- 366 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karga İstilası
Karga İstilası
-Kargalar bahçenizde devlet veya üs kurmaya çalışırsa-
Nasıl böyle bir şey olur demeyin. Ben de inanmazdım ama inanır oldum artık. Bahçenizi kargalar sararsa, bahçe içinde sana saldırmaya başlarlarsa birde üstüne üslük yakınındaki yoldan geçenlere de saldırırlarsa kaygı duyup önlem alma ihtiyacı hissetmez misiniz?
Televizyonda gülümseyerek böyle olaylar seyretmiştim. İlk başlarda ben de olayları gülümseyerek izliyordum. Zaman geçtikçe işin ciddiyeti artmaya başladı. Artık kargalar ciddi ciddi zarar vermeye başladı bahçeye akabinde çevreye. Akşam yatağıma başımı koyunca çoluk çocuk dâhil uyuyamamaya başladık. Allah’ım bu ne ses bu ne hareketlilik? Kargalar sanki bir sonraki gün ne yapacaklarını planlıyorlar.
Ne yaparım diye düşünmeye başladım. Böyle bir durumda ciddi bir sıkıntı veya yaralama dahi olabilir. Sorumluluk duygusuyla insan o anda birçok şeyi düşünüyor. Başkalarından yardım almak her zaman iyi sonuç vermez. Bahçemin, meyve ağaçlarımın zarar görmesine neden olabilir bu yardım. Olmaz olmaz. Yardım etme bahanesiyle evimi, bahçemi elimden alırlarsa Allah korusun. En iyisi bu sorunu kendimin çözmeliyim dedim.
Önceden de bahçemde kargalar olurdu diğer birçok kuş olduğu gibi. Zarar vermeden bahçemde arzı endam ederler, ağaçlardaki yemişlerden yerlerdi. Bahçemde salınırlardı. Nereden çıktı bu kargaşa, bu curcuna.
“Kargalar bahçenizde devlet kurmuş, üs kurmuş” sözünü komşum söylemişti. Kahkaha atarak gülmüştük. Ama şimdi durum değişti, olay ciddileşti. Bin yıldır atalarımdan bize kalan bir bahçede ayrıca çocuklarımın da hakkı var. Ne emekler verildi, ne zorluklar çekildi bu bahçe için. Bahçe sadece benim değil ki. Bizlerin, bahçede ki bütün kuşların, bütün mahallenin de bahçesi değil mi? Yok hayır diğer cins kuşlarda kargaların takındıkları durumu alırlarsa, onlar da bahçemizi istila etme yoluna girerlerse halimiz nice olur. Yemiş ağaçlarımın hali ne olur. Düşündükçe kötü bir hâl alıyorum.
Ne olacaksa olsun artık. Çevreden de çokça şikâyet gelmeye başladı. Gün geçtikçe kalabalıklaşmaya başladılar. Zannedersin ki bütün dünyanın vahşi kargaları bahçeme toplanmaya başladı. Olay uluslar arası bir hal almaya başladı. Dağdan gelip bağdakini kovmak gibi bir durum bu sanki. Kargaların kalabalığından dolayı başka da kuş görememeye başladım bahçemde.
Komşularımdan farklı sesler duyulur oldu. Dost bildiklerim düşmanca tavırlar içine girdiler. Kimi uzak komşularımdan destek sözleri duymaya başladım. Hatta kimileri buraları terk etmemi dahi söyleme cüretine giriştiler.
Büyük annemden duymuştum; “ev üstüne ev olmaz” sözünü. İlk baştan anlamamıştım ne demek istediğini. Şimdi daha iyi anlıyorum. Bazı komşularımın ilgisizliğini de gördükçe, rahmetli dedemin çok kullandığı “el elin danasını ıslık çalarak arar” atasözünü hatırlıyorum.
Sebat lazım, sabır lazım, güçlü olmak lazım, planlı hareket etmek lazım. Ev içerisinde de çatlak sesler çıkmaya başladı üstelik. Sürtüşmeler, ikilikler vs. Yapacaklarım noktasında sağlam kararlar almalıyım. Bıçak kemiğe dayandı artık.
Ümidi kırmamak gerekir. Devir, sağlam ve kararlı durmayı gerekli kılıyor. Aile içinde konuşarak güç birliğini muhafaza etmek gibi. Kargalar ne kadar zarar verseler de bahçenin tapusu benim üzerimde. Şunu biliyorum ki biz aile olarak güçlü durur isek bir yerde kargalar ve yaramaz komşular pes edeceklerdir. Mevsimler gelecek, mevsimler geçecek. Zaman birçok şeye ilaç olacak. Sebatlı olarak ve çok çalışarak gücümüzü muhafaza etmeliyiz. Bir olalım sloganı büyük devlet olmanın ilk felsefesi değil midir sonuçta?
Ocağımız kör kalmasın. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle doğulusuyla, batılısıyla bizi biz yapan kültürümüzle her türden basınca dayanıklı barometrelerimiz olmalı bizim. Uyanık ve birlik içerisinde bahçemizdeki yabanilerle mücadeleye devam...
İlkay Coşkun
20.07.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.