- 1025 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Oruca Başlama Vakti
Günümüzde oruç Kur’an’da bahsedilenden daha fazla tutulmaktadır. Bildiğiniz üzere 16 Mayıs 2018 Çarşamba günü ilk orucumuzu tutacağız ışte bu sebeple doğru bir şekilde tutulması için bunu açıklama gereği duydum. Kur’an’da oruç vakti şöyle geçmektedir; ... Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonrada orucu gece oluncaya değin tamamlayın.( Bakara süresi 187. Ayet) Beyaz iplik sizce siyah iplikten ayrılıncaya kadar diyor yani gecenin gündüze yakın anı gecenin gündüze dönüş anından bahsetmektedir. Tan yerinin ilk ağarmaya başladığı , fecir vakti, yani gecenin gündüze yakın vaktinden itibarenki esas sabah nanazının kılınma vaktidir. Rabbim beyaz iplikle siyah ipliğin ayırt edilme anından itibaren yemeyi içmeyi kesin diyor . Bu andan itubaren oruca başlayın diyor.
Gecenin gündüzle buluşma anı tarif edilmektedir. Allah bizlere gecenin konumunu açıklamak adına , bazı şeylerin fark edilecek duruma , geliş anının tarifinin örneğini vermektedir. Diyanetin belirlemiş olduğu imsak vaktinde çıkıp gökyüzüne bakan biri gecenin zifiri karanlığından başka hiçbirşey göremez. Birde iftar vaktine bakılırsa, henüz karanlık çökmemiş , herşey seçilebilir durumdadır ama akşam karanlığı da farkedilmektedir . İmsakta işte böyle olmalı , Güneş’in aydınlığı yavaş yavaş farkedilebilir olmalıdır.
Arapça’da sabah kızıllık demektir. En’âm süresi 96. Ayetinde geçen fâlia’ul -ısbah , seherin başından itibaren ufuktaki karanlığa karışan kızıl ve beyaz ışıkları bölen kızıl kuşaktır. Her gün üç doğuş ve üç batış olmaktadır. Doğanlar ; fecri kâzib, imsak ve Güneş’tir. İmsak ikinci doğuşla başlamaktadır. Bu , bütün mezheplerin ortak görüşüdür.
Ufukta kızıllık netleşip parlamaya başladığı zaman altta siyah bir şerit , üsttede beyaz bir şerit oluşmaktadır. Bir rivayete göre Muhammed peygamber şöyle demektedir: " Yiyin , için ; yukarı tırmanarak yayılan aydınlık sizi etkilemesin ; enine yayılan kızıllığı görünceye kadar yiyin , için. "(Ebu Davud, Vaktu’s -sahur, hadis no 2348; sünne’ut -Tirmizi , Mace fi beyân fecr hadis no 705) Bu konuda daha bir sürü hadis bulunmasına rağmen ne yazıkki diyanet ve herşeyde hadis diye yırtınanlar bunları takmıyorlar. İlgili hadislere bakalım. Hadis no: 3184: Kütübüsitte
Huzeyfe (ra)`ye: “Sen Resulullah (sav) ile birlikte hangi vakitte sahur yedin?” diye sorduk. Şu cevabı verdi: “Gündüzdü, ancak güneş doğmamıştı.”
Rasûlüllah (s.a.s): “Bilal’in ezanı ve ufuktaki uzunlamasına beyazlık,sizi sahur yemenizde aldatmasın. Beyazlık yayılana kadar yiyin, için ” (Müslim) buyurmuştur.
“Zirr b. Hubeys diyor ki: Sahuru yedim, sonra mescide gidiyordum. Yolda Huzeyfe İbnül-Yemanî’ye uğradım ve yanına girdim. Doğuracak bir devenin sağılmasını emretti. Getirilen süt kaynatıldı, sonra bana yaklaşıp, “ye” dedi. “Oruç tutmak niyetindeyim” cevabını verdim. O da “ben de oruç tutmak niyetindeyim” dedi. Yedik, içtik, sonra mescide geldik namaz başladı. Sonra Huzeyfe, “bir defasında Rasûlüllah’la böyle yapmıştık” dedi. “Sabahtan sonra mı?” diye sordum. “Evet sabahtı ama güneş henüz doğmamıştı” cevabını verdi” (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel). Bu vakit de genelde ikinci fecrin başlangıcından sonra gece karanlığının aralandığı vakittir.
“Ebu Zübeyr diyor ki: “Cabir b. Abdullah’a oruç tutmak isteyen fakat kap elinde su içecek iken, ezan okunduğunu işiten bir kimsenin durumunu sordum. Cabir, Rasûlüllah’ın “içsin” dediğinin rivayet edildiğini söyledi (Müsned-i Ahmed İbn Hanbel).
“Hubeyb’in halası Uneyse bir rivayette diyor ki: “Eğer bir kadın sahurunu bitirememiş ise, Bilal’e derdi ki, “Bekle sahurumu bitireyim” (Abdurrezzak b. Memmam, el-Musannef).
“İbn Münzir, Hz. Ali sabah namazını kıldırdıktan sonra, “İşte şimdi beyaz ipliğin siyah iplikten ayrılıp farkedildiği vakittir” dediğini nakleder” (el-Ayni, Umdetül-Kari li Şer’il-Buhâri).
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.