- 1147 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ÜŞÜTÜK
Bir elimde sarkaç, bir elimde fener.
Girdim bir sahafa.
Kalbim ile aklım arasındaki yolu bulamıyorum.
Avareyim dedim.
Kapıdan giriş için TC kimliğimi sordular.
Bilemedim.
Sahi adım ne idi?
Koltuğumda kocaman bir dosya
Sırtımda kambur üstüne kambur.
Hamal sandılar.
Oysa;
Bu gece yine uykusuz,
İki omzumun üstündeki söz dinlemez başım kadar,
Ne koltuğumdaki dosya,
Nede sırtımdaki kambur ağır.
Sahaf kirli ve kalın bir kitap,
Bir de Yarısı yenmiş P/dolar verdi.
Üşütmüşsün
Isınınca geçer dedi...
YORUMLAR
Fatma Oral
Her birimiz kaderimizi koltuğumuzun altında dosya gibi taşımıyor muyuz?
Hayat da bir o kadar ağır yük. Yaşamak için güç ve Sabır gerekiyor.
Hepimizin zaman zaman başı ağrıyor, bu bası ve sonu belli yolculukta. Bazen taşıyamıyoruz kendimizi.
Sahaf da geçmiş yaşanmışlıklar değiştiremeyeceğimiz şeyler.
Döndüğümüzde geçmişe;
Bizimle alay edercesine geçmişimizde sabitlenmiş. hatta yarınımıza da engel oluyor.
Galiba mecaz sanatını seviyorum...
Sevgilerimle.
Şu edebiyat bir başka olay.
Irmak değil, deniz değil sanki bir okyanus.
Mesela bu yazı ; her ne kadar şiirlerde yayımlanmamışsa da bal gibi şiir işte...
Yüz kişi okusun bu şiiri. Yüz ayrı yorum yapılır. Yüzü de doğrudur.
Şair de dese ki: "Ben aslında bunları demek istememiştim."
O da doğrudur.
Bayılıyorum bu tür yazılara...
Ben çok beğendim.
Teşekkürler... Tebrikler ...
Fatma Oral
dualarımda sınız..