- 860 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Neden Aşk
Aşk; ister hakiki, ister mecazi olsun insanın kendisinden kendisine yaptığı o bir nefeslik seyahat esnasında ulaşabileceği en güzel beldedir.
Rabbimiz elest bezminde bütün ruhları bir araya getirip Cemali ile tecelli ederek ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim’ diye hitap ettiğinde bütün ruhlar O Cemalin güzelliği ve hitabın cezbesi ile mest ve sarhoş olmuşlar, hayrette kalmışlardı. Lakin imtihan gereği bu süfli geldiklerinde o dostluk meclisini unutup heva ve heveslerine, dünya meşgalelerine dalarak o saf lezzetlerden ayrı kalmışlardır. Bu sebepledir ki bilerek yada bilmeyerek o huzuru, o lezzeti ararlar. İnsanların güzele ve güzelliğe olan meyli de yine bu yüzdendir. Sizler de muhakkak şahit olmuş ya da iç dünyanızda tecrübe etmişsinizdir ki, bir nükte, şiir veya şarkı, ne zaman bir kelam duysa insan aşka dair, gayri ihtiyari kulak kesilir. Aksi elinde değildir, yaralıdır çünkü kalbi ve merhemi de aşkı yaratanın kudreti elindedir.
Öyle inanıyorum ki; ilahi ya da beşeri olsun saf aşkın dilini bilen ve anlayan insanlar önce kâinatın sonrasında ise kendi varlıklarının anlamını daha kolay idrak edecekler ve bu sayede daha kâmil bir insan, Allah’a daha iyi bir kul olma yolunda kabiliyetli olacaklardır.
Çok bilinen bir kıssadır;iki arkadaş bir mürşid’i kamilin dergâhına varmış ve ‘Efendim biz size talebe olmak istiyoruz’demişler.O da birisine dönüp sormuş;
_Evladım sen hiç aşık oldun mu?
Hayır demiş bizim ki. Diğerine de aynı soruyu yöneltmiş,o da hayır olmadım diye cevap vermiş.Veli zat bunun üzerine ‘evladım iyi düşün hiç mi bir şeyi sevmedin,çiçekten ,böcekten,çocuktan ,şundan bundan.Bunun üzerine delikanlı ,efendim demiş;benim bir zamanlar sarı bir öküzüm vardı,ben onu çok severdim.
Tamam demiş arif kişi;sen kal,senden bir şeyler olabilir.Diğerine de dönüp ‘sen git evladım demiş,sevmeyi bilmeyene biz bir şey yapamayız’
‘olmak yada olmamak ,işte bütün mesele bu’ .Mal bulmuş mağribi gibi (sözüm meclisten dışarı) sarılsa da bu söze düşünme konusunda üşengeç insanlar ,asıl mesele bu değildir. Zira var olup olmamak insanın elinde değildir.Asıl mesele bizce istemek yada istememektir.Aşk işte bunun için çok değerlidir çünkü insanı harekete geçirecek isteği,arzuyu ve her türlü zorluğa karşı dayanma gücünü sağlayan hormonları harekete geçirir.Ruhu yönlendiren hormonlar vardır ki bu madde ile mana arasında ki sırlı bir ilişkidir.
Sadece dini hayatla sınırlamayalım, hayat içinde ifa edilmesi zaruri her hangi bir mesuliyet için, kendimize veya bir başkasına, çocuğumuza, o işin, davranışın ne kadar gerekli olduğunu, yapmazsak maddi manevi nelerle karşılaşacağımızı her ne şekilde anlatırsak anlatalım, hiçbir usûl sevginin gücü kadar etkili olmayacaktır. Sanat dahi, ilim dahi aşksız, kıyl ü kâl değil midir?
Biz yeter ki aşkın tohumunu atalım kalplere, sevdirelim her ne sevdirilecekse. Bu gün olmaz belki ama bir gün mutlaka o tohum kalbin mümbit toprağında filizlenecektir. Kişisel gelişimcilerin yetersiz kaldıkları husus işte budur. Zira onlar güdüleme yoluyla sadece nefsi muhatap alır, bununda etkisi depo boşalana kadardır. Bizim burada anlatmaya çalıştığımız ise insanın kayıt defterinde değişiklik yapacak, onu formatlayıp Allah ın yarattığı haliyle fıtri ayarlarına geri döndürecek yapısal değişikliklerdir.
Peki bu nasıl olur. İnsan nefsinde potansiyel olarak az yada çok bütün kötülükler mevcuttur.Ruhunda da yine bütün iyiliklerin ama az ama çok numunesi bulunur.Bir insan için hiçbir zaman yaptıklarına bakarak ‘bu budur’ diyemeyiz.Onlar yaptıklarıdır,dilerse eğer tamamen tersi davranışlarda da bulunabilir.İnsanın huyu şayet değiştirilemez olsaydı Allah (cc) insanı bazı zaaflarla birlikte yarattığı için (haşa)çaresiz bırakmış olmaz mıydı. İnsanın mana kodları ruhunda yazılıdır,yeniden silinip yazılacaksa değişiklik bu alanda yapılmalıdır.Bazı insanda hava,bazılarında su,ateş veya toprak unsuru ağır basar.Bu unsurların zararlı yönlerinden arınmayan insan kamil manada insan olamaz. Bunun pek çok yolu olabilir ama en zevkli ve kestirme olanı tasavvufi metotlardır.Mutasavvıflar aşk ile yakarak temizler.Bu yüzdendir ki aşkı tanımayan kimseyi meclislerinde istemezler.
YORUMLAR
"Neden Aşk"
Peki, "Aşk Neden?"
Şeytan neden bizi sevmez ve düşmandır bilir misiniz Sayın Şair...
Çünkü Rab, bize verdiği bir şeyi ona vermemiş, "aşk!"
Peki, aşk bu kadar büyük bir şey ise, nasıl sığıyor içimizdeki o et paçasına?
İşte sır da burada diye fısıldamıştı kulağıma "geveze bir bilge..."
Demiş idi ki;
"Sen aşkı kalbine değil, kalbini aşka sığdırmalısın!"
Muamma kere muamma...
Aşk'a sığamayan bir kalp nasıl olur acaba?
O Rab:
Nasıl bir aşkla, herbirimize ruhundan vere vere, nasıl da cüz cüz donatmış kainatı aşkla!
Dileğimdir;
Rabbim nefsin aşk diye sunduklarında uzak eylesin her daim...
Kaleme, kelama, yüreğe sonsuz tebriklerimle...
Nicelerine inşaAllah...
M.Kemal Serhatlı
Yazınızı okuyunca Şems'in Mevlana'ya yazdığı şiir geldi aklıma, aşka dair;
'' Heyhat...mum gibi erimiyorsa insan , yanıyorum dememeli.
Yanmaktan korkuyorsa kişi,aşk kapısından girmemeli. ''
Beşeri aşklar bir gün bitmeye mahkumdur ama ilahi aşk...işte gerçek olan ve bitmeyen budur.
Daha uzun olsaydı yazınız keşke demekten alamadım kendimi.
Güzeldi okumak , var olun.
M.Kemal Serhatlı
M.Kemal Serhatlı
balaca/züleyha tarafından 6/10/2018 12:21:13 PM zamanında düzenlenmiştir.