- 2530 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
Paramparça
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
"İNSAN DÜNYADA HAYAL ETTİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR."
(Yahya Kemal)
Hayatı ve varoluşu hayaller olmadan tanımlamak çok zor, tıpkı bir amacı olmayan yaşamı tanımlayamadığımız gibi.
İnsanların dünyası sınırsızdır, yapabileceklerinin, hayal edebileceklerinin sınırı yoktur.
İnsanoğlu hayal kurmayı çok sever, hem de en güzelini, en iyisini, hatta en imkansızını, yıkılmasına ihtimal dahi vermez.
Öyle ya; kim bilebilir, kim kestirebilir hayalin kırılma noktasını.
Ya da ruhunun derinlerinde ve hayatının temelinde oluşturacağı çatlakları kim tahmin edebilir.
Herkesin mutlaka bir hayali vardır.
Hayalinde huzura, mutluluğa dair şekiller/ değerler yaratır.
Ona inanır, ona can vermek ve onunla bütünleşmek için uğraşır.
Kimi fazla hayalperesttir.
Kimi başkalarının hayallerinden beslenen hayat taciridir.
İnsanoğlu umutsuz/amaçsız yaşayamaz.
Hayal kurar, umut bağlar bir şeylere, birilerine.
Kimi sevgiliye, kimi işine, kimi eşine dostuna arkadaşına, kimi yaşama/geleceğe dair hayaller kurar.
Kim yıkılacağını bile bile hayal kurar ki. Sınırsız sevenler, umut edenler, güvenenler, zamanını feda edenler, tereddütsüz inananlar, daha ileri gidip bütün kalbiyle varlığını adayanlar; sonunda karamsarlığa ve hayata küskünlüğe kadar sürükleyeceğini tahmin edebilir mi…
Aslında hayal kırıklığı değildir insanı yıkan, bütün bunların boşa olduğunu anlamak yıkar insanı.
"SANKİ GÖNÜL HEVESLİYMİŞ GİBİ KANDIRILMAYA,
ÇOĞU KEZ BİLE BİLE LADES DERİZ HAYAL KIRIKLIĞINA"
İnsanın en büyük hatası; kendi kapasitesiyle, karşı kapasitenin ölçümünü yapamamasıdır. Çoğu kez olmayan anlamlar yükleyerek ve bunlara bağlı sonuçlar üreterek başlar hayal kurmaya. Aradaki fark ne kadar fazlaysa, hayal kırıklığı da o kadar büyüktür.
Hayaller gerçeklerle karşılaşınca kırılmaya başlar.
Tam da “gerçek” dediğiniz bir anda yalan olmasıdır hayalinizde oluşturduklarınızın. Tutunduklarınızın, tutunduğunuzu sandıklarınızın, umduklarınızın, inandıklarınızın, güvendiklerinizin bir anda yok olmasıdır. Yarım kaldığınızın, yarı yolda bırakıldığınızın adıdır hayal kırıklığı.
Meçhul olan; bunun üstesinden gelip gelemeyeceğiniz ve bu süreçte daha neler atlatacağınızdır.
Güçlüyseniz altından kalkarsınız, değilseniz !!
Umutlar insanın yaşam ağacıdır.
Her hayal kırıklığı, bir umudun kırılma noktasıdır.
Her defasında yaprakları dökülür, dalları kırılır, sarsılır kök.
Kurumaya görsün.
Umutların kurumaması için fazla hayalperest olmamalı insan, sınırsız hayaller kurmamalı. Unutmamamız gereken; her insanın bir kapasitesi vardır, herkesin alanı taşıyabildiği kadardır.
Hayal kurarsın, uğraşırsın uğraşırsın günlerce, aylarca. Tam da yaklaştım, kavuştum derken; birileri çıkar ve aynasını senin yüzüne tutar, gerçekleri yüzüne tokat gibi çarpar. Ardından çöpe dahi atmaya kıyamadığın bir sürü paramparça olmuş hayal kalır yerlerde.
Kimseye kızamaz, küsemezsin, çekilir bir kenara kendinden nefret edersin.
Hayal kırıklığı deyip geçmeyin; kimine, bir daha hayal etmemeyi, iyi kötü ayırmaksızın kimseye güvenmemeyi, kimseyi özlememeyi, beklememeyi, sevmemeyi, inanmamayı, korkusuz yaşamamayı, içine kapanıp susmayı öğretir. Kimine yaşadıklarından ders almayı öğretir.
