- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYH ŞAMİL VE HACI MURAT
ŞEYH ŞAMİL VE HACI MURAT GERÇEĞİ,
Kuzey Kafkasya’nın efsanevi lideri ve devletleşme çabalarının en kayda değer ismi İmam Şamil, 1797 yılında Dağıstan’da Gimri (Genu) köyünde dünyaya geldi. Babası bölgenin yerli halklarından Avarlara mensup Dengau Muhammed’dir. Annesi Aşiltalı Bahu Mesedo, Avar beyi olan Pir Budah’ın kızıdır. Genç yaşında, Rus yayılmacılığına karşı Kuzey Kafkasya’da halkı gazavata çağıran Nakşibendi tarikatına dahil oldu. İlk eğitimini Said Harekani’den aldı.
Şeyh Şamil Dağıstanlı ünlü kahramanı, Ruslara karşı Kafkasya’yı ayağa kaldıran mücâhit, âlim, velî. 1797 senesinde Dağıstan’ın Gimri köyünde dünyâya geldi. Denge âilesi reisi Muhammed’in oğludur. Doğunca, verilen Ali adına, geçirdiği bir hastalıktan sonra Şâmil ismi de eklendi. İlmi ve mücâdelelerde önderliği sebebiyle İmâm-ı Şâmil ve Şeyh Şâmil namlarıyla meşhûr oldu. Kuzey Kafkasya’nın efsanevi lideri ve "devletleşme" çabalarının en kayda değer ismi İmam Şamil, 1797 yılında Dağıstan’da Gimri (Genu) köyünde dünyaya geldi. Babası bölgenin yerli halklarından Avarlara mensup Dengau Muhammed’dir. Annesi Aşiltalı Bahu Mesedo, Avar beyi olan Pir Budah’ın kızıdır. Genç yaşında, Rus yayılmacılığına karşı Kuzey Kafkasya’da halkı "gazavat"a çağıran Nakşibendi tarikatına dahil oldu. İlk eğitimini Said Harekani’den aldı. Daha sonra kayınpederi olan Nakşibendi Şeyhi Cemaleddin Gazi Kumuki Efendi’den ders aldı. İmam Hamzat’ın 19 Eylül 1834 Cuma günü Hunzah Camii’nde şehadetinden sonra, 2 Ekim 1834’de Aşilta’da yapılan toplantıda oy birliği ile imamlığa getirildi.
25 Ağustos 1859’da, Gunip kuşatmasında silah bırakıncaya kadar aralıksız mücadeleyi sürdürdü. 1869’a dek Kaluga’da ikamet etti. 1870’te İstanbul üzerinden Hicaz’a geçti. İmam Şamil, muhtelif zamanlarda beş defa evlendi. Fatimat, Cevheret, Zahidet, Emine ve Şovanat ismindeki zevcelerinden Ahmed Cemaleddin (küçük yaşta öldü), Muhammed Gazi, Muhammed Said, Muhammed Şefi, Cemaleddin ve Muhammed Kamil isimli altı oğlu ile Fatimat, Nafisat, Necabat, Bahu-Mesedu ve Safiyat isimli beş kızı oldu. Yaygın olarak bilinenin aksine, Şamil asla bir "şeyh" değildi; "siyasi otorite" yi temsil eden "imamet" makamında bulunuyordu. Şamil’in ruh ikliminde Molla Cemaleddin’in yeri büyüktü. Hocasının yanında Şamil, baştan beri büyük bir disiplin ile çalışmış, Arap edebiyatını öğrenmiş, mukayeseli ilim dalları üzerinde çalışmıştı. Büyük yerleşim birimlerinde halkı teşkilatlandırıp, aydınlatmaya çalışan Şamil, Aşilta köyüne yerleşti.Ruslar 1837 Hunzah, Gimri ve diğer önemli yerleşim birimlerini zaptedip kaleler yapmışlardı.
Sık sık yer değiştirmek zorunda kalan Şamil, düşmanın uzanmayacağı bir yerde yerleşmeyi önerenlere sağlam bir yere çekilelim, kendi yurdumuzda düşmanla çarpışalım" dedi. Bunun üzerine çok güç zaptedilir bir yer olan Ahulgoh’a yerleştiler. Henüz daha bir yıl olmuştu ki; Ruslar bütün kuvvetleriyle 1838’de Ahulgoh’u ablukaya aldılar. Cesaretin mükemmel örneğini Gimri müdafaasında gösteren Şamil, imamlığının ilk büyük imtihanını ve kumanda üstünlüğünü Ahulgoh ve Surbay savaşlarında da ispat etmişti. Ahulgoh’ta günlerce mücadele eden İmam, buradan kuşatmayı gizlice aşarak Ruslara esir düşmeden Çeçenistan’a gitmeyi başardı. Ruslar bu kuşatmada İmam’ın bir avuç askeri karşısında 3 bin kayıp vermişti. Başına ödül konmuş olan İmam’ın Rus Çarı’na meydan okuyan mektupları ünlüdür.
Muhammed Tahir’in vesikaları Şamil’in hayatına ilişkin aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Tahir, Şamil’in vefakar bir maiyeti ve sekreteriydi. Şamil, esaret yıllarında hayatına ilişkin bilgileri dikte ettirmişti. Bu tarihi vesikalar Arapça yazılmıştır. Tahir’in 1882’de ölümünden sonra, oğlu Habibullah eserin yazım işini sürdürdü.
