İzmir Kitap Fuarından
İzmir Kitap fuarı henüz sonlandı.Ben de 2016 yılında basılan " İçimin Yangınları " adlı kitabımın imza günü nedeniyle iki gün boyunca oradaydım. Sormayın,sular
seller gibi imza kuyruğum vardı. Kalemim de, ben de çok yorulduk, adım atmaya mecâlimiz kalmadı o derece. Tabii inanmadınız değil mi?! Söz konusu olan ben, ünsüz bir
şiiryazarım alt tarafı. Elbette ki, kendimi şair addetmiyorum yanlış anlaşılmasın. Böyle bir şeyi söylemek ustalara saygısızlık demek olur. Ben, şiirde henüz
emekliyorum. Daha çoook çalışmam lâzım...
*Beşiktaş Mûsikî Cemiyetinde çalışmalara katılırken, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Sanatçı Öğretim Görevlisi olarak görev yapan değerli hocamız 18.00
da başlayan solfej dersine girerken, sohpet için erken gelip 19.00 da başlayan koro çalışmalarına katılacak olanlardan solfeje katılmayanlara "tabii burada kalan
arkadaşlar solfeji sular seller gibi biliyorlar nasıl olsa derse girmeye ne gerek var derdi.
***
Gelelim kitap fuarına:geçen yıl olduğu gibi yine bu yıl da fuar çok kalabalıktı, kapılarda uzun kuyruklar oluştu. Bu arada Yayınevlerinin işleri çok zor
gerçekten;elindeki cep telefonundan kolayca ulaşabileceği kitap bilgisini gelip görevlileri meşgul ederek soranlardan tutun, pazarlık dahî yapan insanlar var. Bütün
gün ayakta herkese laf anlatmak, kitapları gelişigüzel karıştırarak atıp bırakanların arkasını toplamak ve o gürültüyü çekmek...
Kitap fuarları, çok renkli, çok kalabalık ancak çoğu "etrafım çok kalabalık ama hepsi merhabalık" örneği gezip bakanlar. Kitap alanlar elbetteki var. Kimi kafasında
belirlediğiyle gelip onları satın alıyor, kimileri popüler kitaplara yöneliyor.Gözlemlediğim, popüler romanlar, bilim kurgu ve ucuz kitaplara gösterilen ilgiydi. Şiir
dalında daha çok ismi bilinenler ve hayatta olmayan şairlerin kitaplarına yönelme vardı.
Bir ara baktım bizim standın birleşik yanındaki stand uzun süre kalabalık kaldı. O ara arkadaşlar, dostlar ziyarete gelmişler görmedim, sonradan aklıma geldiğinde eşim
Hulki Cevizoğlu’nun kalabalığı olduğunu söyledi. Kalabalık noktalarda genelde durum böyleydi.
Ayrıca yalnızca imzaya ayrılmış bölümlerde de durum aynıydı. Kimi yazarı görmek,kimileri sevdiği yazarın kitabını imzalı edinmek adına oradaydı.
Dışarısı ise tam bir çöplük durumu. El broşürleri,fuar krokileri, sigara izmaritleri,yenilip yere atılmış yiyecek ambalajları, su, meşrubat şişelerine kadar ne
ararsanız vardı. Temiz çevreye meraklı olduğumuz kadar, temiz tutmaya da meraklı olsak olmaz mı?!
Ne yazık ki, toplum olarak birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kalmış durumdayız.
***
Son olarak şiire dönersek :*"Gizli şiir sayısı, gizli işsiz sayısından aşağı değildir. Birçok şiirler,varlıklarını duyuramaz, kendilerine bir elin uzanmayışına
sessizce katlanırlar." demiş Behçet Necatigil. Ne kadar doğru. demiş.Ünsüz kitaplara yüz veren olmadığı gibi, kitap okuyan sayısı ne kadar az ise şiir okuyan sayısı
az’ın azı’dır.
“Şair Kimsesiz Bir Mektuptur”… demiş Metin Altıok. Artık kim/ler sahiplenirse onları bekleyecek.
Umalım gelecek günlerde kitaplar bakılacak değil, okunacak olsunlar.
Hâdiye Kaptan
YORUMLAR
"Temiz çevreye meraklı olduğumuz kadar, temiz tutmaya da meraklı olsak olmaz mı?!"
Bu tanımlamanızla emsal; kitap fuarına gitmek kitap almak anlamına gelmediği gibi, kitap almakta okumak demek olmayabilir. Dostlar alışverişte görsün kabilinden gezenler ya da kitaplara bakmayı sevenler misali, alır görünmeyi veya almayı sevenler, kitabın kokusuyla sağladığı fetişist doyumla yetinenler de olabilir
Baksanıza, muhtelif koleksiyonlarıyla da tanınan bir sanayici ünlümüz bile el yazması kitap koleksiyonundan bahsederken, salt varlıkları ve seyrinin verdiği temaşa zevkinden söz etmekte, gerçi günde ortalama iki saat kitap okuduğunu da belirtmekte, hakkını yemeyelim şimdi
Bizde kitap okumamanın bahanesi çoktur; pahalı bulanlar kütüphaneye gitmez, sahaflardan faydalanmaz, zaman yok diyenler ne ıvır zıvır işlere zaman ayırır, çokları hayat okulunun mensubu olduklarını öne sürerek kitap okumamanın felsefesini yapar, ya da kitap karın mı doyururcular vardır, bazılarına tahsilsizliğini çağrıştırabilir kitaplar, oysa dünden bugüne kimi ünlüler ve hatta başarılı insanlar okul eğitimi bazında ilk veya orta okul mezunudur, kendisini yetiştirmek elbette bir değerdir
Nihayet
Kitaplarınız dilerim bol bol satsın, çünkü siz başarılı bir kalemsiniz
Tebrikler ve saygılarımla...
Kültür seviyemiz artmış olsaydı, eminim sizin standın önündeki kuyruk sokaklara kadar taşardı. İnanın benim için takip ettiğim şairler arasında nadir şiir yazma istidadı olan kişilerdensiniz. Şiirlerinizi büyük bir haz içinde okuyorum. Hep bir adım öndesiniz. Bence şair değil, şiiri bilmeyen, anlamayan, sevmeyen, kültürsüzlüğünü farkedemeyen üzülsün haline. Şiirden anlayan, yani bizler için inanın çoook değerlisiniz. Yazdıklarınız şahsınıza münhasır. Standınızın önünde beklemeyi ve imzaladığınız kitabınızla havalara uçmayı çok isterdim. Kalın sağlıcakla sayın şairim. Saygılarımla. Vesselam.
sahaf
Bu onore eden yorumunuz benim için çok değerli. Bunu can-ı gönülden söylüyorum. Sizin de yeriniz benim tarafımda çok değerli.
Şiir seven bir kitle elbette ki var ama az. Bir edebiyat sitesinde bir makalede " şiir kültürün omurgasıdır" demiş. Çok doğru. Elbetteki kitaplarımı değerlendireceğim. Satılanların dışında kalanları zaman içinde, şiire değer verecek dernek ve vakıflara bağışlayacağım. Mesajla adresinizi atarsanız imzalayıp gönderirim.
Çok teşekkürler ediyorum ayırdığınız zamana. Selâmlar gönderdim.
Sağlıcakla