Kimine yapacaklarından, yaşayacaklarından uzaklaşmayı, en kötüsü de hayattan soğumayı öğretir.
Hayal kırıklığı insanın iç dünyasına bir vurgundur, yıkıntılar altında tek başına çıkması çok zordur.
Hayata ve hayatınıza kattıklarınıza dair beklentilerinizi küçük tutun. Beklenti ne kadar büyükse; hayal kırıklığı da o kadar büyük olur. Ve akabinde çekeceğiniz acı…
Kaybetmemek ve acı çekmemek için; kendi kuralına göre değil; alanına göre hayal kuracaksın.
Bunun için her daim yanında bir aynan olacak ve ara sıra kendi yüzüne tutacaksın. Önce kendini tanıyacaksın, kendi gücüne, kendi çapına/alanına bakacaksın.
Sonra kuracaksın yapacaklarının hayalini.
*Müsadenizle*
YORUMLAR
Müsaade sizin!... :))
Psikolojik irdelemeleri ve örneklere saptamalarıyla 'nokta atış' yapan... yetkin bir kalemden çok başarılı bir deneme...
Hem de öyle böyle değil... Ustaları aratmayacak kadar donanımlı bir yazı...
Yazınızı birkaç kez okudum... O kadar hayatın içinden, o kadar bizden ki!... Günün Yazısı seçkisinde gerçekten yerini dolduran düzeyi çok yüksek bir yazı...
İlk kez yazınızı okuyorum ama artık gözüm adınızı arayacak...İçtenlikle kutlarım... Daha nicelerine...
Seçici Kurulu da bu başarılı tespitlerinden dolayı kutlarım...
Değerli site yetkilileri ve değerli kalemdaşlarım.
İşlerimin yoğunluğu nedeniyle edebiyattan uzak kaldım.
Nasıl da özlemişim bu duyguyu, pişmanlık hissettim.
Yazımın güne gelmesi beni onurlandırdı.
Emeği geçen site yetkililerine, seçki kuruluna, zaman ayırıp okuyan ve yorumlayan canlara sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Çok teşekkür ederim.
Hep sevgiyle ve huzurla kalın.
Her şey gönlünüzce olsun.
Savunma mekanizmalarını da düşündüm şöyle bir
Sözgelimi
"Savunma mekanizmaları, kişide rahatsızlık hissi uyandıran kızgınlık, üzüntü, suçluluk gibi duyguların kabul edilebilir hale getirilmesinde rol alır." şeklinde bir tanımda ilginç
Dolayısıyla psikolojik savunma duvarımızın sağlamlığı önemli ve yıkılmaması, o duvar yıkıldı mı altında kalırız maazallah
O açıdan hayal kırıklıkları elbette önemli
Bazı insanlar köpekbalığı misalidir, egemenlik alanları sözkonusu ise büyük egodurlar, parçalarlar alimallah
Kuşkusuz köpekbalığı içgüdüsel hareket ettiğine göre insan çok daha korkunç hal alabilir tutum ve davranışlarında
Psikopat ve sosyopat karakterlere karşı da dikkatli olmak gerekir
İnsanın tüm enerjisini alabilirler
Bunlar birebir yaşanmadan anlamına varılması gereken hususlar, yaşandı mı enkaz da bırakabilir ardında, her tecrübenin faydası olmaz hani, bazıları zararlı hatta yıkıcıdır
Nihayet
Gün başarınızı kutlarım
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla...
İnanmak aldanmanın yarısıdır derdi geveze bir bilge...
Yani bizler; üç kuruşluk hayallerimize verdiğimiz beş kuruşluk değere rağmen, hep o aradaki iki kuruşa satılanlar mı oluyoruz... :)
Davul bile dengi dengine mi yani...
Peki ahenk ve hayatın renklerini neresinden yakalayacağız o vakit?
Ya da... Korkmamak, kırılmamak üzerine mi yaşayacağız?
"Güçlüyseniz altından kalkarsınız, değilseniz !!"
Sanırım ben "değilseniz !!" seçeneğinin muhatabıyım...
Ama yazı öyle mi?
Dilerim, bizi bize gösteren güçlü aynalar olsun hayatımızda...
Ya da biz kendimizin aynası olabilelim...
Mesela, her sabah aynada gördümüz yüz olsun, bizi anlayan, tamamlayan...
Ve iyi davranalım, elimizde olana...
Gerisi gelir, gelmese de olur...
Harikaydı...
Nicelerine inşaAllah...