- 1702 Okunma
- 10 Yorum
- 6 Beğeni
şiir eklentilerinde yorum beklentileri
vayyy be!
adam sen ne güzel şiir yazmışsın böyle
ve kadın sen de öyle!
oysa ne diyorsunuz karışık cümlelerle,
ben anlamadım!
(anlamadığım için belki) yok size yorum-morum!
yorumunun içine ben, Çorum leblebi korum!
__________________________________________
Diyorlar ki:
- filancanın falanca şiirini okudun mu?
- okudum..
- çok güzeldi, değil mi?
şaşıp şaşıp kalıyorum.
Birileri de kalkıp, çarşaf çarşaf övgü döşeniyor o şiir üzerine. İyice açık kalıyor ağzım.
O şiiri mi övüyor bu kişi, yoksa, -bilmediğim bir nedenle- o şiiri yazanı mı; anlamıyorum.
Gelin de inanın bu maskaralığa!
- hele sen iyice bir oku o şiiri, birkaç kez daha oku, sonra bir daha oku, oku..oku, oku!
tadına varacaksın mutlaka! Neler var o şiirde, neler, neler, neler!..
Yahu, ne bulunur, neler bulunur bir şiirde?..Özdeyiş mi bu, atasözü mü, tekerleme mi, bilmece mi,
bulmaca mı, şifre mi, gizli diller toplamı mı, nedir yani şiir denilen?..mahalle bakkalı mı bu?..
╚► Kimi ruh hastaları, durup durup birşeyler mırıldanırlar; kimileri de dikkat çekmek için, şunun bunun yanında
birşeyler çiziktirirler ceplerinden çıkarttıkları kâğıtlara veya başka yerlere imler, bellikler koyarlar, dikkati çekecek biçimde.
Görenler de ’ acaba ne diyor bu, acaba ne anlama geliyor bu çizgi, bu im? ’ diye merak ederler.
Ruh hastası ulaşmıştır amacına, dikkatleri de kendi üzerine çekmiştir.
...
Ne mi demek istiyorum?
şunu: şiir, işlevi gereği, açık ve aydınlık olmak zorundadır.
...
’Günlerce ne gördüm, ne de bir kimseye sordum/Yârab! Hele kalb ağrılarım durdu diyordum’
(Yahya Kemal),
’Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları/ Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları’ (Yahya Kemal),
’Serin rüzgârlara pencereni aç!/ Seyret de ağaran rengini ufkun/Mahmur gözlerinde süzülsün uykun’
(Ahmet Hamdi Tanpınar),
’Ateşte yanan bir gül benim yurdum/yedi yüz yıldır tütüyor/kerpiç bir bacada’ (Ömer Faruk Toprak),
’Su başında durmuşuz/çınarla ben./Suda suretimiz çıkıyor/çınarla benim./
Suyun şavkı vuruyor bize/çınarla bana.’ (Nazım Hikmet),
’Yeşil pencerenden bir gül at bana/ışıklarla dolsun kalbimin içi’ (Ahmet Muhip Dranas),
’Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?/Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?’ (Cahit Sıtkı Tarancı),
’Bu ayaklar benden hesap soracak/Bir düşüncenin peşinden dolaştırdım/Sokak sokak’ (Rıfat Ilgaz),
’Bilmem ki nasıl anlatsam;/Nasıl, nasıl size derdimi!’ (Orhan Veli).
soruyorum şimdi: şu örneklerin hangisinde
söyleyiş güzelliğinden kaynaklanan anlamın dışında, erişilmez, bulunmaz, anlaşılmaz bir düşün,
bir düşünce, bir anlam var?..
...
Bir kez daha yineliyorum: şiir, müzik gibi, dinlenilirken yükünü (tadını, bildirisini) bırakıp gider.
Birtakım ekonomik, sosyal, siyasal, ideolojik, bilimsel gerçeklerin, doğruların, sahibinden
başka hiçkimseyi ilgilendirmeyen izlenim, duygulanım ve durumların, kekeme bir dille, dize adı altında ak kâğıda dökülmesi,
sözü şiir yapmaya yetmez.
’ Dur bakayım, ne demek istiyor bu şiir? ’ denilerek, yeniden yeniden okunulan şey, şiir değildir.
...
Şiiri anlamak demek, onu duymak, duyumsamak, algılamak, yaşamak ve ondan tadalmak demektir.
Açarsınız şiiri önünüze, okursunuz, duyarsınız, yaşarsınız ve kapatırsınız.
Aynı ruh hali içinde, bir başka zaman yine okursunuz, yine okursunuz.
Müzik dinler gibi!..şiirin bitmezliği, tükenmezliği, hep taze ve diri kalması budur!
Yoksa, ’ tamam, anladım ben bu şiirin ne demek istediğini; anladım ve bitti şiir; artık, yeniden okumama gerek yok! ’
demek değildir şiir.
Çünki güvercin, biçiminden soyutlanamaz.
Çünki ekmeğin tadına, yenilirken varılır, sonradan düşünülerek değil!..
Sevişmenin tadı, sevişme sürecinin içindedir.
