HARCANMIŞ VAKİTLER
Kadın ağır aksak adımlarla yürüdü gitti. Adam tıpkı hayatı gibi dedi; aynı çizgide yürüyemiyor. Gözden kaybolmak üzereydi ki kadın, buz gibi terlediğini hissetti adam. Yürüyüşü de kaybolunca kadının, yalnız kaldığını anladı.
Hep alttan almıştı, her şeye rağmen sevmişti onu, annesine rağmen evlenmişti… Onlar haklıymış demeyi erkeklik gururuna yediremedi. Fırladı oturduğu banktan, elinden tutup özür dileyecekti. Öylece kalakaldı. Paketi çıkarıp kibrit aradı, kadının çantasında kalmıştı. Yanmamış sigarayı tıpkı O’nun sevdiği gibi cızırdasın diye yağmur birikintisine attı gayri ihtiyari. Yanından geçen ambulans sireniyle irkildi. Eve gidip eşyalarını almayı düşünürken zaten eve doğru gittiğini anladı. Çiçek almak istedi. Acı bir gülüşle devam etti yola. Her şeyin bittiğini bir masalmış gibi yeniden anımsadı.
Telefon çalıyordu. Açmak gelmedi içinden. O da gelmemişti. Oysa evde olacağından emindi. Ellerini yüzüne kapattı asırlar gibi geçen dakikalar yaşadı. Yeniden çaldı telefon. Tahammülsüz bir sesle alo dedi.
- Tarık Bey mi?
- Evet
- Ayşe Hanım?
- Eşim evde yok
- Biliyoruz. Bugün saat 14:30’da ağır yaralı hastanemize…
Kapılar çarpıldı. Vazolar kırıldı. Yığılıp kaldı. Gözlerini açınca şaşırdı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Telefonun sesi belleğine şok etkisi yaptı ve yattığı yerden fırladı.
- Ayşe Öztunç hangi odada?
- ……………………………………………………….. Az önce morga alındı.
- Morg!
Morg… Yalnız bu kelime kaldı aklında, ismini bile unuttuğunu sandı. İntihar etti dedi için bana dert olsun diye intihar etti. Sonra bir sabah gözlerine masum bir bebek gibi bakan gözler canlandı. En kötü yanı da buydu; sınırsız bir şefkatle mahvederdi her şeyi. Kavgaları başlatanda susmasıydı, bitirende. Kendini gizliyordu… Ya da gerçekten söyleyecek hiçbir şeyi yoktu! Okuldaki o şirret hocayla kavga etseydi evlenmezdi onunla. O yine susmuştu. İçinden bir ses ağlamaya başladı. Sokaklar kalabalıklaştı. Deniz şehri yutacakmış gibi dalgalandı. Ellerini aradı boşluk parmaklarının arasından vefasız bir sitemle kaydı. Neredesin dedi sessizce. O sinirli bakışa bile hasret kalacağını anladı.
Kırmızı koltuğa oturup tavanı seyretti. Bir kadın sesi geldi mutfaktan, bakmaya cesaret edemedi.
…………………………………………………………………….
SİZCE NE OLMALI...
YORUMLAR
BENCE KADININ RUHUDUR CANIM ...ÇOK ETKİLİ İDİ KENDİMİ YAŞADIM ÇÜNKÜ BENDE İNTİHAR ETTİM AMA YAZINIZDAKİ GİBİ ANLAYACAK BİR BEYNİ YOKTU 31 YIL EMEK VERDİĞİM ADAMIN...GÜYA BENİ İNTİHARDAN KURTARMIŞ? İNTİHAR ETMEME NEDEN OLDU HALBU Kİ..26 YAŞINDAKİ CANIMDAN ÇOK SEVDİĞİM OĞLUMU KAYBEDİNCE BİLE İNTİHAR ETMEDİM İNANCIMA GÖRE DE ETMEM AMA YAPTIKLARI ŞEYLER KARŞISINDA NE YAPTIĞIMI BİLE BİLMİYORUM...KUTLARIM KALEMİNİZİ SEVGİLERİMLE...
ses mes olmasın. kadın ölmüş olsun. o sesi kendi hayal gücü uyduruyor olsun.
susan bir insanın nasıl olduğunu bilirim çünkü. o susarken, hiçbir sorunu konuşmazken nasıl çıldıracak gibi olunduğunu, onu saçlarından tutup öldürmenin hayalinin kurulduğunu..
var başımda bir tane.
susmaya devam etseydi bu ilişki de devam etmezdi.