- 1286 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SPASTİK ENGELLİ GENÇ BİR YAZARDAN MÜTHİŞ BİR POLİSİYE ROMAN : '' PAŞALAR DİVANI ''
Önce Spastik Engelli yazardan bahsedeyim sizlere
Bu yazarın adı Talha Yıldız. 1989 doğumlu. Yani henüz yirmi dokuz yaşında. Rahatsızlığının sebebi Celebral Palcy denilen bir kas hatalığı...
Celebral Palcy benim çok yakından bildiğim bir rahatsızlık zira Talha Yıldız’dan üç yaş küçük olan üçüncü evladım Yunus da bu rahatsızlıktan muzdarip.
Talha ile Yunus’un bir başka benzer tarafı da her ikisinin de doğum esnasında yeterince oksijen alamamasından dolayı böyle bir rahatsızlığa yakalanmış olmalarıdır. Yani her ikisi de derin sularda vurgun yemiş dalgıçlar gibidir. Ancak Talha Yıldız’ın benim Yunus’umdan çok farklı özellikleri var. Kısaca onları da anlatayım:
Benim Yunus’um konuşamaz. Kendi yemeğini kendisi yiyemez. Yirmi altı yaşında olmasına rağmen altını bezleriz ama Talha Yıldız - tekerlekli sandalye ( akülü ) ile de olsa yürür. Pek çok ihtiyacını kendisi karşılar. Dahası Talha Yıldız okula bile gitmiş. İlk, orta, lise eğitimini başarı ile tamamlamış ve şu anda İstanbul Üniversitesinde açık öğretim Tarih okuyor.
Evet, tam bir kitap okuma hastası olan Talha Yıldız özellikle tarihe ve Polisiye romanlara, dizilere, sinemalara oldukça meraklı. Zaten yazdığı ’’Paşalar Divanı ’’ adlı romanda bunların izlerini bol bol görmeniz mümkün.
Peki engelli bir insan için bir roman yazmak kolay mıdır? Kesinlikle değil. Lakin Talha Yıldız oldukça azimli bir geçtir. O kadar azimlidir ki yazdığı bu romanda hataları sıfıra indirmek için tam iki sene araştırmalar yapar. Bu araştırmaları sırasında bir avukattan randevu alır. Ancak randevu günü oldukça kar yağar İstanbul’a. Avukat ’’ İsterseniz randevuyu erteleyelim’’ dese de Talha ’’ hayır, lütfen ’’ der ve kedi köpeğin bile sokağa çıkmadığı lapa lapa kar yağan bir günde tekerlekli sandalyesiyle yollara düşer.
Adli Tıbba gider mesela, Olay Yeri inceleme uzmanlarıyla tanışır ve onlardan bilgiler toplar. Yani engeli ona asla engel olamaz.
Ben kendisiyle şahsen tanışıp ’’ neden bir polisiye roman ?’’ Diye sorduğumda uzun uzun anlattı sebeplerini ama dedikleri içinde en anlamlısı şuydu: ’’ Hocam ! Bizim gibi engelliler nedense hep kendilerini, nasıl engelli olduklarını, bir engelli olarak yaşadıkları zorlukları, çileleri yazıyorlar. Ben çok çok farklı bir şey yapmak istedim. ’’
Gerçekten de çok farklı bir şey yapmıştı Talha Yıldız. Ancak ’’ neden polisiye ?’’ Sorusunun bir başka cevabı daha vardı ki o da kitabın kapağındaydı zaten. kapakta şöyle bir yazı dikkati çekiyordu : ’’ Polis olmak isteyen ama bedensel engeli yüzünden olamayan bir gencin, polisiye roman yazarak hayalini gerçekleştirdiği bir eseri okuyacaksınız’’
Evet, Talha Yıldız bir hayalini gerçekleştiriyordu ve bunu yaparken kendisi gibi hayaller kuran pek çok engelliye de örnek oluyor ve öncülük yapıyordu. Hatta hiç engeli olmadığı ve bir kitap yazıp yayınlamak için can attığı halde cesareti olmayanlara da öncülük ediyordu.
Şimdi ’’ Hocam peki kitap nasıl? Nelerden bahsediyor?’’ Diye sorduğunuzu duyar gibiyim?
Yok, öyle beleş yok. Sizler kitabın özetini anlatmayacağım kesinlikle. Onu yerine bu kitapta neler bulacağınızı anlatacağım.
Bu kitap her şeyden önce oldukça sürükleyici. Ben yaklaşık üç saatte yüz yetmiş sayfa olan bu kitabı adeta nefes almadan su gibi içtim. Ne zaman başladım, nasıl bitti bilemiyorum.
