- 876 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
17 YAŞ EN YAŞ YEDİNCİ BÖLÜM MUSA DİRENİYOR
YEDİNCİ BÖLÜM
Nurcan o akşam hiçbir şey olmamış gibi gitti evlerine . Akşam Hüsmen Efendi yemekte biraz sataşır gibi olunca, anında almıştı ağzının payını . Kız ben sana bu beli açık şeyleri giymeyeceksin demedim mi ? Üstelik üç dersten ihmale kaldın, elinde hiç kitap falan görmüyorum. Sınıfta kalırsan boşa gider bunca emek. Hamal mıyım ulan ben? Ben okulu bırakıyorum. Okuyup da ne olacağım sanki. İşe girip çalışırım daha iyi. Hem artık benim nasıl giyineceğime de karışmayın. Kızların nasıl giyindiğine bir baksanıza. Bu ne yobazlık ya. Kavga yine her zaman ki gibi olmuştu, ama bu sefer altta kalan Nurcan değildi. Kendi kendine Musa’nın onu mutlu edip edemeyeceğinin hayalini kuruyor, birkaç aydır çok mutlu olduğunu, aynı sevginin ömür boyu devam edebileceğini hayal ediyordu.
Odasına çekildiğinde külotuna koyduğu tuvalet kağıdını çıkartıp, açık pembe renkli birkaç damla kana şöyle bir baktıktan sonra fırlatıp tuvalete atmıştı. Korktuğu gibi canı çok acımamış, üstelik epey de zevk almıştı. Kendi mutfağını düzenleyeceği, misafir salonun köşelerine çiçeklerini koyacağı, evlilik resimlerini, çocuklarının resimlerini duvarlara çakacağını, kocaman bir yatağının olacağı büyük bir ev hayal ediyordu. Babasının yeni aldığı, Musa’nın da boyadığı ev, çok güzel olurdu ama babası verir miydi işte bu belli değildi. Parmağını yavaşça vajinasına sokup yırtılmış olan zarın cidarına şöyle bir dokununca canının yandığını hissetmişti. Birkaç gün ilişmemeliydi Musa ona. Ama o hayvana bunu nasıl anlatabilecekti? Güzeldi şu lanet zardan kurtulabilmek. Hem, kadın olunca, iç orgazm olacak, çok daha fazla zevk alacaktı.
Günler babası ile kavgalarını, annesinin azarlamaları ve ablasının ona hak veren nasihatleri ile geçip gidiyordu. Musa’nın kaldığı yerin de boyanması için ustalar daireye girmişlerdi. Bu da onun daireyi kısa bir süre sonra teslim etmesi demekti. Artık Hüsmen efendinin dairesine taşınmalıydı. Ama nasıl? Yolda iki eli cebinde, başı yerde ,kaldırım karolarının ucuz işçilikle nasıl dengesiz ve eğri büğrü döşendiğini düşünürken, birden karşısında beliren Hüsmen Efendiden kaçamamıştı, Ellerini cebinden çıkarıp en terbiyeli haliyle ,Selamın aleyküm Hüsmen Efendi nasılsınız ? diyebilmişti. Hüsmen efendinin cevabı, kaldırım kenarına okkalı bir tükürük fırlatmak olmuştu. Utan be, yaşından başından utan, niye tükürüyorsun lan tüm bük? Sana ne kötülüğüm dokundu? Allah’ın emri ile kızını istemek suç mu? Hay senin delikanlılığına, şerefsiz adam. Ulan Çingene , sen kim, benim kızımı istemek kim? Senin ne boklar yediğini komiser Kemal anlattı be, bire rezil adam, oğlancı pis kulampara. Kızımdan uzak dur yoksa, perişan ederim seni. Araya giren esnaf bu hakaret dolu tartışmanın hangi sözlerle süreceğini merak ederek, iki adamın birbirine vurmalarına engel olmuştu. Komiser Kemal onu Karaman’da yakalayan polisti. Musa’nın haberi yoktu ama komiser onu adeta adım adım izliyordu. Musa’nın etrafında dönmesi Komiser Kemal’in de pek hoşuna gitmemişti. Günah benden gitti be Hüsmen Amca. Senden rızanla selam bile alamıyorsam, zorla kızını almam da ne bir sakınca var? Herkes şahit olsun ki , senin kızın ,benim helalimden karım olacak. Kız beni seviyor ulan moruk. Ulan kızımdan uzak dur serseri. Daha reşit olmayan kıza yaklaşma, seni polise veririm, orada ananı da .ikerler. Yeterince yaklaştım ulan. Vereceksen ver mahkemeye, asıl sen bana yalvaracaksın.
Esnafın bakışları birden değişmişti. Olayı izleyen şişman kasap, ta be dürzü, sen kimsin lan mahallemizin kızına ilişmekten, yanaşmaktan bahsedersin? Kahveci Recep, Üsmen Ağa be ya, ne der bu baldıra çıplak densiz? Sen kim Nurcan bacımız kim lan. Ta be, senin ağzını yırtarım be yav. Musa birden bütün herkese ,hatta dünyaya posta atmak ihtiyacı duymuştu. Ulan yağcılar , size ne Hüsmen Ağanın kızından? Elinize geçsen önce siz düzmeye kalkarsınız, be pezevenkler. Bu laflar ,Hüsmen Ağanın eski dostlarını çıldırtmaya yetmişti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.