- 557 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Edebiyat ve Şiir Halka İndiği Zaman Göklere Yükselir
Edebiyat dünyaya söz ile yazı ile güzellikler katmanın başka bir adı, başka bir şekli... Okumak ki aslında ’’Oku’’ hitabı ile biz insanlara Allah’ın da emridir... Bu sanatı hakkı ile yerine getirenler olduğu gibi, her kalemi eline alıp, her kitap çıkarana da kendi yarı çapında yazar desek bile, sanatçıdır diyemeyiz...
Sanat, hele de edebiyat ve şiir bizi alıp götürmeli, geniş ufuklar açmalı ruhumuzda, benliğimizde... Bunu başaramıyorsa, okunan bir şiir ya da nesir, sıkılırız hemen, hem yazıdan, hem de yazarından... Hatta ufak böbürlenmelerimize bile yol açar ’’Pöh! Bu da neymiş ki ben bundan daha iyilerini yazarım bir kere.’’ diye aklımızın köşesinden de geçirmeden edemeyiz...
Türk Halk Şiirinin ta geçmişten beri gelen güçlü ozanları vardır. Karacaoğlan, Dadaloğlu, Kul Himmet, Köroğlu, Pir Sultan Abdal vs. gibi... Ozanlık geleneğimizi Dede Korkut Hikayeleri ile birlikte ta Orta Asya Bozkırlarından Anadolu’ya kadar taşımışızdır... Halkın içinden çıkmıştır bu ozanlar ve onların o günkü sade diliyle kendi milletlerine seslenmişlerdir... Bizimdirler, Anadolu kadar, bizimdirler yediğimiz ekmek, içtiğimiz su kadar... O gün de baş tacı yapılmışlar, günümüze kadar da gelen eserleri ile yine baş tacıdırlar toplumumuzda...
Yaşadıkları zamanın en diri tanıkları, en anlayan, gören gözleri kulaklarıdır onlar... Kimi zaman horlansalar da, zulme de uğrasalar dik durmasını bilmişlerdir... O gün halkın diliyle söyledikleri için, halkın nabzını iyi tuttukları için, bu gün göklere yükselmişlerdir toplumumuzun gözünde... Tabi bu savımız günümüz şair ve yazarları içinde geçerlidir... Halkın dertleri ile dertlenen, toplumu anlatan, insanı anlatan eserler veren yazarlar da okunacak, el üstünde tutulacaklardır...
Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Aşık Veysel, Attila İlhan, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Edip Cansever, Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Necip Fazıl, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Arif, Nazım Hikmet yirminci yüzyıla damgasını vurmuş bu şair ve yazarlarımız, insan odaklı, toplum odaklı edebiyatın kapısını araladıkları için bu gün her yerde eserleri kitapçı vitrinlerini süslemektedir... Sanat için sanat anlayışı artık günümüzde çok gerilerde kalmıştır... Anlatacaksan, insanı anlatacaksın. Anlatacaksan Filistin’de babasının kucağında şehit edilen çocuğu anlatacaksın. Anlatacaksan Afganistan’da zulüm gören kadınları anlatacaksın. Anlatacaksan emperyalizmin İslam Coğrafyalarına fütursuzca saldırılarını anlatacaksın... Anlatacaksan Güneydoğu’da ki daha tam olarak kıramadığımız feodaliteyi, ağalık düzenini anlatacaksın... Anlatacaksan yeni dünya düzeninde ki sömürüyü anlatacaksın... Daha yazamadığımız bir dolu toplumsal olayları anlatacaksın... Velhasılı eliniz kalem tutuyorsa, yüreğiniz ve aklınızda yetiyorsa, yazacak çizecek, anlatacak o kadar çok şey bulursunuz ki...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Sanatçı olabilmek için insanın ruhu benliği belirli bir olgunluğa gelebilmesi lazımdır.
Herkes sanatçı olamaz bu yüzden.
Kaleminize sağlık Hocam
Ahmet Zeytinci
helal olsun efendi diline saglik
kacan merkebi ardindan gozyasi akitan
salya sumuk aglak
kendi ziriltisi icre bogulup
kensini sair sanan
bugunun sabalaklarina kapak olsun yaziniz
sanati da ayaga dusuruyorlar
sanat insana bi sey verebilmeli
bu guzel yaziyi ne favori secmez bu daltabanlar saygilar