Kitapta değerli yazar Talha Yıldız asla sol kulağı sağ elle göstermemiş. Yani oldukça duru, anlaşılır, insanı sıkmayacak mükemmel bir Türkçe ile nefis bir anlatım yapmış.
Kitap şaşırtıcı özelliklere sahip. Mesela ’’ Paşalar Divanı’’ adını duyduğum anda ilk önce bu kitabın Kazım Karabekir’in ’’ Paşaların Kavgası ’’ adlı eseri gibi bir şey olabileceğini, hatta o kitabın - belki farklı - bir versiyonu olduğunu düşünmüştüm ama okuyunca gördüm ki uzak yakın alakası yok.
Peki tarihimizdeki başka paşalarla alakası var mı?
Paşalarla değil ama bir paşayla alakası var. II. Abdülhamit dönemindeki Fehim Paşa ile dolaylı olarak alakası var. Şimdilik bu kadar ip ucu vereyim.
Evet, ’’Talha Yıldız bu romanında bizleri şaşırtıyor’’ demiştim. Şaşırtıyor çünkü Tarih ile - kurgusal da olsa - günümüzde yaşanmış bir polisiye olayı ( cinayet ) birlikte harmanlamak öyle her babayiğidin altından kalkacağı bir iş değil. Romanda zaten sık sık Talha Yıldız’ın çok iyi bir Tarih okuyucusu ve gözlemcisi olduğunu görüyorsunuz.
Kitap baştan sona sürprizlerle dolu. Mesela pek çok polisiye romanda daha ilk sayfalarda ’’ Katil işte bu’’ diyebiliyorsunuz ama Paşalar Divanında kitabı bitirmeden katilin kim olduğunu anlamanız mümkün değil.
Bu kitapta olayların kurgusu yapılırken zaman zaman geri dönüşler var ama bu geri dönüşler genel akışı asla bozmuyor. Bunun yanı sıra kitapta zaman zaman 1900 lü yılların Osmanlı Devletindeki gizemli bazı yapılanmalara ve olaylara değinilirken zaman zaman günümüzde devletin içine sızmış yapılanmalara da değiniliyor.
Kısacası bir polisiye roman olmakla birlikte bizlere tarihin tozlu sayfalarında da tur attıran bu kitabı herkese mutlaka tavsiye ediyorum.
Peki kitapla ilgili eleştirilerim olacak mı?
Elbette ki hayatında ilk kez bir roman yazan genç bir yazarın bir takım acemilikleri olacaktır. Ne kadar araştırma yaparsa yapsın bazı önemli ayrıntıları gözden kaçırması da kaçınılmazdır lakin ben tüm bunları görmüyorum. Gördüğüm tek şey muazzam bir azimle ortaya çıkarılmış olan bir eserdir ve bu eseri genç, engelli bir kardeşimiz yazmıştır. Hatta doğrudan doğruya yazmış bile değildir zira kendi kitabını imzalarken bile oldukça zorlanan bu kardeşimizin kitabını yazan aslında bir lise öğrencisi olan kardeşi Merve’dir. Yani Talha söylemiş, Merve yazmıştır. Bu bakımdan bizlerin bu kitapla buluşmasında çok önemli bir rol de Merve’ye aittir.
İlmek yayınlarından çıkmış olup şu anda ikinci baskısını yapmış olan bu kitabı okumanız inanın ki asla zaman kaybı olmayacaktır.
Bir engelli babası ve kendim de engelli bir insan olduğumdan bu kitabın ortaya çıkmasında katkıları olan Başta Bağcılar Belediyesi ve İlmek Yayınları olmak üzere, kitabın tanıtımı için İstanbul- Ümraniye’de açmış oldukları Mihmandar Kitap Cafeyi Talha Yıldız’ın hizmetine sunan değerli yazar Nuran Taydaş Çal Hanımfendiye ve eşi Cüneyt Çal’a ve tabii ki evladına desteğini bir saniye olsun eksiltmeyen Talha Yıldız’ın annesine çok çok teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
Ne güzel bir iletişim bu kardeşimizi tanımanız ve bize tanıtmanız. Talha Kardeş de hastayım diye, nasılsa bir işe yarama diye bir düşünceye asla kapılmamış ve hayat sımsıkı tutunmuş... Yolu açık, bahtı açık olsun. Azim ile her şey halloluyor demek ki... Teşekkürler bu güzel tanıtım ve yazı için Sami Hocam...
Taha YILDIZ'ı kutluyorum. Umarım en kısa zamanda okuma fırsatı bulurum kitabı.
Sizi de Taha yıldız'ın emeğini yazınıza taşıdığınızdan dolayı teşekkür ederim.
Selam ile.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.