Şamil daha genç yaşlarında iken ciddi çalışmaları, spor aktiviteleri ve kahramanlıkları ile adından sözettirdi. Şamil sadece asker kişiliği ile tanınan biri değildi. Uyguladığı başarılı harp taktiklerinin yanısıra adli, idari ve sivil bir devlet mekanizması geliştirdi. Medreselerdeki tedrisata ehemmiyet verdi, fikir ve san’at sahasında büyük adımlar attı. Tarihteki en büyük gerilla lideri sayılan Şamil 4 Şubat 1871’de yetmiş dört yaşında Medine’de vefat etti. Cennet-ül Baki mezarlığına defnedildi.
HACI MURAT
Hayatı ünlü yazarların romanlarından, yüzlerce rivayete kadar konu olmuş Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat 19.yy başlarında Dağıstan’ın Hunzah bölgesinde dünyaya geldi. Kafkas-Rus savaşlarında ismini duyurmuş Gitino-Magoma’nın oğludur.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat
Hayatı ünlü yazarların romanlarından, yüzlerce rivayete kadar konu olmuş Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat 19.yy başlarında Dağıstan’ın Hunzah bölgesinde dünyaya geldi. Kafkas-Rus savaşlarında ismini duyurmuş Gitino-Magoma’nın oğludur.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat Beg arasındaki kan davası, Murat’ın Hamzat Beg’i öldürmesi ve müridlerin Hunzah’ı terk etmesi ile sonuçlandı.
Takip eden dönem içerisinde Hunzah halkının barışçı tutumlarını suiistimal eden Ruslara karşı silahını eline alan Hacı Murat, Rus işbirlikçisi Avar Hanı Ahmet’in komplosuyla tutuklandı.
Halkın üzerindeki büyük etkisi göze alınarak, gizlice Rusya içlerine sürülmesine karar verildi.Ancak Temirhan Şura’ya götürülürken firar etmeyi başararak Gotsatl köyüne gitti ve burada bir süre kaldıktan sonra Gimri’ye İmam Şamil’in yanına gitmeye karar verdi.
Hamzat Beg olayından dolayı şüphe ile karşılandığı Gimri’de, kendini ispat etme fırsatı verilerek Tloh bölgesi Naibliğine getirildi. Hunzah’taki yandaşlarınında kendisine katılmasıyla kısa sürede büyük başarılar elde etti.
Kendisini ele geçirmek için 1841 Şubat’ında Tselmes’e saldıran Rus birliklerini Hunzah’a kadar püskürttü ve bir süre sonra General Bakünin komutasındaki bu birlikleri Hunzah’ı terk etmeye mecbur bıraktı.Bu şekilde Avar bölgesinin neredeyse tamamında hakimiyet sağlayarak İmam Şamil’in etki alanına kattı.
Temirhan Şura’dan Doğu Gürcistan’daki Babaratmiskaya’ya kadar Rus kuvvetleri üstüne sayısız baskın düzenledi ve bir süre sonra İmam Şamil’in en cesur ve en başarılı Naibi olarak anılmaya başlandı.
1851 yılının Temmuz ayında düzenlediği Boynakh baskını son askeri zaferi oldu.Aynı yıl içerisinde,üzerindeki sır perdesi hiçbir zaman aydınlanamayan bir olay gerçekleşti, Hacı Murat Vozdveezhenskoy kalesine giderek Ruslar’ın tarafına geçtiğini bildirdi.
Bu olay kimilerine göre İmam Şamil ile beraber yaptıkları bir planın kimilerine göre ise Şamil ile aralarının bozulmasının bir sonucu idi.
Ancak Hacı Murat adına yakışır bir şekilde, 4 Nisan 1853 günü Vozdveezhhensky kalesi yakınlarında, çok sayıda Rus askerleriyle tek başına girdiği bir çarpışmada şehid oldu.
HACI MURAT’IN İHANETİ
Kişiliği iki kutup arasında gidip gelen, bu arada büyük dava önderliğinden hainliğe geçiş yapan meşhur bir isim Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat. Dağıstanlı Hacı Murat’ın adı ünlü yazarların eserlerine isim olmuş. Çoğunluk birbiriyle çelişen halk hikâyelerinin arasından sağlıklı bir Hacı Murat öyküsü çıkarmak hemen hemen imkânsız. Onun muhteşem bir savaşçı olduğu muhakkak. Ama kan davalısı Hamzat Beg’i öldürtmesi daha erken yaşlarda isminin yanına bir soru işareti koydurdu. Ruslarla işbirliği yapan Avar Hanı Ahmet’in komplosuyla tutuklanmış, esir edilmiş, esaretten kaçmış ve Şeyh Şamil’e katılarak dillere destan bir direniş savaşı başlatmıştı. Ama 1851 yılında Ruslara karşı zafer üzerine zafer kazandığı bir dönemde birden, bire Rusların tarafına geçtiğini bildirdi. Bu o kadar beklenmedik bir olaydı ki çoğu yandaşı bunun Şeyh Şamil ile birlikte yaptıkları bir plan olduğuna inanmayı tercih etti. Hacı Murat iki yıl kadar bir Rus kalesinde yaşadı. 4 Nisan 1893’te bulunduğu kaleden kaçmaya çalışırken kendisini takip eden Rus askerleriyle giriştiği çarpışmada öldü. Bazıları kaleden kaçışının, hatasını anlaması üzerine Şeyh Şamil’e katılmak üzere girişilmiş bir macera olduğu kanaatindedir. Başkaları da tek derdinin Şeyh Şamil’in hapishanelerinde bulunan ailesini kurtarmak olduğunu söylerler. Her durumda Hacı Murat Ruslara sığınmanın yanlış olduğunu anlamıştı. Ama geri dönüş yolu gidiş yolu kadar pürüzsüz değildi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.