- 828 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anneler Günü
7 aylık hamile bir anne adayı düşünün,mutsuz bir evliliği olmasına ve eşinin yüzünden mutsuz bir hamilelik geçirmesine rağmen kocasına deli gibi aşık ve çocuğunun babasız büyümemesi için her şeye katlanmaya; eşinin ve eşinin annesinin yaptığı tüm zorluklara rağmen yuvasını sürdürmeye çalışan bir anne adayı.
Yuvayı yapan da devam ettiren de dişi kuş değil midir zaten? Evliliğin ilk beş yılı olurmuş böyle şeyler,daha oturmazmış evlilik.Böyle görmüş,böyle inanmış.Rahmetli anneannemin bir sözü vardı:”İdare dünyası guzum.” derdi. Bu kadın eşine bir evlat vermeyi ,olur da Allah nasip ederse bir erkek evlat vermeyi, istiyordu. Belki de oğlu sayesinde eşiyle bağları daha çok kuvvetlenirdi,onu sevgi ve aşkla beraber büyütürlerdi. Tek hayali eşiyle evlenmek ve onunla pembe pancurlu evinde çocuklarını büyütmekti.Hayal kırıklığı olsa da ilk hayali Allah bu hayalini gerçekleştirmişti.Şimdi 2.hayalinin de gerçekleşmesine çok az kalmıştı.2 ay sonra kucaklarına alacaklardı bbeklerini.Çok heyecanlıydı Beray.Hazırlıklara başlamıştı,araba,koyafet,yatak... vs.
Çocuğunun kıyafetlerini bir taraftan yıkıyor,bir taraftan da ütülüyor.Ama ütülemeden önce oğlu doğmuş gibi onun kokusunu içine çekmeyi de ihmal etmiyor.Eşi de çok heyecanlı belli ki,bebeklerinin ilk hareketlerini dinliyorlar birlikte,eşi Aras da elini eşinin karnına koyuyor,bir taraftan da kulağını dayıyor ve oğluyla konuşuyor.Karı koca kalan zamanlarını heyecanla beklerken eşinin bu heyecan ve stresten olacak Aras’ın öfke krizi yüzünden kavga ettikleri ve Beray’ın ağlamadığı zamanlar da olmuyor değil tabi.Ama Beray güçlü ve anlayışlı bir kadın kocasını anlıyor ve büyütmüyor kavgayı..Çünkü o aşık bir kadın hem de çok.Hassas bir dönemde olmasına rağmen alttan alıyor hep...Yeter ki yuvası yıkılmasın,çocuğu babasız büyümesin.Evladı için her şeyi yapmayı ve her zorluğa katlanmaya hazır bir anne.Bütün anneler de öyle değil mi zaten?
6 yaşındayken kaybetmiş benim babam da babasını.Babannem bir göz odada kimseye muhtaç etmeden büyütmüş dört çocuğunu.Kol kanat olmuş onlara,hem anne hem de baba.
Gel gelelim bir gün eşinin göz kapağı aniden küçülmüş ve görme özelliğini kaybetmiş.Beray iyi bir bilgi almak ve ne yapacaklarına doğru bir karar vermek için günlerce internetten araştırma yapmış,Antalya’daki,istanbul ve Ankara’daki tanıdığı ve tanımadığı tüm doktorlarla konuşmuş.Bir cuma akşamı namaz kılıp Yasin ve Kenzu’l Arş sürelerini ve Ayetel Kürsi duasını okumuş.Elini semaya kaldırıp hem ağlamış hem dua etmiş.”Allahım eşime güç ver sağlık ver.Oğlumun babasız büyümesine izin verme.Beni eşimsiz bırakma.İllaki ayıracaksan eşim iyileşsin ama ölmesin,öyle ayrılalım “ diye Allah’a yalvarıp feryat figan ediyormuş.
Eşini doktora gitmeye ikna eden Beray’ın günlerce iştahı kesilmiş çocuğu aç kalmasın diye cüzi miktarda yiyormuş.Onu da zorlayarak.
Yapılan tahliller ve çekilen filmler sonucunda doktorlar Aras’ın beyninde ilaçla tedavi edilebilecek 7milimlik iyi huylu bir kist tespit etmişler. Önce bazı ilaçlarla kisti küçültme yoluna gitmişler,sonra doktorların yaptığı ameliyat sonrasında birkaç gün hastanede yatmış Aras.Eşine deşi gibi aşık olan ve ona hiç kıyamayan Beray, karnı burnunda olmasına rağmen doktorların ve annesinin tüm itirazlarına rağmen hastanede refakatçi kalmış kocasının yanında.Allah’a onu oğluna ve kendisine,ailesine bağışladığı için ağlıyormuş. ,ama bu sefer sevinçten.Aradan bir hafta geçmiş Aras’ın tüm kontrolü yapılıp fa artık iyi olduğu anlaşılınca evde de istirahat etmek koşuluyla hastaneden taburcu esilmiş Aras.Hastalığı nazlı olan Aras’ı idare ediyormuş hep Beray. Eşi iyi ya ona yetiyormuş.Daha 36haftalık hamileliği olan Beray’ın Bir gün sancısı tutmuş ve bu kadar üzüntüye dayanamayan bebeğin yeri karnında daralınca yerinde duramayan ve artık dünyaya gelmeye sabırsızlanan bebekleri gelmeye karar vermiş. O anda Beray’ın suyu patlamış apar topar hastaneye gitmişler. 12 saatlik bir sancının ardından dünyaya gözlerini açmış Savcı bebek.Tekrar kol kanat germiş birbirlerine Aras ve Beray. Ama sevinçleri ve mutlulukları sürmemiş.Hamileliği sebebiyle çalıştığı kolejden ayrılan Beray işsizmiş.Savcı Bebek büyüdükçe masrafları artıyormuş.Ekonomik sıkıntı yaşamaya başlayan çiftin arası iyice bozulmaya başlamış.Aras öfke krizlerine giriyor kırıp geçiriyormuş.Ufak da olsa elli itişmeler de başlamış çiftin arasında.Aras doğum kilolarından dolayı Beray’. ıbeğenmez olmuş.”Bu halinle senden utamıyorum”demeye ve Önce dışarıda gezerken eşinin elini tutmamaya ve eşinden ayrı gezmeye başlamış.Bu yaşadıklarına dayanamayan Beray sonunda dayanamamış ve eşinden ayrılmış.
Şimdi oğlu 3 yaşında ve iki yıl olmuş eşinden ayrılalı.Ona sorduğumda ise bana söylediği “Çocuğumun babası hayatta en azından, Savcı öksüz büyümüyor.En azından bunun için mutluyum” cevabını verebilecek kadar bir erkekten daha da mert bir kadın.Şu an eşinden ayrı tek tabanca yaşıyor hayatını.Burada bir kolejde öğretmenlik yapıyor,ailesi de yanında.Sevdikleri de.O artık mutlu bir kadın hem de güçlü bir anne.Bu yaşanmış hikayeden yola çıkarak hayatımızda en büyük rolleri olan ve bizi binbir zorluklarla dünyaya getiren tüm annelerin ve anne adaylarının Anneler Günü’nü kutluyorum.Fazla söze gerek yok benim Ege’m de bana Allah’ımın bir lütfu ve bir mucizesi.O benim en büyük hediyem..Ona bırakacağım Allah sevgisi,dürüstlük,iyilik,merhamet duygusu da en büyük sermayem. Onu çok seviyorum.İsteyen herkese anne olmayı Allah nasip etsin.
Pınar DOLUDENİZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.