1 MAYIS 2018

• 1 Mayıs 2018 Salı 14:03:48

Bugün 1 Mayıs 2018; 1 Mayıs, yaşamı, emeğiyle yücelten insanların, emeğin üretim gücünden gelen önemini vurgulamak ve sömürüye karşı direniş bayraklarını yükeltmek için işçi sınıfının mücadelesini kutlama günü.

Gel gör ki ülkemizde bugünün anlam ve önemi amacından saptırılmış, geçmişte emekçi güçlerini sınıf mücadelesini amacından saptırmak için, oligarşik sermaye sınıfının egemenliğini savunan rejimler tarafından işçi sınıfının üstüne acımasızca panzerler sürülmüş, işçileri ve emeği savunan direnişçiler , emek düşmanları tarafından 1 Mayıs 1977 de Taksim Meydanında karanlık güçlerce acımasızca katledilmişlerdir.

Emeği sömürerek, daha fazla kâr amacıyla aşırı zengin olmayı hedeflemiş sermaye sınıfının en katı yanlısı finans kapital ve işbirlikçilerin hedefi, ilerici devrimci düşünceyi susturmak, önderlerini yoketmektir. Bunun için acımasızca saldırmaktan çekinmediklerini sayısız örnekleriyle kanıtlamışlardır. Yoksa çok sayıda aydın, gazeteci, yurtseverlerin yanısıra işçi önderleri sendika liderleri ve devrimci öğrenciler katledilmezdi.

Oysa toplumların kalkınması ve özgürleşmesi ancak ve ancak emekçilerin, çalışan ve üretenin alın terininin karşılığını lâyıkıyla alabilmesinden geçmektedir.

Bu nedenle bugünü kutlayan tüm çalışanların emeğin bayramı kutlu olsun.
...

Aşağıya alıntıladığım öykü emeğin değeri açısından ve büyük önderimizin emeğe bakışı açısından çarpıcı bir örnektir.

’Atatürk, Enver Paşa tarafından Sofya’ya askeri ataşe olarak gönderilir. Bulgaristan henüz Beş yıllık bir ülkedir.

Üzgündür Atatürk İstanbul’dan gittiği için.

Bir pastahane vardır Sofya’da. Diplomatik erkan, genel olarak o pastahanede kahvaltı yapmaktadır. Atatürk de orada yapar kahvaltılarını.

Bir sabah bir köylü girer pastahaneye. Bohçası vardır yanında, bırakır bir masanın yanına,oturur. Bir garson gelir,köylü süt ve kek ister. Garson ise köylünün pastahaneden ayrılmasını ister.

İtiraz eder köylü. Birkaç garson daha gelip tekrarlarlar dışarı çıkmasını. Köylü öfkelenir ve bağırmaya başlar.

"Senin sattığın sütü ben üretiyorum, senin sattığın pasta, börek, çöreğin ununu ben üretiyorum. Peynirini, yoğurdunu ben üretip veriyorum. Pastana koyduğun meyveleri ben üretiyorum ve sen benim ürettiklerimi bana vermiyorsun öyle mi? Hayır çıkmıyorum ve kahvaltımı burada yapacağım" der..

Herkes suspus olur. Köylünün istedikleri masasına gelir, kahvaltısını yapar ve bir miktar parayı masaya fırlatarak çıkar ve gider.

Tüm her şeyi izler Atatürk.

Küçük kareli not defterine şu notu düşer. "Bir gün benim köylüm de bu köylü gibi olursa millet olduk demektir "der ve ekler.

"KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR"...

Mehmet Tevfik Gürsel

"Hep Birlikte. Hep Sevgiyle kalın.’

Alıntı kaynağı: www.haberalp.com/…/ataturkun-koylu-milletin-efendisi…

...

Bu arada şunları da açıklamak isterim: Ben gerçekte 12 Nisan 1954 tarihinde doğmuş isem de resmi kayıtlara doğum tarihim 1 Mayıs olarak girmiştir.

Fakat 1 Mayıs tarihi benim ikinci kez doğum tarihim olarak nasıl bir anlam kazandı onu açıklamak isterim?!

Eski arkadaşlarım iyi bilirler, ben 1 Mayıs 2015 tarihinde midemde oluşan henüz ilk evredeki tümör nedeniyle gastrektomi diye bilinden bir operasyon geçirdim ve ardından kemoterapi ve radyo terapi tedavisi ile, sevgili dostlarım ve doktorlarım sayesinde kanseri yenerek, bugüne kadar yaşamayı başardım. Bugün bu operasyonun üstünden tam üç yıl geçti, yıkılmadım ayaktayım!

Bir mayıs sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için evrensel bir anlamı olan kutlu bir gündür.
Bu duygularla yaşamı, bilgi, beceri ve emeği ile yücelten her emekçinin bayramını yürekten kutluyor, aydınlık, güneşli, mutlu yarınlar diliyorum.

Sağlıcakla mutlu kalınız sevgili dostlar...

Şaban AKTAŞ
01.05.2018