YORUMLAR
Bunların hepsi hiçbir zaman geneli kapsamayacak göreceli görüşler. Yalnızca görüş. Bir bakış açısı. Muhakkak destan okumuşsunuzdur. Örneğin Iliada veya Odysseia. Yahut Manas. Genellikle sadedir denir. Ama mesele biraz daha farklı. İmgeye takılmışsınız. İmge çoğunluk yanlış algılanır. İmge yazılamaz, anıştırılır. Adı üzerinde im. Metafor kabiliyeti ve tatbiki imgeyi oluşturur. Şiir sizce öykü mü anlatmalıdır? Yoksa, herkeste bulunabilecek durumları farklı anıştırmalarla mı ortaya koymalı? Şiirden illâ öykü ve anlaşılırlık bekleme arzusu burada sanki ikircikli bir duygudurumunu ortaya koyuyor. Pekâlâ anlaşılırlık bekleniyorsa öykü ya da roman okunabilir diyeceğim ama onlar da James Joyce, William Faulkner ya da Franz Kafka gibi isimler ve diğer adını eklemediğim üst isimlerce kırıldı. Son olarak: Sevdiğiniz bir şairin kitabını yalnızca bir kez mi okursunuz? Cevabınız evet ise muhakkak iyi hafızanız var ve o tekrarlıyor. Hayır ise, söyledikleriniz sanki biraz yazıldığı esnada çürüyor gibi. Saygılar.
Konsantre Karanlık Madde
Müziği açıp dinleyip kapatıyormuş arkadaş.
Çok hoş bir değerlendirme olmuş ancak yeri pek burası değil.
Yani bilincine layık değil anlamında…
'' şiir, işlevi gereği, açık ve aydınlık olmak zorundadır.''
Ölüm harici bir zorunluluk bildiren yazı!
Karanlığın düalitesini, varlık ve yokluğu anlatmak isterdim ama anlayacak bir bakış açısı olduğunu sanmam, edinilen dertlere bakılırsa.
O güzel cümlelerine yazık.
Boş ver sevgili dostum.
şiirin güzelliği bence de yalınlığında böylece imgeler değil de şiirin duygusu ön planda olur, imgelere boğulmuş şiirler mesela bana hiç bilmediğiniz bir dilden bir şarkı dinlersiniz yada bir şeyler okuyorsunuz sadece kulağınıza hoş gelir söylenenler ama ne anlatıldığını bilmezsiniz o tarz şiirleri okurken böyle hissediyorum ben..defalarca okuyup yine de ne anlatılmak istendiğini anlamadığım şiirler oluyor bazen,oysa amaç bu olmamalı,okur kendinden,yaşantısından,yaşadıklarından bir şeyler bulmalı şiirde,sadeliğiyle de akılda kalıcı olmayı başarabilmeli,şiir böylece genele hitap etmiş olacaktır,önemli olanda bunlardır diye düşünüyorum
İkinci yenilikçileri reddetmektir bu anlayış.
Türk edebiyat tarihinde en çok okunan ve belleklerde kalan şairlerin topluluğudur o kuşak
Hele Cahit Zarifoğlun'un can eriği dediği imgelem.
Site içi yazdıklarına katılıyorum.
Ama şiir için genel görüşe katılmıyorum.
birgünbirhırsızkarga
ve ne GARİP
değil mi
düşüncelerinize saygım var
misal tanıdığım biri çok düz düşünür
mantığı
aklı
duyguları..hep böyle dümdüz
bi bakıyorum enigmaya taş çıkartan bir şiir altında destansı bir övgü
hakkat diyorum bi daha okuyayım da bir anlam çıkarayım
cıkkk
yani oluyor böyle şeyler
farklı saiklerle kişiler yorum ya da beğenide bulunuyor
bir kısmı tamamıyla grup psikozu etkisiyle tetiklenen parmaklar
ötesi berisi yok..
birgünbirhırsızkarga
güzel bir asist olmuş
çok teşekkür ederim
birgünbirhırsızkarga
onur verdiniz efendim, teşekkür ederim.
yer askerleri
piyadeye benzemeli şair
silahıysa sözleri
hemen sökülüp takılmalı şiir
ne kadar yüksekten ateşlersen ateşle silahını
inmelisin yere zafer için
ayağın öpmeli toprakları
düşersen karmaşa içine
pekmezlere yatırırsan alfabeyi
elin oğlu yaman
duru dille kaparlar sevdalını
neden yer askerlerinin mavzeri beş parçadır düşündün mü
savaş bu,zaman kaybına gelmez
uğraşayım derken süslü vidaları yağlamaya
kör kurşunla ölünür mü
hemen sökülüp takılmalı şiir
hem de en zor yerinden
daha mı ilerdesin yunusun dilinden
ak duvaklar takmış sana gerek olan
serçeyi vurman nafile gözlerinden
beşliye benzemeli şiir
elin alışmalı kundağına
ne zaman geleceği belli mi olur sevdanın
vurmalısın her attığında
kasım
2013
birgünbirhırsızkarga
hakkınız var efendim,
saygımla.
ne yapsak ki, hahahaha. ciddi ciddi bu konu hakkkında yazmış olmanız hayranlık uyandırcı.
birgünbirhırsızkarga
birgünbirhırsızkarga
.iktir git out / söz meclisten dışarı.
Şiirin tuzu biberi denilen İmge ancak imgeye boğulmuş şiirler hoşuma gitmiyor. "Al gülüm ver gülüm" işine dönüşmüş yorumlar insanın kendini kandırmasından başka bir şey değildir bence.
Nokta tespitler yapmışsınız, faydalı bir yazı olur umarım. En azından, ucundan da olsa birilerine bir şeyleri hatırlatması bile kârdır.
birgünbirhırsızkarga
- "Al gülüm ver gülüm" işine dönüşmüş yorumlar insanın kendini kandırmasından başka bir şey değildir bence.
efendim sizin de gözünüzden kaçmamış, saygımla usta yüreğinize_