- 824 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"sen de kafadan engellisin" kitabım üzerine benimle yapılmış bir röportaj
“SEN DE KAFADAN ENGELLİSİN “ Kitabının Yazarı Turan Yalçın :” Oku, emrini veren Allah sanırım çevresine faydalı kitaplar hediye etmeyi alışkanlık yapanı çok sevecek ve asla unutmayacaktır”
İşitme Engelli Yazarımız Turan Yalçın yakın gelecekte “Sen de Kafadan Engellisin” kitabını yayınlamıştı. Tokat Gazetesinde yazı serisi olarak da yayınlanan bu kitabı konusunda Turan Yalçın ile keyifli bir röportaj yaptık.
SORU- “Sen de kafadan Engellisin” kitabını yazmak nereden aklınıza geldi?
TURAN YALÇIN- 2001 yılında yani, bundan 17 yıl önce Tokat Gazetesinde engelli hakları konusunda deftere yazdığım ama bilgisayara kaydetmediğim, sonrasında Tokat gazetesinde yazı serisi olarak yayınlanan bu çalışmam o zaman, şimdi rahmetli olan, Tokat’ın efsanevi sünnetçisi Tacettin Günaydın, Allah uzun ömürler versin Cemalettin Yarkın abilerimiz tarafından okunmuş, köşe yazıları yazılmıştı. O zamanda “Bunu kitap yapsana “ demişlerdi. Ama o günün imkanları ile bu olmamıştı.
Aradan 17 yıl geçmesine rağmen bu çalışma unutulmamıştı, ”bunu kitap yap” diyenler oldu. arşivimde olan defterimi çıkararak yeniden okudum. Baktım, bunun güncellenmesi, daha okunur hale gelmesi lazım. Bazı yerleri geliştirmek lazım. Oturup yeniden yazdım. Kitabın Yeni versiyonunda, Her bölümde daha önce okuduğum kitapları roman kahramanı Orhan bey, engelli Hüseyin’e hediye ediyordu. Bunun “kitap okuma kültürüne “ çok katkı sağlayacağını düşündüm. “Keşke herkes roman kahramanı Orhan gibi çevresindeki gençlere kitap hediye etse” diye düşündüm. Zaten ben konferanslarımda en çok okuyan 3 veya 5 gence kitaplarımı hediye ediyorum. Bunun hem onlar hem benim açımdan çok faydasını görüyordum. Seneler sonra bile o gençler “ Ağabey bize hediye ettiğin kitapları hem ben okudum hem babam , hatta bize başka ilden misafirliğe gelen amcam kitabı alıp gitti” diyerek sevincini belirtmesi bana ilham oluyordu. Bunu “Sen de kafadan engellisin” kitabında anlattım.
SORU-Yazı serisi biter bitmez de hemen kitap oldu. Ne çabuk? Halbuki yıllarca yayın bekleyen kitaplarınız olduğunu biliyoruz.
TURAN YALÇIN- Buna bende şaşırdım. Kitabımda yer verdiğim Almanya’da çalışan ve doktora çalışmaları yapan ve Çorum Osmancıklı değerli yazar ve ilahiyatçı arkadaşım Ahmet Rifat Sağlam’ın bir gecede okuduğum “ Dünyanın Sana ihtiyacı var” kitabı ile “ Allah de Ötesini bırakma” kitaplarını da roman kahramanı Orhan bey, romanın engelli kahramanı Hüseyin’e hediye ediyordu. Bu Rifat beyin çok hoşuna gitti ve “ Bu kitaptan Almanya’daki Türk Gençleri faydalanmalı” diye düşünerek talepte bulundu. Talep olunca da yayınevi kitabı hemen basma kararı aldı. Tabii kitap da hemen basıldı. Ekonomideki Arz talep yasası burada da kendini gösterdi. Rifat Sağlam beye bu konuda çok teşekkür ederim. Hem O’nun kitapları kitap içinde tanıtılıyor hem benim. “Bir elin nesi var iki elin sesi var” ata sözü burada da kendini gösteriyor ve el ele verince güzel şeylerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu da değer bilmenin ve yardımlaşmanın önemini gösteriyor.
SORU- Kitap beklenen ilgiyi gördü mü?
