Dört yanımız kirli paralar, menfaatler, iki yüzlülükler, ucuz değerlerle sarıldı..
İlişkiler vıcık vıcık; ihanet, riya, sahtekarlık tiksinti veriyor insana. Çirkinliklerden, çirkefliklerden uzak durmak için ancak hayal dünyasında teselli edebiliyoruz kendimizi.
Vicdanlarını kirletenler rüyalarımızı da kirlettiler ne yazık ki, kirli, çirkin emellere alet ediliyoruz çoğu kez. Bu yüzden zaman zaman insanlara olan güvenimizi yitiriyoruz. İnsan kalmak, onurlu insan gibi yaşamak isteyenlere çok ağır geliyor yaşadığımız çağ.
Dört yanımız kirli paralar, menfaatler, iki yüzlülükler, ucuz değerlerle sarıldı.. Çeşitli dalavereler, alavereler, oyunlar, entrikalar, ucuz çıkar ilişkileri kaptı dostluğun, vefanın, dürüstlüğün, mertliğin yerini.
Kirlenmiş bir dünyanın ağırlığı altında kalmışız, her gece televizyonlarda yalan ve sahtekarlık melodileri dinletilerek uyutuluyoruz ve aynı melodileri kulaklarımıza üfleyerek uyandırıyorlar bizi her sabah. Çevremizi üçkağıdın, yalanın sahtekarlığın utanmazlığın pis kokuları ve kara bulutu sarmış.
Mertliği namertliğe, dostluğu çıkarlara kurban ettiler. Yıldızların yerini süslü avizeler, ayın, güneşin yerini de kara bulutlar aldı. Denizleri kirlettikleri gibi doğayı da kirlettiler. Sevgiyi, insanlığı kirlettikleri gibi yürekleri de kirlettiler. Aşk, şehvete yenik düştü. Göz yaşlarımız da akmıyor artık, yüreğimiz de yanmıyor. Katılaştıkça katılaştık. Her gün biraz daha uzaklaştık inceliğin, saygının, sevginin, hoşgörünün, doğruluğun senfonisinden.
Nuri CAN