- 363 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDÜS’ ÜN GİZEMİ (2)
Ortadoğu’ da olaylar birbirine o kadar bağlantılı ki, bu bağın tarihi olaylarda kendini gösterdiğini anlıyorsunuz.Osmanlıların tarihteki Ortadoğu sahnesinde, dolayısıyla Kudüs macerasında yer alması, Yavuz Sultan Selim’ in 1516 Mercidabık savaşıyla Memlüklüler’i yenmesi sonucu başlamıştır.Bundan sonraki süreçte bütün Osmanlı padişahları oranın dokusunu bozmadan nice eserler bırakmıştır.
Hal böyle olunca eserleriyle anılmak, bir hizmet düsturu çerçevesinde olmak insanlığın gayelerinden olsa gerek.Fakat bazen şaşırıyor insan, nice medeniyetler ve şahsiyetler Kudüs gibi kutsal bir yerde eserler bırakırken, (orada yönetici olmuş, bir amaç için uğraşmış)mükafat olarak buraya defnedildiklerine şahit oluyorsunuz. Ama bir bakıyorsunuz, hiçbir eseri olmayan, ihanet içersinde olan, İstanbul’ da doğup ve 2. Meşrutiyet’ in ilanından sonra Mekke Emiri Şerif Hüseyin ve Oğlu Ürdün Kralı Abdullah gibi kişilerin de kabrinin bulunduğunu öğreniyor, hayret ediyorsunuz.
Osmanlı’ ya ihanet eden Şerif Hüseyin ve oğlu Abdullah’ ın mezarının Mescid-i Aksa içersinde bulunan Hatuniyye Medresesi’ nin avluya bakan ilk odasında olması enteresandır, işin garip olanı, Kudüs için bir amacı doğrultusunda uğraşan ve bunun için canını feda eden şahsiyetler ile karşı karşıya yatmakta olmalarıdır.
İngilizler’ in kullandıkları bu kişiler neyse ki Filistinliler tarafından da sevilmemektedir.20 Temmuz 1951’ de Mescid-i Aksa Cuma camii’ nde Filistin’ li bir genç tarafından Ürdün Kralı Abdullah’ın öldürülmesi de bu nefretin bir parçasıdır.Hala burada bunun izleri (caminin sütununda kurşun izi) ibretlik olarak sergilenmektedir.Belki de ihanetin sonucu olarak Şerif Hüseyin ve oğlu Kral Abdullah’ ın aynı mezarda üst üste yatmaları bundandır.
Kudüs nice istilalar görmüş, olaylar yaşamış bir şehirdir.O nun kutsallığı bu istilaları ve olayları doğurmuş, kutsiyetinden aldığı güçle, onu üç dinin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. O kadar önemlidir ki Kuran’ da da adı geçen bir yerdir.
Hepimiz hemen hemen Kubbetül Sahra ile Mescid-i Aksa’ yı karıştırırız.Sarı kubbeli olan yer Kubbetül Sahra, o Kubbetül Sahra ki altındaki bulundurduğu kaya ile kutsiyetini koruyor.Yani yeryüzünün yaratılışının bu kaya ile başlaması söz konusudur.Karşısındaki yer de, Miraç olayının gerçekleştiği Mescid-i Aksa’ dır.Aksa kelimesi “uzak yer” anlamı taşır.Yani Mekke’ den uzak demektir.Müslümanların ilk kıblesidir. Hristiyanlar için ise Hz.Zekeriya’ nın şehit edildiği, Yahudiler için ise Hz.Davut ve Hz.Süleyman’ ın bulunduğu bir zamanda hadiselerin yaşandığı yerdir.Aynı zamanda burası, Hz Süleyman’ ın Tevrat’ ı okuduğu vaazlarını yazdığı ilim mekanıdır.
Kudüs şehrinin içerisindeki bu iki önemli yer tarihi bir misyona sahiptir anlayacağınız. Geniş bir avlu üzerindeki bu mekanlar zamanın ilim yuvası olan (halen eğitime devam etmektedir) onlarca medrese ve tarihe sahiptir.Her bir medrese önemli şahsiyetlerin adıyla anılır.Ve kabirleri de bu medreselerin içerisinde yer alır.Bu önemli Mescid-i Aksa’ ya her taraftan giriş vardır.(Kuzey, Güney, Doğu Batı).Batı’ ya doğru yöneldiğimizde Hıtta kapısı karşılar bizi.Bu kapı Mısır’ dan gelen Musa (As)’ ın kavmi İsrailoğuları’ nın ilk kez girdiği kapıdır. Bakara suresi 58. Ve 59. ayette bu hadise anlatılmıştır.
Kudüs için anlatılacak o kadar çok şey var ki…Ortadoğu’ nun neden bu kadar önemli olduğu, her bir parçasının önemi,tarihi misyonu, ekonomik gücüyle anlaşılıyor.Kıyamet seneryolarının yazıldığı yerdir Kudüs. 14 Mayıs’ ta ABD, büyükelçiliğini Kudüs’ e taşıyacak ve ortamın iyice gerileceği muhakkak, bakalım hep birlikte göreceğiz. Şimdilik bu kadar diyelim.Herkese selam ve sevgiler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.