TURAN YALÇIN- Biz kitabı hemen çok ilgi görsün, hemen herkes alsın da okusun niyeti ile yazmadık. Niye Yazdık? Nasıl ki gazetede, 2001 de çıkınca aradan geçen 17 yıl sonra bile 2018 yılında dahi unutulmamışsa ve hatırlanmışsa kitapta zamanla seneler sonra elden ele, dilden dile anlatılarak okunacak. “Acele işe şeytan karışır” misali ben yavaş yavaş tavsiye edile edile kitabın okunacağına inanıyorum. Rifat Sağlam Hocanın dediği gibi “ Yayınlanması önemli . Zamanla okurunu da bulur “.Kısa vadeli değil uzun vadeli faydalı olsun diye yazdım. O yüzden” benim görevim yazmaktı , okumak ve satılması okurun görevi. Okumak istemeyene zorla okutamayız ki. Ülkemizde güzel kitapların değeri zaten geç anlaşılıyor. Biz de zamana bıraktık. Zamanla ilgi göreceğine candan inanıyorum.
SORU- Kitapta Tokat’tan pek çok insan roman kahramanı olmuş. Bu nereden çıktı.?
TURAN YALÇIN- Bana ve aileme destek olan, bizi mutlu eden insanlara bir vefa borcu olarak onları romanımda kahraman olarak göstereyim istedim. Öğrencileri “ Aaa hocamız roman kahramanı olmuş” diyerek sevinsinler. Çocuklar “ Aaa annemiz ve babamız ne kadar değerli bir romanda roman kahramanı olmuş” diye sevinerek kitabı okusun ve çevrelerine okutsunlar istedim. Burada “değer verene değer verilir” temel düşüncesini de hayata geçirmiş olduk. Gerçekten de arkadaşlarımızın romanda kahraman olarak yer almasının, onları mutlu ettiğini görünce bizlerde mutlu olduk.” Değer görmek istiyorsan insana değer vereceksin” yani. Bu güzel uygulamayı hikayelerimizde, romanlarımızda devam ettirmeyi düşünüyorum. İnsanları sevindirmek güzel şey. Değer veren insanları kitaplardan anlatarak gelecek nesillere anlatmak lazım.
SORU-Kitapta yer verdiğiniz insanlar kitaba sahip çıktı mı ?
TURAN YALÇIN- Tabii ki sahip çıktılar. Eylül ayında okullarda , dershanelerde kitap alınarak orada kitap değerlendirme toplantıları, imza günleri yapacağız. Bu konuda Mustafa Ateş beye, Bülent Dal beye, Fatih Kılıç beye ,Tacettin Ayrılmaz beye, Satılmış Akın beye, Emin Fidan beye ve kitabımızı değerlendiren Zeki Kurt, Şaban Bolat, Salih Sayar, Ali Aras, Fatih Kılıç, Şule Şahin , Hüseyin Yarıcı , Sezai Kaymak beye, Lütfi Yılmaz , Bakkal Osman beylere teşekkür ederim. Kitap henüz yeni olduğundan okuyan başkalarına da tavsiye ederek kitap zamanla okunan kitap olacak. Kitabımızı çocuklarına, torunlarına hediye edenler, kitapta verilen mesajlarla kitap hediye etmenin, engellilerin azimlerinden faydalanmanın, gayretli olmanın , gayret edenin Allah’ın her zaman yardım edeceğini görmenin sevincini yaşayacaklar.
SORU- Kitapta anlatılmak istenen asıl amaç neydi?
TURAN YALÇIN- Anlatılmak istenen iki önemli konu var. Birisi Allah’ın emaneti olan engellileri anlamanın, onları sevmenin, onlara yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu, onlara gerçek manada değer vermenin bir erdem olduğunu anlatmak istedim. Engellilere yardım edenin daha mutlu olacağını ve karşılığını Allah’ın vereceğini anlattım. Güzel şeyler yapmaya gayret edene Allah ‘ın yardımı ile tüm evrenin torpil yapacağını anlatıyorum. Kitabı yazarken de yaşadıklarım hep göz önüne geldi. Biz ne yazık ki toplum olarak engellilere yardım etmek yerine alay etmeye bakıyoruz. Bu yüzden de huzur bulamıyoruz çok zaman. Engellilere Allah rızası için yardım edenlerin daha mutlu olduğunu göstermeye çalışıyorum. Hayatta bunun çok da güzel örneklerini gösteriyorum. Kitap hediye eden, insanlara gereken değeri verenlerin mutlaka değer gördüğünü boş insanlardan uzak kalmanın erdemlerini anlatıyorum. Kısaca hayatı anlatmaya gayret ediyorum.
SORU- Öteki önemli konu ne?
