- 501 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Belki arkandadır mutluluk?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anlatmam kolay olacak. Çünkü sen de yaşamışsındır arkadaşım. Bir merdivene çıkarken aşağı bakana kadar hep ’daha yukarısı’ vardır. Yani ’çıkılan’ yoktur. ’Çıkılacak’ vardır. Ne zaman ki dönüp aşağıya bakarsınız, işte, o zaman ’çıktığınız’ da olur. Hatta bazen, eğer yukarıya bakmayı geciktirmişseniz, aldığınız mesafeye siz de şaşırırsınız. Yükseklik korkunuz varsa korkarsınız. Yoksa kendinize bir ’maşaallah’ çekersiniz. Fakat tekrar altını çizmek istiyorum: Aşağıya bakınca ancak olur bu. Aşağıya bakmadığınız sürece hayat sizin için sadece bir ’daha yukarısı’dır. ’Çıkılan’ yok olur. Arkanızda kalır. Görünmez. Yalnız ’çıkılacak’ görünür.
Modern insanın yorgunluğu da bence biraz bundan kaynaklanıyor. Durup arkasına baktığı süreler bir hayli azaldı. Çok telaşlı yaşıyor. Hiç boş durmuyor. Durup düşüneceği vakitleri de ceptelefonu ele geçirdi. Kalan ’dalgınlaşma imkânlarını’ da internet aldı. Dalamıyoruz. Bundan mutlu olmamalıyız. Bunlar bizim dönüp geriye bakmalarımızdı. Dönüp geriye bakamıyoruz. Çıktığımız mesafeyi öğrenemiyoruz. Kendimize ’maşaallah’ çekemiyoruz. Sürekli bir azımsama kuşattı bu yüzden günümüzü. Herşey az geliyor. Zaman yetmez geliyor.
Hem yalnız bu kadar da değil zararımız. Bir zarar daha var ki, o daha da tesirlidir, şükredemiyoruz. Çünkü şükretmek durmaktır. Şükretmek, durup bir koklamaktır, topladığını. Yani bir bahçeden toplanan çiçeklerin oturup koklanması gibidir. Koklamadığın sürece sadece biriktirirsin.
Biriktirenin biriktirdiğinden ne istifadesi olur? Durup neyi biriktirdiğine bakmak gerekmez mi? Ona dokunmak, evirip-çevirmek, incelemek, koklamak gerekmez mi? Şükretmek bize bu imkânı da sağlıyor. Şükretmek bir açıdan ’topladıklarınla tanışmak’tır. Durup onlara bakmaktır. Onlarla barışmaktır. Şükreden insan, baştaki misalde olduğu gibi, aşağıya bakmış olur. Ne kadar mesafe geldim? Nasıl şeyler yaşadım? Nelere muvaffak oldum? Ne güzellikler tanıdım? Bunlara bakmanın en güzel vesilesidir şükür.
Arkadaşım, bize, "İslam’da şükretmeye neden bu kadar çok vurgu var?" diye soruyorlar. Sanıyorlar ki, hâşâ, Allah böyle birşeye ’ihtiyaç’ duyuyor. İhtiyaç duyduğundan bunu istiyor. Halbuki Allah Samed’dir. Herşeyin Ona muhtaç olduğu bir ’hiçbirşeye muhtaç olmayan’dır. Hem Subhan’dır. Muhtaçlık kusurundan da münezzehtir. Hem Kadim’dir. Ondan öncesi yoktur ki varlığının devamında ona muhtaç olsun. Hem Kayyum’dur. Herşeyi devam ettiren nasıl olur da devam ettirdiklerinin ’devam ettirmesine’ muhtaç olur? Yani, arkadaşım, bu meselede itirazımız Esmaü’l-Hüsna sayısıncadır. Elbette şükür Allah’ın ihtiyacından değildir.
Peki şükrün kime faydası var? Şükrün ’sınırlı olana’ faydası var. Önünden başkasını göremeyene faydası var. Mutlu olmak için arkasından kuvvet alması gerekene faydası var. Sana faydası var. Bana faydası var. Ona faydası var. Bize faydası var. Çünkü bizler eksiğiz. Eksiklerimizi tamamlamak için Onun marifetine/ikramına muhtacız.
Koşuyoruz. Yoruluyoruz. Hayattan molalar almalıyız. Şükür bize hem mola, hem marifet, hem ikram imkânı sunuyor. Duruyoruz. Arkamıza bakıyoruz. Kendimize ’maşaallah’ diyoruz. Hem topladığımız gülleri kokluyoruz. Onlara ’maşaallah’ diyoruz. Hem ikisinden bir neşe alıyoruz. Dönüp sahibimize bakıyoruz ’elhamdülillah’ diyoruz. Bu tür durup-barışmalar içinde türlü türlü ikramlar elbette bize. Yani, o Rahman u Rahim bize birşeyi emrediyor, ama yine bizim için emrediyor. İşte bu yazı da benim durmamdır. Bu mutluluk da arkamda kaldı. Dönüp bakınca mutlu olacağım.
YORUMLAR
Çok güzeldi yine...Bir süre okuyamadım yazdıklarınızı ve bu gerçekten eksiklik benim için.
Bu sabah şükür konusu geldi aklıma hatta yazıya döksem mi diye de bir anlık aklımdan geçirmiştim. Yazınıza gelip okumam çok iyi oldu bu anlamda da.
Aslında şükür etmek gerçekten bir mola, insana çok şey kazandıran. Dediğiniz gibi geçmişe dalamıyor bile insanlar artık zamansızlıktan ya da zamanlarını boş işlerle heba etmekten.
Cep telefonları ve internet ise buna en güzel örnek olmuş.
Şükredecek o kadar çok şey varken bizler durmadan şikayet etmeyi tercih ediyoruz maalesef.
Memnun olmayı bilmiyoruz. Oysa düşünüldüğünde aklımızın biiincimizin yerinde olduğuna bile şükretmeliyiz her an. Ancak bir sorundan bir dertten kurtulup rahat ettiğimizde söyleniyor şükür kelimesi genellikle.Ama asıl önemli olan o derdin ya da musibetin içindeyken de bunu yapabilmek.Çünkü bu bile insana çok şey veriyor...sabredebilmek gibi.
Kutluyorum, güne gelen anlamlı yazınızı.
Saygıyla