
abdullah
Serhat BİNGÖL
Ha bu arada siyasetçiler de milleti ahmak yerine koyma alışkanlığından vaz geçmeli. Aksi halde milletin tokatın habire yer dururlar.
Saygı ve selamlarımla.
Yazını aslında dün gece okudum ama öylesine gıcık oldum ki bu yazına sinirimden o an elim ayağım tutmadığından ancak şimdi yazıyorum. Şimdi bilem tüylerim tiken tiken. Sinirden ellerimin titremesi yüzünden zorlukla yazabiliyorum.
Böylesine saçmasapan bir bir kurgu olur mu kardeşim? Madem yazıyorsun gerçekleri yazsana. Gerçekleri bilmiyorsan sorup soruşturup öğrensene.
Bi kere her şeyden önce Recep Tayyip Erdoğan ( Ay bu ismi yazmaktan bile nefret ediyorum. Ona bundan sonra Teyyo diyeceğim. Sen anlarsın kimi kastettiğimi ) ve Akepe daha önceki on iki seçimde olduğu gibi bu seçimde de bu koyun, bu bidon kafalı bu ahtapot beyinli millete makarna ve kömür dağıttı. Bu koyun millet de Haziranın sonlarında sobalarında kömürü yakıp iyice gevşedi, makarnaları yiyip kafaları süngerleşti ve iki paket makarnaya, iki torba kömüre oylarını yani namuslarını sattı şerefsizler. Tabii ki kömür denen şeyin bir yakacak, makarna denen şeyin de bir yiyecek olduğundan haberleri bile olmayan şerefli vatandaşlarımız asla bu seçim yatırımına rağbet etmediler ama koyunların sürü psikolojisi içinde hareket etmelerinin önüne de geçemediler.
Diğer bir gerçek: CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet partililer sandıkların üstüne çıkıp oturdukları halde Akepeli sandık kurulu üyeleri daha önceki on iki seçimde olduğu gibi bu seçimde de ne yapıp edip yine hırsızlık yaptılar. Oy çaldılar. Sen bakma Muharrem İnce'nin ''Adam Kazandı, seçim sonuçlarını kabul ediyorum'' demesine.O da aslında gizli bir Akepelidir. Öyle olmasa kendi köyünde Teyyo'nun oyları ondan çok çok daha fazla olabilir miydi? Adam tam bir ajan.
Bu gerçekleri tamamen atlamışsın yazında ama çok daha önemlisi ABD ve İsrail.
ABD de kayıtlı 106 bin 301 kayıtlı seçmen var. Bunun sadece 37 bin 75 kişisi oy kullanıyor. Yani seçime katılım oranı % 34,88...Neden peki?
Şimdi sana sorsam '' Ulan Trump'ı kızdırmayalım. Bakarsın sandıktan Akepe çıkar da adam sinirlenir alayımızı sürer '' korkusu yani '' G.t korkusu '' dersin. Alakası yok tabii ki.
Sandığa gidenler ne yapmışlar peki? Yani sandıktan nasıl bir sonuç çıkmış? Bilmezsin tabii ki? Oyların %71 i Muharrem İnce'ye çıkmış. Neden? Çünkü Akepe bu ülkeye makarna ve kömür sokamıyor asla. Aynı şekilde Kanada'ya da sokamıyor o yüzden de Kanada en fazla oyu HDP alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, İran gibi Akepenin kömür ve makarna sokamadığı ülkelerde Muharrem İnce önde. Neden? Onu da sen bul artık. Her şeyi ben mi söyleyeceğim: Ama unutma: Her devlet Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda değildir.
Tekrar ABD ve İsrail'e dönelim:
Ulan ! ( Ulan dediğim için kusura bakma ama artık hakkettin yani )
Haydi hiç bir şeyi görmedin 24 Haziran 2018 Akşamı seçim sonuçları açıklandığı anda ABD Başkanı Trump'ın emriyle ABD nin tüm kiliselerinde çanların çalındığını, 101 pare top atışıyla Akepenin ve Teyyo'nun elde ettiği bu kömür ve makarnaya dayalı hırsızlık ürünü zaferi nasıl kutladıklarını da mı görmedin. Hatta Trump'ın Teyyo'yub arayarak '' Valla dayanamıyorum aynen sizdeki pek çok Akepeli gibi ben de burada şükür namazı kılmak istiyorum. Bana sizin ülkeden acil iki imam gönder de nasıl oluyor bu şükür namazı öğreneyim'' Diye ricada bulunduğundan da mı haberin yok?
İsrail de aynı şekilde.
Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz Netenyahu ne yaptı? '' Şu saatten itibaren Ağlama Duvarı önünde ağlamak yasaklanmıştır. Bugün gülme vaktidir. Çünkü Türkiye'de seçimleri Teyyo ve Akepe kazandı '' Diye talimat verdiğini de mi görmedi gözlerin? O gece sabahlara kadar İsrail'in tüm sinagoklarında hazzanlar okunup '' Çok şükür'' diye dualar edildiğini nasıl görmezsin?