TURAN YALÇIN- “Kitap hediye etme kültürü” ne katkı sunmak istedim. Burada Hüseyin ile Orhan her buluşmada sohbet bitince ağabey ve hoca konumunda olan Orhan okuduğu ve beğendiği kitapları Hüseyin’e hediye ediyor ve o da okuyunca gelişiyor, arkadaşları ile paylaşıyor ve bu da elden ele kitabın okunması anlamı taşıyor. Bizde kitap hediye etme kültürü yok, sigara ikram etme kültürü var. Üreten, bir eser ortaya koyan ile seviyor görüntüsü ile alay etme cahilliği ve kültürü var. Bunun farkında olan ama kendini düzeltmeyen insanlarımız da var. Bu kitapta anlatılanları okuyunca insanın kitap hediye etme paylaşma isteği artacak sanıyorum. Kitabı okuyan akıcı olduğunu yavaş yavaş sindirerek okuduklarını anlattılar. Saklayarak şu an küçük olan ama büyüdükleri zaman yeğenlerine, çocuklarına okutacaklarını söylediler. İnşallah öyle olur amacımızda o zaten. Kitap hediye etmek çocuklara güzel gelecek hediye etmektir. “Oku” emrinin olduğu yerde okumamak insanın kendisi ile çelişmesi. “Oku” emrinin olduğu yerde gençlere ve çocuklara kitap hediye etmek sanırım “OKU” emrini vereni çok mutlu edecektir. Bu sanırım çok önemli bir şey. Bunu unutmamak lazım. Akılda hep tutmak lazım. Çocuklar ve gençlerin kendine kitap hediye edeni asla unutmadığına şahit oldum. Ben bile hiç unutmam kitap hediye eden Osman Konmaz abimizi. Unutulmak istemeyen insanlar çevrelerine kitap hediye etsinler yazarından hediye kitap istemek yerine kitap alarak hediye etsinler. Görsünler o zaman farkı.
SORU- Kitapta bir de “Ömer Efendi kurabiyeleri” var.
TURAN YALÇIN- Bilgi var , paylaşım var, kitap hediye etmek var, işletme var, iş yönetimi var, dostluk var. Tabii çay ve kurabiye eşliğinde . “İnsan görmek istediği kadar vardır” sözü gereği kim neyi görmek isterse onu görüyor. Kimi bilgi, sevgi ve kitap paylaşımını , kimi de çay , kahve ve kurabiyeleri görür. İnsanlar yaşlı iken bile olsa kermeslere kurabiyeler yaparak, satarak bu para ile maddi ,imkanı olmayan gençlere burs vererek de insanlara yardım edebilir. Bu fikri anlatmaya çalıştım. Umarım anlayan anlamıştır.
SORU- Kitabın adı da ilginç ve dikkat çekici. Neden “Sen de kafadan Engellisin
TURAN YALÇIN- Cevizin kabuğunu kıramayan cevizi hep kabuğundan ibaret sanır. Kitabın kapağı bir ilginç. Kapağına bakarak herkes birbirine şaka yapar. Halbuki her şeyi gırgıra almak, yardıma ihtiyacı olanla alay etmek, yardıma ihtiyacı olmayana yardım etmek, insanları yağlamak yüzlemek toplumda yaygın olduğundan kimse okumaya zahmet etmeden yorum yapıyor. Mesela “Akıcı üslubun var, Türkçe’yi güzel kullanıyorsun” diyen de var , kendisi hiç kitap okumadığı halde, kitabı okumadığı halde “Türkçe’n bozuk , çok okuman lazım “ diyen de . Kendisi okumaya muhtaç değil de bana okumayı tavsiye ediyor. Aklı sıra hem alay ediyor hem de sanki bana yardım ediyor. Kitabı alıp okuma, çocuklarına hediye etme zahmetine katlanmadan eleştirmek insanı bu kadar komik yapıyor işte. Okumayan adamın hali bu . Hep yediğine bakmak, hem yiyecek şeylere bakmak. Düşünmeye, okumaya zaman ayıramamak insanı böyle komik duruma düşürüyor. Sanırım kitabın ismi de bu şekilde anlaşılıyor. Konuyu kitapta detaylı anlatıyorum.
SORU- Kitapta “Engelleri Aşanlar” kitabınıza çok gönderme var. Neden?
