- 1322 Okunma
- 2 Yorum
- 6 Beğeni
Havva'dan Mevla'ya
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Mevlana dervişleriyle yaptığı sohbeti bitirdikten sonra,bir derviş telaşla odaya girdi ve heyecanla,uzaklardan gelen genç birisinin kendisini ısrarla görmek istediğini haber verdi.
Mevlana , ’’ Buyursun bakalım ’’ diye izin verdi.
İçeriye orta boylu,cübbesiz,külahsız ve sakalsız,çok sade giyinimli bir delikanlı girdi.
Mevlana yerinden adeta bir ok gibi fırladı.Bu zatı mana aleminden tanıyordu.Bu,kendisi gibi çağlara damgasını vuracak yiğit bir HAKK aşığı olan Yunus Emre idi...
Heyecan ve hasretle kucaklaştılar.
Odadaki dervişler bu samimi karşılamaya bir anlam verememişti,ama ortamın manevi yükünün yoğunlaştığını anlamakta zorlanmadılar...
Daha sonra Mevlana ve Yunus Emre Karşılıklı Dini Şiirler Söylediler...Bir Mevlana Söylüyor...Bir Yunus Emre Söylüyor... Dervişlerde onları hayranlıkla izliyordu...
Yunus Emre ve Mevlana birbirini özleyen iki kardeş gibi yan yana oturdular...Mevlana sordu ;
- Pek güzel, Pek Sade giyinmişsiniz.Üzerinizde hırkanız bile yok ,üşümezmisiniz ?
Yunus Emre şiirle karşılık verdi ;
Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen,hırkaya muhtaç değil
Mevlana beğendiğini belli eden bir hareket yaptı.Ve yine sordu ;
- Pek doğru söylersiniz.Nasılsınız iyimisiniz ? Nelerle meşgulsünüz ? Ne yapar ,ne eylersiniz ?
Yunus Emre yine şiirle karşılık verdi ;
Adımız miskindir bizim,düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmazuz,kamu alem birdir bize
Ben gelmedüm dava için,benim işum sevi içün
Dostun evi gönüllerdir,gönüller yapmağa geldüm !
Mevlana, Yunus Emre’ye Sordu;
-Biz dervişlerimize Tevhid’i öğretirken ’’ Bir elma iki ayna ’’ demiştik.Siz ne dersiniz ?
Yunus Emre cevap verdi;
Tevhid imiş cümle alem
Tevhidi bilendir adem
Bu tevhidi inkar eden
Öz canına düşman imiş.
Mevlana,Yunus Emre’nin bir süre dergahta kalmasını istiyordu.
-’’ Evet,davetimizi kabul buyurursanız,çok memnun kalacağız.Hemde size yazdığımız 6 ciltlik Mesneviyi okurduk’’ dedi.
Yunus Emre kalktı ,kapıya doğru yönelirken ilk kez şiirsiz konuştu;
-Ne kadar uzun yazmışsınız ! Çok emek ve gayret sarfetmişsiniz.Bize kalsaydı aynen şunu söylerdik ;
’’ Ete Kemiğe Büründüm,Yunus Diye Göründüm ’’
Yunus Emre Kapıdan hızla çıkıp gözden kayboldu...
YORUMLAR
Havva’lar hep mi böyle güzel olurlar?
Ya da Onları sevenler mi güzelleştiriyorlar onları bu kadar?
Havva gerçekte nasıl biriydi bilinmese de olur…
Rüzgârda savrulan sarı saçlarında savrulduk, tanıdık o meleği…
Her şeyden önce insandı, kadındı, aşktı…
Havva’dan önce aldığı bir adı vardı…
Belki gerçekten sümüklü bir kızdı ama her zaman melekti “O!”
İşte benim gördüğüm; ne varlığı yokluğuyla, ne de yokluğu varlığıyla örtüşmeyen, suya yazılan bir masal, “afet-i cihan’dı” Havva!
Ne mutlu sevdiğinin gönlünde böylesi yer edebilene…
Ne mutlu sevdiğinin yoluna yollar açan, gerçek aşka erenlere…
Hep merak etmişimdir; acaba kavuşsaydı Leyla ile Mecnun ne olurdu diye…
Mecnun’u o deryaya salarken, suskunluğunda Leyla ne haldeydi acaba…
Muamma kere muamma…
Ama çok güzel bir suret, çok güzel bir “nisa” imiş Havva…
Belki de gerçekten “affetmeyi” biliyordu Havva…
Gerçek aşk keder yüklemez, yüklenmez de…
Gerçeği bulduk Havva sayesinde, “elhamdülillah!”
Kaleminiz kavi, yolunuz da, bahtınız da açık ola Şair...
Nicelerine inşaAllah…
M.Kemal Serhatlı
ben de şair aşkla maluldür diyorum nacizane...neylersiniz mu çerağı da tutuşturmaya bir ateş lazım..yoksa nasıl aydınlansın kalplerimizin karanlığı.
Yorumunuz bile bir sohbet,bir hasbıhal tadındaydı değerli şaire..iyi ki sizler gibi ehli gönül kalemler var.
Baki selam ve saygılarımla,teşekkürler efendim.