Velhasılıkelam madem bilmiyorsun bu *oku, git de mektebinde oku.
Çoook kızgınım sana selam melam yok.
sami biberoğulları tarafından 6/26/2018 10:38:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Serhat BİNGÖL
Bu yazıyı kaleme almama neden olan şey CHP'li tanıdığın biriyle yaptığım tartışmalı konuşma sebep oldu. O kadar garip şeyler söylüyor ki insan doğal olarak herhalde Bizler Başka bir gezegende yaşıyoruz hissine kapılıyor. Aynı ülkede yaşamadığımız kesin hatta aynı dünyada da o zaman geriye bir tekşey kalıyor başka bir gezegen düşüncesi. mevcut iktidarın İcraatlarını beğenmeye bilirler AKP nin lideri Sayın Erdoğan'ı da beğenmeye bilirler Bunların hepsi onların soludukları hava kadar en doğal hakları eyvallah. Ama yapılan yatırımlara itiraz etmeleri gereksiz görmeleri ve hatta yapılanlar inkar etmeleri anlaşılır gibi değil.
Hocam yorumlara cevabı cep ten yazdığım için klavye hataları daha fazla oluyor kusura bakmayın.
Saygı ve sevgilerimle.
kem söz sahibine aittir
sensin o
milleti birbirine kırdırın da Suriye'lilerle ve Afganlılarla mesut bahtiyar yaşayın.
Filiz Şahin. tarafından 6/26/2018 11:03:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
İlginize teşekkürler.
Filiz Şahin.
herkes birbirine sayıp sövüyor bu olmamalı
Kanı bozuk işbirlikçiler de muhalifler oluyor, yani biz ! :)
Yani TC nin kaldırılmasına, Ne Mutlu Türküm Diyene yazılarının silinmesine, andımızın yasaklanmasına, açılım safsatasına, Habur'a, Fetoyla metres hayatı yaşanmasına, soyguna talana, 18 adanın Yunana verilmesine, israfa, devlet malının yandaşlara peşkeş çekilmesine, BOP eşbaşkanlığına, Yahudi Üstün Cesaret Madalyonu'na, toplumun düşman kutuplara ayrıştırılmasına itiraz eden bizler hain, işbirlikçi, sizler vatan sever he mi ?
Dur ben bi gülüp de geleyim :)
(geldim)
Amerika Tayyip Erdoğan'ı istemiyor he mi :)))
Amerika tarihi boyunca uğraşıp da veremediği zararı bu ülkeye veren birini istemeyecek öyle mi ?
Ben bi daa gülüp de geleyim :)
Serhat BİNGÖL
İkinci özrüm de seni rahatsız eden o cümleye dönük o satırı "içlerine sızmış ajanlarımız " şeklinde değiştirdin. Herhalde buna bir itirazın olmaz. Amerika'nın her yerde gizli servis elemanları olduğu artık bilinen bir gerçek.
Gelelim yorumunun geneline. Bu yazıdan kaynakla hangi paradigmalar üzerinden muhalif kesimleri biz, ima yoluyla da vatan severlere siz diyerek bir ayrım yapıyorsun. Bu yazı içinde geçen politik göndermeler bu ülkede yıllarca yaşanmış ve özellikle de son iki ayda ayyuka çıkmış olaylardır. Öyle gizli kapaklı falan da yaşanmadı her şey aşikar ve ortada. Kaldı ki, bu yazı ile ilgili rahatsız olmas gereken kişi sen değilsin. Öyle ya bildiğim kadarıyla ülkücü siyasi çizgide olan birisin.
Bu politik mizahi yazıdaki göndermeler Ana muhalefet partisinin propaganda sürecindeki siyasi tutumuna dönüktür.
Gelelim bir diğer konuya.Nacizane ben barış sürecinin sıkı bir savunucusu uyudum. Bunu en iyi bilen sayfa arkadaşlarımdan biri de sensin o zamanlar bizim gibi düşünenlerin ne vatan hainliği ne de PKK'lığı kaldı. Nihayetinde HDP'nin organize ettiği hendek olayları ve güvenlik güçlerine dönük suikast lerle bu süreç bozuldu.
Bugün itibariyle gelinen süreçte HDP ile siyasetçiler alenen ve açıkça biz sırtımızı PKK'ya ve YPG ye dayadık diye itirafta bulundular yani terörden yana oldular.
Şimdi o zaman adama sormazlar mı? Düne kadar barış yanlılarına vatan haini deyip de bölücü eylemlerine devam kararı alan HDP bin sırf içlerindeki Erdogan düşmanlığın dan meclise girmesi için her evden bir oyu HDP te verin demek ne oluyor diye? Yani bunu neyle izah edeceğiz pes doğrusu.
Sonuçta bu politik mizahi yazını göndermeleri ana muhalefet partisinin bu ve benzeri tutarsızlıkları ve çelişkilerine dönüktür. Diğer muhalif kesimleri bağlamaz.
Eleştirel yorumuna ve ilgine teşekkürler.