- 636 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim Evin Mutfağı
Eskiden mutfakların bir ruhu vardı.Kadın eli değdiği her köşesinden belliydi.Her köşesi emek kokardı. Hiçbir şey hazır değildi.Her şey evde yapılırdı.annelerimizin maharetli ellerinini değdiği en güzel köşe tabi ki mutfaktı.Gaz ocağının üzerinde mutlaka ya çaydanlık ya da bir tencere kaynardı.Banko denilen mutfak tezgahı genellikle çiçekli sümerbank basmalarından dikilmiş büzgülü kumaş parçalarıyla örtülür bankonun altındaki dağınıklık gözden saklanırdı.Rafları da annelerimizin çeyizlik örtüleri süslerdi.Raflarda bakır kaplar pırıl pırıl parlardı.Vita yağı o zamanlar mutfağın olmazsa olmazıydı..Ocak başını kanaviçe örtüler süsüler mutfağa sıcacık bir hava katardı. sanırım resimde pasta tenceresi unutulmuş.Kapağında yuvarlak küçük bir penceresi olan kek tencereleri hemen her mutfakta bulunurdu.Gaz ocağının üzerindeki kek tenceresinden mis gibi kek kokuları bütün eve yayılır beş çayı sabırsızlıkla beklenirdi.Bahçe sulanır mis gibi çiçek kokuları arasında tavşan kanı çaylar kek eşliğinde sunulurdu.Komşuluk vardı ve Komşular candan,samimi paylaşımcıydı.Her şey keyifliydi ve hayat bu kadar hızlı akmazdı.
Ramazan ayı başka güzel olurdu bu evlerde.Sahura kalkmak bu mutfakta pişen yemeklerle top patlamadan yemek faslın bitirmek hep tatlı bir telaştı.sahur telaşı bütün evi sarardı. İfatr tam bir şölene dönüşürdü.Öğle saatlerinden sonra başlayan telaşla iftara yetiştimek için o tek ocakta çeşit çeşit yemekler yapılırdı.Çocuktuk ama sorumluluk duygumuz gelişmişti evin bir ferdi olarak o telaşa hep ortaktık.Oruç tutmak için büyük bir mücadele verirdik.Güç bela ikna ettiğimiz annelerimiz hevesimiz kırılmasın diye bizi sahura kaldırır o havayı tenefüs etmemizi sağlardı.Ama çocuklar orucu ancak yarım tutabilirlerdi.Çünkü tam oruç tutmak için büyümeleri gerekti.İftar vakti top patlamasını hepimiz heyecanla beklerdik.Ramaznın da Bayramın da hakkını vererek büyüdük.Gelenek ve görenekler güzeldir.Sevgiyi,saygıyı paylaşmayı öğretir insana.Sevgi,saygı ve paylaşma ortamında büyümeyenler almadıkları sevgiyi de veremezler ne yazık ki.