LİVANELİ GECESİ
Şimdi ben bu dört duvar etrafında yalnızsam, hak ettiğimden mi yoksa böyle istediğimden mi?
Evet, ben böyle istiyorum.
Ben ne bileyim.
Dün akşam annemlere gelmeleri için rica ettim, gelmediler. Evlat değil de sokakta yetişmiş, sonradan gün görmüş, boş boş nefes alan canlı muamelesi görüyorum.
Annemden hem de. Gözüm korkmuyor değil bazen. Kendi aileniz tarafından bile ’harbi’ yok sayılmış hissediyorsanız, sizi sevmeyen birine denk geldiğinizde onu sığınak olarak görüp
üstüne düşmeniz anormal bir şekilde normal(!).
Asıl vurgun bundan sonra başlıyor aslında. Kocaman bir girdap içinde dolanıp durduğunuzu, sonu olmadığını, her çember döndüğünde mide bulantınızın kat be kat arttığını...
Baş dönmesi, baş ağrısı, uykusuzluk, iç sıkıntısı... Hepsinin sebebi oluverir yalnızlık. Tercih meselesi neticede. Yalnızlığın kıymetini bilmek lazım. Karakter kaybını önler, asaleti bozmaz.
Birinin sevgisiz varlığından daha çekilir, endişe etmemek lazım. Varlığı veyahut yokluğu anlam ifade etmeyen, arayışları, yakarışları hep başka başka canlıların etrafında olmaktan üstün şekilde çok daha fazla katlanılası...
Emin olayım madem.
Her şeyden önce kendimden emin olayım ben. Ben gözümü, kendimi seveyim önce. Başkalarından nefret etmenin en önemli sebebidir insanın kendini bir türlü sevememesi.
Otuza yaklaşmış bir kadınsan ve seni sana sevdirecek biri henüz karşına çıkmamış, tam tersi, karşılaştığın her insan seni senden uzaklaştırmak için var gücüyle çaba göstermiş ve gösteriyorsa, koyuver gitsin.
Sen kimsin kardeş!
Yol ver yürüsün, hayata oksijen versin. Nefes yollarını aç, gözlerini kapat, ortalıkta buhar olup uçsun.
Her şey gibi...
Şimdi benim uykum kaçtıysa, yağmurdan ötürü. Mis kokuyor çünkü dışarısı. Yağmur kokusu uykuya tercih edilir mi?
Edilir.
Ömür dediğin de böyle güzel anlar için yaşanmalı.
Livaneli’nin ’Leyla’nın Evi’ kitabındaki tam son cümlede ağladım. Niyeyse hıçkırdım. Hep kadın duygusallığı bunlar.
Adam bilmiş kadınları, hislerini, tavırlarını, mimiklerini en ince ayrıntısına kadar bilmiş. Gözyaşına da saatlere de değer bu kitap.
Okuyun. Okumak en güzel ilaçtır. Bu kadar arabesk cümlenin ardından balkon keyfine devam etmek farz oldu.
Bol davullu geceleriniz olsun. Evinizin içi yağmur kokularıyla dolsun. İçinizin kıymeti bilinsin.
Sevgiyle kalın.