TURAN YALÇIN- Bu kitabımız bazı engelliler tarafından okunarak, üzerine düşünülerek, uygulanarak hayatı değişen engelliler oldular. Elden ele dolaşan bir kitap oldu. Mezun olan çocuk gelişimi öğrencileri “Bu kitabı öğrenciliğimizin başında okusaydık hayatımız daha kolay olurdu” diyenler oldu. Öğrencilerine yardımcı ders kitabı olarak okutan birkaç Öğretim üyesi oldu. Birbirine hediye eden insanlar ve kurumlar oldu. Kitabımızda istedim ki, bu kitaptan faydalanma daha da artsın ve insanlar engellilerin azimlerini anlayınca ve onlara gereken değeri verince hayatlarında olumlu şeylerin ne kadar arttığını görsünler. Anlasınlar. Bu kitabımızı geliştirerek yeni baskılarla okurlara buluşturmaya devam edeceğiz. Engellilerin örnek hayatlarını engellileri gerçekten severek gençlere örmek göstermeliyiz. Bu kitabı özel okullar, dershaneler, kurumlar topluca alarak müşteri ve öğrencilerine kitabımızda anlattığımız gibi hediye eder ve bizleri konferanslar ile dağıtım törenlerine davet ederseler o zaman bizlerde güzellikleri anlatarak daha faydalı olmaya bakarız. ”Engelleri Aşanlar” yayınlandığı 4 yılda birkaç baskı yapan bir kitap ve zamanla daha da iyi anlaşılacak. Ben bile yazarken engelli dostların ve tarihe mal olmuş şahsiyetlerin hayatından çok ilham aldım. O kadar severek isteyerek yazdım. Hayatlara dokunmak, insanların daha mantıklı ve olumlu düşünmesine destek olmak çok mutluluk verici bir şey. “Sen de Kafadan Engellisin” kitabının da “Engelleri Aşanlar” kadar zamanla ilgi göreceğini umut ediyorum.
SORU- “Sen de Kafadan Engellisin” sanırım 6. Kitabınız. Sırada hangi kitabınız var.?
TURAN YALÇIN – Vefa Dağıtım c planı yayınları 2013 de görme engelli Halis Kuralay beye “Kör Öyküler” i, Ortopedik Engelli Ayhan Bahçeli’ye “Topal Öyküler” kitaplarını yazdırmıştı. “Sağır Öyküler” i yazmak da bana nasip oldu. Yayınlanmasını yazarı olarak ben ve işitme engelli arkadaşlarımız merakla ve ilgi ile bekliyorlar. Bu arada kitaplarımızı yayınlayan Az Kitap da başka kitaplarımızı yayınlayacak sanırım Eylül ayında. Yazıp yayınevlerine teslim ettiğim kitap çalışmalarımızın yayınlanmasını merakla bekliyoruz. Okuyucu kitaplarımızı satın alarak kendi okuyacak , daha çok alıp çevresine hediye edecek ki, yayınevleri de yeni kitaplarımızı yayınlasın. Sırf laf olsun diye kitaplarımızı alıp okumadığı halde “yeni kitabınız ne zaman yayınlanacak” diyen o kadar çok insan var ki insan hayret ediyor. Kitaplarımızı alıp okumayan insanların kitaplarımız hakkında olumlu da olsa olumsuz de olsa yorum yapması o yüzden bana anlamsız geliyor.
SORU- Yani gerçek destekçi kitabı satın alan öyle mi?
TURAN YALÇIN- Akrabamız da olsa bakkalımız, kasabımız bizlere nasıl bedava hizmette bulunmuyorsa bir kitapta aylarca yıllarca emek verilerek yayınlanıyor. Sanırım bunun da bir sigara kadar para verilerek alınması lazım. Sigara zararlı kitap ise alıp okursan sana, sonrasında başkasına hediye edersen ona faydalı şey. Hatta kitapları saklarsan önce çocukların sonra torunların okur. Kitaplarımızı torunlarına miras bırakan dedeleri duymuştum da çok duygulanarak zevkle okunan hikayelerini yazmıştım. Bence en büyük dede ve baba çocuklarına güzel yazılmış ve ders veren kitaplar hediye miras bırakanlardır. Yazmak bizim görevimiz, satın almak çocuklara, torunlara ve yeğenlere hediye etmek de okurun ve gerçekten yazarı sevenlerin görevi. Herkes görevini tam yapmaya gayret ederse toplum daha güzel olacak . Anlayana
Çok teşekkür ederiz güzel bir röportaj oldu. Kitaplarınızın daha da çoğalması dileğiyle…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.