- 876 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SABAHA KİM ÖLE KİM KALA
SABAHA KİM ÖLE KİM KALA
Şu an saat 03:25 vakit gece yarısını çoktan geçti. Çevremdeki evlerin lambaları çoktan sönmüş, insanlar kim bilir kaçıncı rüyalarına yelken açarak güneşin doğmasını bekliyor. Bir ben mi ayaktayım, bir ben miyim gecenin huzur veren koynunda sabahlayan? hiç sanmıyorum. Kim bilir kaç seven ayrı kaldığı sevdiğine hasret kokan şiirler yazıyor, dost bildiği karanlık gecelerde. Belki de şuan bir hasta yakını çaresizliğinin acısını geceye mal ederek, nefretini kusuyor.
Aslında pek kimse sevmez geceyi. Çünkü gece dertlerin efendisi, mutlulukların düşmanıdır. Çirkinlikleri, dile getirilmesi zor itirafları, pişmanlıkları saklar siyah örtüsünün altına. Her şeye rağmen dosttur, çaresizliklerde sığınılan tek limandır, ben ve benim gibi karmaşık insanlar için.
İlk babamın hastalığıyla başladı geceye olan aşinalığım, ilk o karanlık gecelerde öğrendim kimselere göstermeden göz yaşlarımı saklamasını. Ve ilk o zaman sevdim kafamı göğe kaldırarak yıldızlarla beraber dua etmeyi.
Geceyi seviyorum, çünkü iyi ve kötü günümde hep yanımda oldu.
Geceyi seviyorum, çünkü bana tek bir gün ihanet etmedi.
Geceyi seviyorum, çünkü yanımda olmayan tüm sevdiklerimle beni buluşturdu.
Onca yıl gecelerime hep başkalarını sığdıran ben, bu gece ilk defa kendimi düşünüyorum, kendim için endişeliyim ve kendim için dua ediyorum.
Bu gece saat 00:05 sularında kendime kahve hazırladığım sırada küçük bir baş dönmesi sonucu yere yığıldım, sanırım düşme esnasında kafamı bir değil bir kaç kez duvara çarptım. Yaklaşık on beş dakika hiç kıpırdamadan olduğum yerde kendime gelmeyi bekledim. Birden aklıma ev halkının uyumuş olduğu geldi. Aniden her hangi birinin uyanarak beni yerde görmesi ve gereksiz panikler yaparak ağrıyan başımı biraz daha ağrıtması istediğim en son şeydi.
Bu nedenle hemen ayağa kalktım ve odama geçtim, amacım biraz uzanarak dönen başımı dinlendirecek, sonrada kalkıp bitirmem gereken yazılarımı tamamlayacaktım.
Çarpma sonucu kafamda oluşan şişliği yatağa uzandığım anda farkettim. Beni bilen, bilir canım öyle çok tatlı değildir, en ufak bir rahatsızlıkta anlamsız nazlar yapan süs bebeği de değilim. Cahil cesurdur cümlesi cuk diye gelmiş benim üzerime oturmuş gibi. Bu kadar güçlü yapıma rağmen, İlk defa bu gece kendim için korktum, ölüm korkusu değildi benim ki, anlatılması güç bir durum. Ani ölüm olacaktı benim ölümüm ve sevdiklerimle vedalaşma vaktim olmayacaktı
Kendimi toparladım yataktan kalkarak mutfağa geçtim bu defada. Koca bir fincan çay koydum kendime, uyumamam gerekiyordu ve bir şeylerle oyalanıp zamanın geçmesini beklemeliydim. Bilgisayarımı açtım ve beyin kanaması belirtilerine bir göz attım. Neyse ki şu an için sadece baş ağrısı ve uyuşukluk hakim üzerimde başka belirti de yok zaten. Bu nedenle kimseyi yatağından kaldırıp telaşlandırmamam gerek.
Şu an saat 07:28 i gösteriyor. Bendeki uyuşukluk halen devam ediyor ve sanırım hafif mide bulantısı başladı. Yazımı yarım bırakarak yatağıma geçmeyi planlıyorum. Çünkü daha fazla ayakta duracak halim kalmadı.
Dinlenmeye çekilmeden önce şu an yazdığım yazımı bir arkadaşıma yollayarak her hangi bir olumsuzlukta yazımı benim adıma devam etmesini isteyeceğim. Umarım buna gerek kalmaz ve kendi yazımı yine kendim tamamlar sizlere ulaştırırım. Şimdilik hoşçakalın.
*****************
Merhaba..
Sanırım bu defa da kefeni yırttım. Gece yaşadığım onca korku boş bir evhamdan başka bir şey değilmiş. Çok şükür bunu da sessiz, sedasız atlattım ve hayatıma kaldığım yerden devam edebilirim artık.
Siz, siz olun benim gösterdiğim cahil cesaretini göstermeyin. Sağlık şakaya gelmez, en ufak bir rahatsızlığınızda en yakın sağlık kuruluşuna giderek, muayenenizi yaptırın.
Filiz Bahcıvan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.